Politika

Erdoğan: Ne Şii, ne Sünni'yiz; böyle bir dini tanımıyoruz, bizim tek dinimiz var o da İslam'dır

"İslam'ın ışıltısını taşıyan şehirlerimizden hâlâ ayakta olan varsa o da İstanbul'dur"

18 Nisan 2016 01:15

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran'ın kınandığı İslam İşbirliği Teşkilatı'nın sonuç bildirgesine ilişkin  "Biliyorsunuz bu hafta İslam İşbirliği Teşkilatı'nın sonuç bildirgesini açıkladık. Ne Şii, ne Sünni'yiz; böyle bir dini tanımıyoruz, bizim tek dinimiz var o da İslam'dır" diye konuştu. İslam İşbiliği Teşkilatına ilişkin "İslam aleminin birliği için üzerimize düşenleri yapıyoruz. İstanbul'da bu zirveyle birlikte bazı adımlar attık. Şimdi dönem başkanlığı bizde, 2 yıl biz yürüteceğiz. Tüm İslam ülkelerini bir araya getirmesi bakımından çok önemli bir platform. Müslümanların sorunlarının çözümü açısından çok ciddi bir potansiyeli var" ifadelerini kullandı. 

 

"İslam ışıltısını taşıyan tek şehir varsa o da İstanbul'dur"

Erdoğan, "Şam, Sana ve Semerkant gibi İslam medeniyetinin örnek şehirlerinin yıkıldığı" belirtip "İslam'ın ışıltısını taşıyan şehirlerimizden hala ayakta olan varsa o da İstanbul'dur" diye konuştu. 

 

"Babama sordum Laz mıyız? Türk müyüz?"

Erdoğan Kutlu Doğam Haftası programındaki konuşmasında "Babama 'Laz mıyız, Türk müyüz?' diye sordum. Büyük dedem, babama 'Müslümanım de geç demiş'. Mezhepçilik, ırkçılık, terör belasıyla karşı karşıyayız. Bizim tek dinimiz var, İslam. Bizi birleştiren İslam. Biz İslam'ın bütünleştirici çatısı altında toplanacağız. 'Gelin birlik olalım' demenin anlamı bu" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyanet'in Kutlu Doğum Haftası programındaki konuşmasından satır başları şöyle:     

"Bir mezhepçilik, iki ırkçılık, üç terör belasıyla karşı karşıyayız. Biliyorsunuz bu hafta İslam İşbirliği Teşkilatı'nın sonuç bildirgesini açıkladık. Dedik ki biz, 'Ne Şii Ne Sünni'yiz, böyle bir dini tanımıyoruz, bizim tek dinimiz var o da İslam'dır' dedik. Biz İslam'ın bütünleştirici çatısı altında toplanacağız, Sünni'siyle Şii'siyle şunla bunla. 'Gelin birlik olalım' demenin anlamı bu.
İkincisi ırkçılık. Hangi ırktan olursa olsun, Laz ol, Kürt ol, Çerkes ol, Türk ol, Abaza ol, bizi bütünleştiren tek şey İslam, burada bütünleşeceğiz. Eğer hiçbiri olmazsa başımızın belası nedir? Terör fitnesi. Şu an biz terörün bedelini ödüyoruz. Bakın bunca insan ölüyor, biz burada duramayız. Sonuna kadar devam edeceğiz bu operasyonlara. Niçin? Birliğimizi, huzurumuzu tesis etmek için yürüyeceğiz. Elhamdülillah bu toprakları vatan yapmak için şehadete koşan yavrularımız var.

"Asla kula kulluk yakışmaz, Allah'tan başka hiçbir güce kul olmadık, olmayacağız. Ne yazık ki insanoğlunu aldatıp da birilerine, farkında olmadan, kul olmaya sevk edenler var. Filanca efendi bize şah damarından daha yakın diyenler var. Bize şah damarından daha yakın olan sadece Rabb'imizdir! Allah'a itaat şart, dikkat ediniz hemen arkasından peygambere itaat de emrediliyor. Çocukluğumuzda bize tekerleme gibi ezberletilen birtakım bilgiler vardı. Ne deniyordu? Kimin kulusun? Allah'ın kuluyum. Ümmetin ne? Hz. Muhammed. Kıblen ne? Kabe. Kimin milletindensin? Hazreti İbrahim'in milletindenim. Bu soru-cevap seramonisi tevhid ve vahdet anlayışının en yalın halidir. 

