Politika

ERDOĞAN: DÜNYANIN TÜM MESELELERİNE KADIN ELİ DEĞMELİDİR İSTANBUL (A.A)

05 Kasım 2010 15:52
-ERDOĞAN: DÜNYANIN TÜM MESELELERİNE KADIN ELİ DEĞMELİDİR İSTANBUL (A.A) - 05.11.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Açık yüreklilikle söylüyorum, bütün samimiyetimle ifade ediyorum; dünyanın tüm meselelerine, evet, mutlaka ve mutlaka kadın eli değmelidir. Ama kadın eli, dünyanın tüm meselelerinden daha önce kendi meselelerine el uzatmalı, önce kendi hak mücadelesi önündeki engelleri aşmalı, önce kendi mücadelesinde güç birliği sağlamalıdır'' dedi. Erdoğan, İstanbul Kadın Araştırmaları Merkezi tarafından 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında düzenlenen ''Uluslararası İstanbul Kadın Buluşması (KADINİst)''nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye olarak, aktif dış politikayla, önce bölgede, onunla birlikte tüm yeryüzünde barışın, adaletin, eşitliğin, demokrasinin en geniş manada karşılık bulması için son derece samimi çaba gösterdiklerini belirterek, ''Batının sahip olduğu haklardan doğu mahrum kalmasın'', ''Kuzeyin sahip olduğu imkanlara güney gıptayla bakmasın'', ''Demokrasi, insanca yaşam şartları, belli ülkelerin, belli bölgelerin imtiyazı olmasın, bütün insanlığın ortak değeri olsun'' istediklerini anlattı. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bakınız... Bizim, kadınların sorunlarına yaklaşımımızdaki temel hareket noktası da işte bu ilkelerdir. Biz, insanı sadece ve sadece insan olarak görüyoruz. Yani homoekonomikus anlayışıyla insana bakmıyoruz. İnsanı, tüm fiziki, cinsi, sosyal, ekonomik, psikolojik vasıflarının daha da ötesinde, dilinden, inancından, renginden, etnik kökeninden tamamen bağımsız olarak, bir can olarak, yaradılmışların da en kutsalı olarak görüyoruz. İşte onun için, büyük Türk ozanı Yunus Emre'nin söylediği gibi söylüyor, yaratılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Biz, kadın ile erkeğin temel haklara sahip olmasını, haklar noktasında kesinlikle eşit olmasını, demokrasinin, çağdaşlığın bir gereği olmanın çok ötesinde, bir insanlık meselesi olarak görüyoruz ve bunu böyle görmek zorunda olduğumuzu her zaman her yerde söylüyoruz. İnsan hakları mücadelesi yerel olamaz, yerele sıkışıp kalamaz. İnsan nasıl evreni kuşatan bir varlıksa, insanın hak mücadelesi de evreni kuşatan, evrenin her köşesini ilgilendiren, evrensel bir mücadele olmak zorundadır. Kadın hakları meselesi sadece kadınların meselesi değil, insana değer veren herkesin meselesidir. Biz kadınların her alanda rolünü, statüsünü geliştirmesi, önemli misyonlar yüklenmesinin gerekliliğini düşündük ve uygulamaya koyduk. Açık yüreklilikle söylüyorum, bütün samimiyetimle ifade ediyorum; dünyanın tüm meselelerine, evet, mutlaka ve mutlaka kadın eli değmelidir. Ama kadın eli, dünyanın tüm meselelerinden daha önce kendi meselelerine el uzatmalı, önce kendi hak mücadelesi önündeki engelleri aşmalı, önce kendi mücadelesinde özellikle hanım kardeşlerimizin güç birliği yapması gereğine inanıyoruz.'' -PAKİSTAN'DAKİ KADINLAR- Başbakan Erdoğan, batılı kadının eşit işe eşit ücret mücadelesinin önemli olduğunu ve bunu desteklediklerini, ancak Pakistan'daki kadının, yoksulluk karşısında var olabilme mücadelesi verdiğini de hatırlatmak istediğini söyledi. ''Acaba gelişmiş ülkelerdeki kadınlar Pakistan'daki kadınların ne kadar yanında yer aldılar? Onu da merak ediyorum'' diyen Erdoğan, gelişmiş ülkelerdeki kadınların doğum izni, süt izni mücadelesinin elbette önemli olduğunu, ancak Afganistan'daki, Afrika'daki kadınların ölüm kalım mücadelesi verdiklerini de hatırlatmak istediğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, demokratik toplumlarda kadının cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadelesinin elbette hayati derecede önemli olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:  ''Ama Irak'ın kadınlarının, cinsiyet ayrımcılığıyla mücadele konusuna daha gelemediklerini, hayata tutunma mücadelesinde henüz başarı sağlayamadıklarını hatırlatmak isterim. Yaptığım Irak seyahatlerinde bindiğim aracın şoförlerine sordum; 'Irak'ta kaç dul kadın var?' diye... Aldığım cevap enteresandı. 