Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya'da bulunan 'FETÖ' üyesi olduğu iddia edilen savcıları iade talebinin reddilmesiyle ilgili olarak "Eyy Almanya, biz sizin bu duruşunuzdan endişeleniyoruz, siz teröre çanak tutuyorsunuz çanak" dedi. "Bu terör belası ey Almanya bumerang gibi sizi de vuracaktır. Siz teröre yataklık yapmaktan dolayı tarih boyunca anılacaksınız" ifadesini kullanan Erdoğan "Almanya'nın şimdi de ısrarla FETÖ'nün arka bahçesi haline dönüşmesinden endişe ediyoruz" diye konuştu.
Beştepe'deki Yaşayan İnsan Hazineleri ödül töreninde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarının tamamı şöyle:
"Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından düzenlenen aşayan insan hazineleri, geleceğe aktarılan mirasını temsil eden sanatçılarımızı huzurunuzda tebrik ediyorum. Bu sanatçılarımızın her biri kendi alanlarında tüm hayatlarını vakfederek elde ettikleri becerilerle ülkemize kattıkları değerleri için teşekkürü hak ediyor.
"Değerli kardeşlerim Türkiye yaşayan insan hazineleri bakımından çok verimli bir ülkedir. Ancak her konuda olduğu gibi hususta da elimizdeki hazinelerin tespitini yeteri kadar yapamadığımızı düşünüyorum. Türkiye UNESCO'nun somut olmayan kültürel mirasın korunması sözleşmesine 2006 yılında taraf oldu. Bakanlığımız 2008 yılında geleneksel kültür değerlerimizin korunmasının bunların uygulayıcılarının korumaktan geçtiğiyle yaşayan insan hazineleri milli sistemini kurdu. Somut olmayan kültürel miras ve yaşayan insan hazineleri kategoriyle ilgili olarak değerlendiren çalışmalar sonucu tespit edilen kişilere de ödüller veriliyor.
"İnsanlar kendini bilebilseydi dünyada haksızlık, kavga olmazdı"
"Bugün de 9 kişi ve bir gruba ödüllerini veriyoruz. Ödül verilen kişilere baktığımızda aşıklardan, yapımcılara, dokuma, boyama ustalarına kadar geniş yelpazede isimler görüyoruz. İçlerinde Neşet Ertaş gibi ödül verildikten sonra kaybettiğimiz değerlerimiz de var. Bakınız ne diyor rahmetli Neşet Ertaş, "İnsanlar kendini bilebilseydi veya insanlar kendini bilebileydi dünyada haksızlık, kavga olmazdı. İnsan doğan yine insan ölseydi belki de dünyada hayvan kalmazdı" Bu insanları saygıyla selamlıyor, tüm sanatçılarımıza şükranlarımızı sunuyorum. Fakat şunu da çok iyi biliyorum Türkiye'nin her yerinde yaşayan insan hazinesi sıfatını hak eden gerçekten çok kıymetli insanlarımız var Yurt gezilerimizde zaman zaman bunlarla karşılaşıyoruz. Yaşları bir hayli ilerlemiş olan bu ustalarımızın maharetlerini yeni nesillere aktarma konusunda sıkıntı yaşadığını görüyoruz. Üstadın dediği gibi "Üstada kalırsa bu öksüz yapı, onu sürdürmeyen çırak utansın" Bugün pek çok alanda ocaklarını tüttürecek, el verecek gençler bulamayan ustalarımız maalesef kendi işlerinin son temsilcileri durumundadır. Bu tür ödüllendirmelerin gençlerimiz arasında somut olmayan kültürel miraslarımızın beşeri kaynağını sürdürecek bir ilkeyi üreteceğini ümit ediyorum.
"Değerli kardeşlerimiz her birimiz irade sahibi fertler olarak yaptığımız veya yapmadığımız şeylerden sorumluyuz. Nitekim yaşayan insan hazineleri olarak tarif ettiğimiz değerlerimizin usta çırak ilişkisiyle gönüllerinin aktığı alanlarda kendilerini yetiştirmişlerdir. Tabii bir sanatı ustasından öğrenmek önemlidir asıl olan onu daha ileri taşımaktır. Boynuz kulağı geçmez ise orada bir sorun var demektir. Boynuz kulağı geçecek ki mesafe alıyoruz demektir. Sanatın ve ilmin en az bilgi kadar bir ölçüsü vardır. Dediler ilmin geride illa edep, illa edep.
"Anlam itibariyle ne demek?"
