Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaret ettiği Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, partisinin gelecekte hangi ittifak içerisinde bulunacağı sorusuna, "Seçime bir hafta kala buna karar verilir. Ondan önce bunu açıklarsam bir bölünme meydana gelir. Ben bunu açıklamam. Ne yapacağım kalbimde durur. İki topluluk var. İkisiyle de görüşerek bizim davamızın başarıya ulaşmasında en doğru yol hangisiyse ona karar verir ilan ederiz" dedi. Asiltürk, "Ben CHP’yle de düşman gibi sert bir üslupla konuşmuyorum. İyi Parti'yle de. Biz MHP’yle de çok yumuşak yakınlaşma şey ettik ama onlardan bize olumlu cevap gelmedi. Onlara da bütün partilerle iyi davranmamız lazım" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi yöneticisi Oğuzhan Asiltürk'ü evinde ziyaret etmesinin ardından, ittifak tartışmaları gündeme geldi. Asiltürk, Erdoğan'ın ziyaretine ilişkin, Kudüs TV'de yayınlanan ‘Diyalog ve Uhuvvet’ programında gazeteciler Nureddin Şirin, Selim Akduman ve Hazım Koral’ın yönelttiği soruları yanıtladı.
Asiltürk, Saadet Partisi’nin gelecekte hangi ittifak içerisinde yer alacağına yönelik soruya, "İleride şöyle mi yaparız böyle mi yaparız demenin zamanı o noktaya geldiğimiz zaman, seçime bir hafta kala buna karar verilir. Yapılır. Ondan önce bunu açıklarsam bir bölünme meydana gelir. Ben bunu açıklamam. Ne yapacağım kalbimde durur. İki topluluk var. İkisiyle de görüşerek bizim davamızın başarıya ulaşmasında en doğru yol hangisiyse ona karar verir ilan ederiz" diye yanıt verdi.
Asiltürk'e yöneltilen sorulardan bazıları ve yanıtları şöyle:
Sayın Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı forsu olmadan sivil bir plakayla sizi ziyarete geldi. Burada almamız gereken bir mesaj var mı? Ziyaretin içeriğiyle ilgili ne sayın Cumhurbaşkanı net bir şey söyledi ne de siz net bir açıklama yaptınız. Sadece nezaket ziyareti miydi yoksa siyasi bir ziyaret miydi?
"Bunu bana bütün televizyon kanalları, haber kanalları sordular. Onlara ne dediysem size de aynısını söyleyeceğim. Sayın Cumhurbaşkanı devletin başkanıdır. Devletin başkanı bir nezaket gösterip benim ziyaretime gelmişse ben onun söylediklerinin dışında bir şey söylemem benim edep anlayışıma, saygı anlayışıma uygun olmaz. Onun için kimseye bir şey söylemedim. Sayın Cumhurbaşkanı ne diyorsa o doğrudur dedim. Forsunu morsunu kullanmadan abi kardeş gibi görüşmeye gelmesi karşısında ben en ufak bir açıklama yapmam. Kendisi ne açıklama yaparsa o dur esas. O da gereken ölçüde bir şeyler söyledi. Benim bu tutumumu da gördüğü için çok da memnun olduğunu biliyorum. Bazı şeylerde saygı göstermek lazım."
"Çok faydalı bir hareketti sayın Cumhurbaşkanının yaptığı"
Abi kardeş ziyareti ifadesini kullandınız. Yaşanan bu siyasi ayrılıklar veyahut tartışmalardan sonra sizin bu ziyaretinizi güncel konuların ötesinde bu gönül dünyasının birlikteliğine ve gönül dünyasının birliktelik arzusuna bağlayabilir miyiz? Erbakan hocamızın mirasını, değerlerini ve ideallerini ikame etme, yaşatma, daha da sahiplenme noktasında sizin statünüz ve misyonunuzdan istifade etme noktasında bir samimane girişim olarak da göstermek mümkün mü?
"Tabii böyle düşünülebilir. Asıl önemli olan sayın Cumhurbaşkanını bunu bir gösteriş olarak yapmadan samimi bir şekilde geldi. Bizim evimizi gelenler bilirler. Öyle döşemesinde hiçbir lüks falan yoktur. Orada beraber resim çektirdik. Bu toplumda olumlu etki yaptı. Çok faydalı bir hareketti sayın Cumhurbaşkanının yaptığı. Nitekim neticesini de gördük. Toplumda o kavga ortamı birdenbire değişiverdi. Daha da geliştirmemiz lazım. Bütün siyasi partilere bütün konuşmalarımda hitap ediyorum. Herkesin üzerine düşen görevi yapması halinde bu ortamı düzeltebiliriz. Siyasi partiler birbirine acı acı sanki can düşmanı gibi tenkit etmekten vazgeçecekler."
