Obama ile gerçekleştirilen ve 75 dakika süren toplantıda Başbakan Erdoğan'a Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ve Türkiye'nin Washington büyükelçisi Namık Tan eşlik etti.
Erdoğan'ın daha önceden planlanan Kanada'daki Türk toplumu temsilcileriyle yapacağı toplantı ve AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile görüşmeleri ise gerçekleşmedi.
NTV'den Nilgün Balkaç'ın haberine göre görüşmeyle ilgili henüz bir açıklama yapılmazken, kaynaklardan edinilen bilgilere göre, liderler 3 ana başlığı ele aldı. Erdoğan, terörle mücadele konusunda ABD'nin daha fazla desteğine ihtiyaç duyulduğunu dile getirirken, İsrail konusunda da Obama'ya özel bir dosya sundu.
Obama'ya otopsi raporları sunuldu
Bu dosyada, İsrail'in Gazze'ye giden yardım gemisine düzenlediği baskında hayatını kaybedenlerin otopsi raporları, olay sonrasındaki fotoğraflar ve nasıl öldürüldükleri konusundaki bilgiler yer aldı.
Masadaki bir başka önemli başlığın da, Brezilya ve Türkiye'nin arabuluculuğunda İran'la varılan takas anlaşması olduğu kaydedildi.
BM'deki 'hayır' oyunun nedeni anlatıldı
Erdoğan'ın, İran'a yaptırımlar konusunda kullanılan 'hayır' oyunun, ABD'ye karşı değil, sorunun diplomasiyle çözülmesinden yana tavır sergilemek amacıyla yapıldığını ifade ettiği belirtildi.
Bu arada Başbakan Erdoğan'ın, daha önceden planlanan Kanada'daki Türk toplumu temsilcileriyle yapacağı toplantı ve AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile görüşmeleri iptal edildi.
G-8 sonuç bildirgesinde uranyum takas anlaşmasına atıf
Kanada'nın Huntsville kentinde düzenlenen G-8 zirvesinin sonuç bildirisinde, Türkiye ve Brezilya'nın İran ile vardığı uranyum takası anlaşmasına da atıf yapıldı.
Bildiride, İran'ın nükleer faaliyetlerinden kaynaklanan sorunu çözmeye dönük tüm diplomatik çabalardan duyulan memnuniyet dile getirilirken, "Türkiye ve Brezilya'nın Tahran Araştırma Reaktörü konusunda, son dönemdeki çabaları da buna dahil" ifadesi kullanıldı.
BM Güvenlik Konseyi'nde kabul edilen İran'a yeni yaptırım kararının uluslararası toplumun kaygılarını yansıttığına işaret edilen bildiride, tüm ülkelere bu kararı tam olarak uygulaması çağrısında bulunuldu.
Bildiride, tüm ülkeler gibi İran'ın da sivil nükleer program yürütmeye hakkı olduğunu, ancak bu hakkın bazı uluslararası yükümlülükleri de beraberinde getirdiği ifade edildi.
"İran'ın, nükleer faaliyetleriyle ilgili şeffaf davranmaması ve uranyum zenginleştirmeye devam etme niyetinden derin kaygılıyız" denilen bildiride, bu ülkeye, BM Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun koşullarına önem vermesi ve nükleer programının barışçıl olduğuna dair uluslararası güven tesis etmek için ilgili kararları hayata geçirmesi çağrısında da bulunuldu.
Bildiride, şöyle devam edildi:
"Amacımız, İran'ın liderlerini nükleer faaliyetleriyle ilgili şeffaf diyalog yürütmeye ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye ikna etmek.
Bu bağlamda, Çin, Fransa, Almanya, Rusya, Birleşik Krallık, ABD ve AB Yüksek Temsilcisi tarafından verilen mevcut çabaları güçlü biçimde destekliyoruz ve onların tüm önemli konuların müzakereyle çözülmesine olan bağlılıklarını memnuniyetle karşılıyoruz. Ayrıca, Tahran Araştırma Reaktörü konusunda Türkiye ve Brezilya'nın son dönemdeki çabası da dahil olmak üzere, bu bağlamda verilen tüm diplomatik çabaları memnuniyetle karşılıyor ve takdir ediyoruz."