"İşte böyle olduğu için bizim ecdadımız ilimle, sanatla edebi buluşturup ahilik teşkilatını kurmuştur. Ne ecdat dimi, becerinin aktarıldığı değil, aynı zamanda edebin milleti millet yapan vasıfların aktarıldığı ahilik sisteminin görünmeyen omurgasıdır, edep. Anlam itibariyle ne demek? "El, dil, bel, bunlara sahip olacağız" Bunlara sahip olduğun zaman edebi anlamışsın demektir. Türk milleti edebi yaklaşık bin yıldır Malazgirt'te açılan yolda İstanbul surları önünde Fatih'in kutsal topraklarda ilerlerken Mevlana gibi Hacı Bayram gibi gönül erlerinden almıştır. Fetih için kalkan kılıcı, demiri dövmek için tuğlayı örmek, harfi yazmak için kalkan bilekle hepsini de aynı amaç için yürekle birleştirmediğiniz zaman birlikteliği sağlayamazsınız.
"1453, 1919, 1923 nasıl dönüm noktasıysa 15 Temmuz 2016 tarihi de dönüm noktasıdır"
"1453 dönüm noktasıysa, 1919 dönüm noktasıysa, 1923 dönüm noktasıysa 15 Temmuz 2016 tarihi de dönüm noktasıdır. Cumhuriyetimizin 93 yılı boyunca bileğimizi aynı gaye için bir araya getirme sıkıntımızı 15 Temmuz ile birlikte geride bıraktığımızı düşünüyorum, milletimle iftihar ediyorum. Zira bu millet demir yığınlarına, F16'lara, tanklar, toplara silahlara 15 Temmuz gecesinde işte eşref-i mahluk olarak, insan olarak göğsünü gerdi.
"Gençlerimize bazıları laf atıyor, yok şöyle yok böyle diyor. Bu gençlik işte tankları önünde durdu ve göğsünü siper etti Hakk'ın da vadettiği günler doğdu. İşte şimdi gençler yolumuzda şu var nedir o, ilim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır. Onun için ben bu gençliği selamlıyorum. Çünkü bizim bu gençliğimiz Rabbime hamd olsun el bombasıyla kalkıp da askerine, polisine saldıran değil, bizim bu gençliğimiz ilim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir, sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır anlayışıyla yürüyor. Ve bizim gençliğimiz inşallah bilgi ile hikmeti bir arada götürecek olan gençliktir. Onun için farklı br gençliktir. Türk milleti 15 Temmuzda sadece hürriyetine, bayrağına, ezanına, demokrasisine değil hedeflerine de sahip çıkmıştır. Ama bundan rahatsız olanlar da olmuştur, selalardan rahatsız olanlar olmuştur. Geçmişte de bunlardan rahatsız olanlar vardı, yarın da olacak bunu bilesiniz. Ama bütün mesele biz yolumuzda daim olalım ve kula kul olmayalım. Sadece Allah'a kul olalım. Halkımız FETÖ ile birlikte PKK'sından DEAŞ'a kadar tüm terör örgütlerine meydan okuyarak tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedi. Seksen milyon biz tek milletiz. Türkü Kürdü Lazı Arabı vesaire 80 milyon tek millet, ayrım yok.
"Eğer tehdit Suriye'den geliyorsa Suriye'deyiz, Irak'tan geliyorsa Irak'tayız"
"Gençler belediye başkanlığı yaptım biliyorsunuz toprak tarladır. Arsadır, arazidir eğer toprak imardan geçmişse tarla olmaktan çıkar arsa olur. He vatan olması için de toprağın kanla yoğurulması gerekir. İşte bizim bu topraklarımız da şehit kanlarıyla yoğuruldu. Onun için bu topraklar vatan. Kimse bu vatan toprakları üzerinde operasyon yapamaz, yaparsa işte Doğuda, Güneydoğuda olanları görüyorsunuz. Zaten şüheda olmazsa o zaman vatan olmaz. Çanakkale böyle oldu, onlar olmazsa bunlar olmazdı. Bundan sonra da böyle yürüyeceğiz.
"Oraya yerleşmek için değil he oralardan gelen tehditleri yerinde durdurmak için eğer tehdit Suriye'den geliyorsa Suriye'deyiz, Irak'tan geliyorsa Irak'tayız. Sen bana şehitleri kalkıp da hazırlatamazsın. Teröristlerin barındığı neresi varsa orada olacağız. Artık kimsenin Türkiye'yi terör örgütleriyle oyalama imkanı kalmadı çünkü biz 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin mahiyeti ortaya çıktığında, yaşayacaksak adam gibi yaşayacağız, öleceksek de adam gibi öleceğiz diye milletimizle karar verdik. Başka yerlere, başka toplumlara layık görülen zillet politikası bizim gibi medeniyet birikimi olan bir millete uymaz. Biz gerekirse baş veririz ama baş eğmeyen bir milletiz. İşte 15 Temmuz bu kararı açık ve net bir şekilde tüm dünyaya ilan edişimizin sembolü olduğu için tarihi bir dönüm noktasıdır diyoruz. 2023, 2053, 2073 eskiden bir temenniydi ama artık kurtuluşumuzun demokrasi istasyonlardır. Allah'ın izniyle o gece sokakları dolduran milyonlarca kişinin cesareti asla boşa çıkmayacaktır, bu yönüyle bizim insan hazinemiz böyle büyüktür.