"Particilik yapmak için değil"
"Türkiye ikiye ayrılmış. Yarısı yarısının hasmı gibi davranıyor. İlk bu ortamı düzeltme hareketini sayın Cumhurbaşkanı yaptı. Beni ziyarete geldi. Bu bir parti ziyareti değildi. Erbakan bu davanın lideriydi, sonrasında bu konumu istemediğim halde bana zorla devrettiler. Sayın Cumhurbaşkanı milli görüş liderini ziyarete geliyor. Bu çok takdir edilecek bir şey. Particilik yapmak için değil. Kendisi de bu olgunluğu göstererek ziyareti yapınca toplumda çok olumlu etki yaptı. Bütün partilerin böyle davranması lazım. Kardeşim sizin fikriniz Türkiye’yi şöyle şöyle ölçüler içinde idare etmek diyebilirsiniz. Size inananlar sizinle beraber olsun. Ama inanmayanları aşırı derecede tenkit edemezsiniz. Saadet Partimizin de ölçülü olarak kardeşliği sağlayacak bir üslupla hareket etmesi lazım. Arkadaşlarımız büyük ölçüde değiştiler ama biraz daha zamana ihtiyacımız olacak."
Görüşmede gündeme gelmiştir ama gelmemiş gibi kabul ederek. AK Parti’den Saadet Partisi’ne bir ittifak teklifi gelirse Saadet Partisi Cumhur İttifakı’ndan mı Millet İttifakı’ndan mı yana olmalı?
"Ben CHP’yle de düşman gibi sert bir üslupla konuşmuyorum. İyi Partiyle de. Biz MHP’yle de çok yumuşak yakınlaşma şey ettik ama onlardan bize olumlu cevap gelmedi. Onlara da bütün partilerle iyi davranmamız lazım. Partiler bunu yaparsak toplumda da karşılık bulur. Sadece AK Parti’nin gelmesi bile toplumu ne kadar değiştirdi. Diğerlerine de aynı şeyleri söylüyorum. Bizim görevimiz hakkı anlatmaktan ibaret kimseyle bir düşmanlığımız yok. Onun için ileride şöyle mi yaparız böyle mi yaparız demenin zamanı o noktaya geldiğimiz zaman, seçime bir hafta kala buna karar verilir. Yapılır. Ondan önce bunu açıklarsam bir bölünme meydana gelir. Ben bunu açıklamam. Ne yapacağım kalbimde durur. İki topluluk var. İkisiyle de görüşerek bizim davamızın başarıya ulaşmasında en doğru yol hangisiyse ona karar verir ilan ederiz."
"Biz şimdiden hiçbir şekilde şu grupla bu grupla olacağız diyemeyiz"
Bu ziyaretin geleceğinin adını nasıl koyabiliriz?
"Bunun iki türlü değerlendirmemiz lazım. Sayın Cumhurbaşkanı diğer partilere de gidiyor şey ediyor. Partiler arasında bu kavgadan vazgeçme gibi bir temel isteği toplumun isteğine uygun hareket ediyor. Herkesin soracağı soru peki seçimlere giderken siz iki topluluk var. Biz şimdiden hiçbir şekilde şu grupla bu grupla olacağız diyemeyiz. Benim hissettiğim bu grupların değişmesi de söz konusu. Mesela bazı partiler hakkında değerlendirmeler onları rahatsız edebilir ama… Mesela AK Parti’yle birlikte hareket etme konusunda başka bir parti de şey edebilir. Şimdiye kadar resmen ifade edilmese bile onlar anlaşılıyor."
"İyi Parti de iyi ilişki kurma arzusunda"
İyi Parti mi efendim?
"Kardeşim ben söylesem adını ben söylerim. Ben bunu kimseyi kırmadan, birilerinin adına bir şey söylememek için dikkatle konuşuyorum. Böyle bir görüntü var. Birlikte olacaklar manasında değil ama İyi Parti de iyi ilişki kurma arzusunda. Bunu gösteriyor. Bunun neticesinde epey zaman var. Ne olur bilemeyiz ama bizim iyi niyetle bunları teşvik etmemiz lazım. Partiler toplumu yönlendiriyorlar. Partide çatışma olunca toplumda çatışma oluyor. Bunu dikkate alarak partilerin iyi ilişki içerisinde olması lazım. Bana ısrarla sordular. Tüm partilerle iyi ilişki içerisinde olacağız. İyi ilişki içinde olmak insani, ahlaki bir görevdir. Ama fikrini kendi ortaya koyup savunup, karşıdakini de küçük görecek gibi değil. Ben senin şeyini uygun görmüyorum dersek bu toplumu düzeltiriz. Ben bunu uygulamak için çırpınıyorum. Allah yardımcımız olsun."