 

"IŞİD, El  Kaide adıyla ortaya çıkanların
tüm zulmü Müslümanlaradır" 

"Değerli kardeşlerim, her Kutlu Doğum tarihi her Müslüman için yeni bahardır. baharımızı kara kışa çevirmek, umutlarımızı yeşermeden kurutmak isteyenler var. Bunlar zaten gördüğümüz, bildiğimiz, tanıdığımız kesimlerdir. Coğrafyamızdaki 1000 yıllık varlığımızın karşısında da hep bunlar olmuştur. Maalesef bunlar, her dönem olduğu gibi kendine Müslüman diyenler arasında da aynı gayeye hizmet edenler bulunmaktadır. IŞİD adıyla, El Kaide adıyla ortaya çıkanların tüm zulmü Müslümanlaradır. Bunların İslam'a verdiği zararı en azılı İslam düşmanları bile verememektedir.

 

"Cihat hayat vermedir"

"Sorsanız cihat yapıyoruz diyorlar, cihat, diriliştir, hayat vermedir, ihya etmedir, inşa etmedir. Bugün eğer bir cihattan söz edilecekse bu İslam düşmanlarının ortaya çıkmasını sağlayan fitneyle mücadele etmektir. Teröristleri öldürmek demiyorum, onları ortaya çıkaran şartların ortadan kaldırılmasıdır diyorum. Bataklığı kurutmazsanız ölülerin yerine yenisi gelir. Aslolan kalplerin temizlenmesi, gönüllerin kazanılmasıdır. Mazlum kalmış medeniyetimizi ayağa kaldırmalı, tüm insanlığa ışık saçan bir sevgi bir adalet kaynağı haline getirmeliyiz.

 

"İslam'ın ışıltısını taşıyan şehirlerimizden hala ayakta olan varsa o da İstanbul'dur"

"İslam medeniyeti dünyanın dört bir yanında insanlığın maddi ve manevi ilerleyişinin lokomotifi olmuştur. Görünüşte maddi bir devrimle, esasında sömürüyle, haksızlıkla doldurulmuştur. Endülüs, geride hiçbir iz bırakılmamacasına yok edilmiştir. Şam, Sana... Bunlar İslam medeniyetinin örnek şehirleriydi. Semerkant, Buhara, Kaşgar, ilim irfan yuvası olan bu şehirlerimizin ışıltısı söneli çok oldu. Alçak oyunlarla her gün biraz daha örseleniyor, biraz daha yok ediliyor. İslam'ın ışıltısını taşıyan şehirlerimizden hala ayakta olan varsa o da İstanbul'dur. Bugün müslümanların içinde bulunduğu durum gerçekten çok can yakıcı, Müslümanlar bunu hak etmiyor. Dinin sahibi Allah'tır ve kimse ona zarar veremez. Müslümanlar kendi haysiyetini kendileri korumak zorundadır. Mezhep fanatizmlerini dinlerinin önüne geçirmeye çalışanlar oldukça dayanışma içinde olamayız. Kur'an-ı Kerim'in ve peygamber efendimizin kesinlikle yasakladığı ırkçılıktan kurtulamadıkça dirliğimizi sağlayamayız. Bizleri bir araya getirip sımsıkı saracak bir yol var, Allah'ın ve ümmetin birliği. İslam aleminin birliği için üzerimize düşenleri yapıyoruz. İstanbul'da bu zirveyle birlikte bazı adımlar attık. Şimdi dönem başkanlığı bizde, 2 yıl biz yürüteceğiz. Tüm İslam ülkelerini bir araya getirmesi bakımından çok önemli bir platform. Müslümanların sorunlarının çözümü açısından çok ciddi bir potansiyeli var. Bugün, Müslümanların çoğunlukta olduğu istikrarsızlık ve teröristlerin çözümü konusunda baktığımızda teşkilata üye ülkeleri ortada göremiyoruz.

 

"Dünyada tek bir insan dahi zulüm görüyorsa bu çok büyük bir sayıdır"

"Artık mezhep, meşrep, köken farklarımızı bir kenara bırakarak tevhide ve vahdete sarılma zamanıdır. Helal ve haram konusunda uymak da dahi, İslam dünyasının ve onunla birlikte tüm insanlığın önünü açma imkanına sahibiz. Dünyada tek bir insan dahi zulüm görüyorsa bu çok büyük bir sayıdır. Sadece İslam ülkelerinde yüz milyonlarca insan zulüm altındadır. Bir deri bir kemik kalıp hayata gözlerini yuman insanlarla yaşadığımız her gün bize haramdır. Evladını kaybettiği için yüreği yanan anne babaların, tüm ailesini kaybettiği için öksüz kalan muhacirlerin yanı başında huzur içinde uyumak bize haramdır. Sorunlar büyük, sorumluluğumuz büyük, vebalimiz büyüktür. Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle yapacağımız ibadetlerin kardeşliğimizi güçlendirmesini temenni ediyorum. İçinde bulunduğumuz dönemde ümmetimizin Türkiye'den büyük beklentileri vardır."