"Siz teröre çanak tutuyorsunuz çanak"
"Değerli kardeşlerim bu konuyu açmak istemezdim ama ülkeme ve milletime haksızlık yapıldığında hele hele saldırıldığında susmayı kendime yakıştıramıyorum. Türkiye yakın zamanda verdiği bir notayla uzun süredir Almanya'da bulundukları bilinen, arama kararı verilen FETÖ üyesi savcıların yakalanarak ülkemize iadesini talep etmiştir. Almanya Adalet Bakanı medyaya verdiği demeçte kesinlikle iade edilmeyeceklerini söylemiştir. Bakana göre Türkiye ile almanya arasındaki adli yardımlaşma sadece ağır suçları kapsıyormuş, siyasi gerekçeler bunun dışında kalıyormuş. Alman bakan, terör örgütlerini destekleyen gazetelere operasyonları kaygıyla izliyorlarmış.
"Şimdi biz de Almanya'nın bu yaklaşımını ve ürünü olan uygularını kaygıyla ve dehşetle izliyoruz. Ey Almanya, sayın Merkel'e bin dosya verdim, 4 bin dosya. Daha sonra İstanbul'daki son görüşmemizde Sayın Şansölye ben size 4 bin dosya vermiştim dedim. O dosyaların sayısı 4 bin 500 oldu dedi. Demokratik bir ülkenin AB'nin önde gelen ülkesinin terör örgütü olarak kabul ettiği bu örgütün mensuplarını korumasını ben anlamakta zorlanıyorum dedi. Şimdi kalkmışlar endişeleniyoruz diyor. Almanya, biz sizin bu duruşunuzdan endişeleniyorsunuz, siz teröre çanak tutuyorsunuz çanak. Ve bu terör belası ey Almanya bumerang gibi sizi de vuracaktır. Türkiye olarak sizden beklentimiz yok ama siz teröre yataklık yapmaktan dolayı tarih boyunca anılacaksınız. Almanya'nın şimdi de ısrarla FETÖ'nün arka bahçesi haline dönüşmesinden endişe ediyoruz. Terör örgütleri akrep gibidir.
"Teröristlere kucak açan Almanya'nın akıbetini hayırlı görmüyorum Şu anda teröristlerin barındığı önemli ülkelerden biri haline gelmiştir Almanya. Halbuki bu ülkede Türklere yönelik çok sayıda ırkçı saldırı yapılıyor. Almanya bu ırkçı saldırıları önlemek yerine teröristlere sahip çıkması kabul edilebilir bu durum değil. Almanya FETÖ'nün terör örgütü olduğu konusunda şüphe duyuyorsa Meclisimizi ziyaret etsinler. Öyle kalkıp da esip gürlemek, bunu bu ülke yutmuyor, gereği neyse onu yapacağız. Bizim iç hukukumuz kimseyi ilgilendirmez. Sonra da ellerini başlarının arasına alıp Alman parlamentosunun bombalandığını bir hayal etsinler, acaba ne yaparlardı. Eğer buna rağmen FETÖ'yü terör örgütü olarak kabul etmezlerse anlarız ki niyetleri başkadır. Bizim dilleri olup da konuşmayanlara söyleyecek sözümüz yok..."
Yıldırım: Millet şuuru, kültür değerlerimiz, inançlarımız...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan önce kursüye çıkan Başbakan Binali Yıldırım, ödül törenine dair açıklamalarda bulundu. Beştepe'deki ödül töreninde konuşan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Köklerimizi, geçmişimizi daima yaşatacağız, yaşatacağız ki geçmişimizi en güzel şekilde inşa edelim. Millet şuuru, kültür değerlerimiz, inançlarımız, bizi biz yapan özelliklerimizi kaybettiğimiz zaman gelecekle ilgili çok büyük tehlikeyle karşı karşıya kalmamız mukadder olur. Bu özelliğimizin hala dipdiri olduğunu 15 Temmuz gecesi yaşadık. Bu aziz milletin evlatları silaha karşı, tanka karşı göğsünü siper ederek alçakça bir darbe girişiminde bulunan terör güruhuna gerekli dersi vermiş. Türkiye'nin birliğini sağlamayı başarmıştır. Bu vesileyle ülkemizin bağımsızlığı ve bütünlüğü için, halkımızın refahı ve güvenliği için canını seve seve veren tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
"Bu önemli etkinliği başlatarak yaşayan insan hazineleri fikrini bir geleneğe dönüştürerek her yıl bir ömrünü vakfeden bu insanlarımızı, gençlerimize, milletimize tanıtma yönünde ortaya koyduğu gayretten dolayı sayın bakanımız ve ekibine de teşekkür ediyorum. Bütün sanatçılara da bir kez daha hoş geldiniz diyorum."