'Bilmiyorum ama herhalde bir milyonun üzerindedir.' Bunlar bu acımasız savaşın dulları, bunun bedelini, faturasını kim ödeyecek? Bunu sormak görevimiz değil mi? Bunu ben sadece burada konuşmuyorum, onu da hatırlatayım. Bunu BM'de de gündeme getirdim. Orada da konuştum, onun için rahatlıkla burada söylüyorum.'' Çağdaş dünyanın kadını ne kadar önemliyse Bağdat'ın, Nahçıvan'ın, Darfur'un, Kabil'in, Kudüs'ün, Gazze'nin kadınlarının da o kadar önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, modern dünyanın kadınlarının, kendileri dışındaki dünyaya ne kadar kulak kesilirse kadınların hak ve eşitlik mücadelesinin de o kadar güç ve etkinlik kazanacağına inandığını belirtti. Çünkü bunun, kadın hakları mücadelesi olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Bu Müslüman için farklı, Hristiyan için farklı, Musevi için farklı, ateist için farklı olarak değerlendirilemez. Kadın kadındır, insan insandır. Cinsiyet ayrımcılığına her dönemde maruz kalmış, bunun acısını hissetmiş, bunu çözmek için yola çıkmış kadınların, her türlü ayrımcılığı, bölgesel, etnik, dinsel, mezhepsel, ideolojik her türlü ayrımcılığı aşmaları, gelecek adına umutları daha da çoğaltacaktır'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Türkiye'de, 8 yılda çok geniş bir kesimin teveccühüne mazhar olduklarını, her seçimde oylarını artırdıklarını, milletin muhabbetinin her geçen gün daha da arttığını ifade ederek, ''Çünkü biz sadece konuşmuyoruz, yaşıyoruz, yaşamaya ve yaşatmaya gayret ediyoruz'' dedi. Seçmenler arasında, kadınların beğenisi ve takdirinin diğer her kesimin üzerine çıktığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: ''Hanım milletvekillerimiz, bakanlarımız, partimizin kadın kollarının gayretleri bu başarıda etkili oldu. Ama asıl önemli olan, Türkiye'yi büyütürken, geliştirirken, kalkındırırken, onunla birlikte en çok da kadınlarımızın yaşam standartlarını yükseltmemiz oldu. Eğitime sağladığımız desteklerden en çok hanım kardeşlerimiz, kızlarımız istifade etti. Birine 20 verirken, kızlarımıza 25 verdik, erkeğe 35 verirken, kızlara 45 verdik. Buralarda mümkün olduğunca onları pozitif ayrımcılıkla daha çok destekledik. Ekonomideki rekor orandaki büyümeden en çok kadınlarımızı istifade ettirmeye gayret ettim. Yaptığımız yollar, okullar, hastaneler, çağdaş konutlar herkesle birlikte, herkesten daha çok, kadınlarımızı memnun etti.  Hanım kardeşlerimizin yaşam standartlarındaki değişim, kadınların hak mücadelesinin ivme kazanmasına da güç katacaktır. Güç birliği çığ gibi büyüyerek topyekün bir değişimin yolunu açacaktır.'' Başbakan Erdoğan, her zaman dile getirdiği bir gerçeği burada bir kez daha tekrarlamak durumunda olduğunu belirterek, kadınların sorunlarının aşılması için onlara destek olmaya, zemin hazırlamaya, güç ve imkanlar ölçüsünde bu sürece katkı vermeye devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, kadınlara şöyle seslendi: ''Ancak, açılan kapılardan, açılan yollardan daha fazla kadının ilerlemesi, kapalı kapıların zorlanması sizler sayesinde olacaktır. Siyasetten yerel yönetimlere, iş dünyasından eğitime, kültürden spora kadar her alanda daha çok hanım kardeşimizi, daha çok başarılı bayanı görmek bizi memnun eder. Ama bunların yeterli olmadığını bizler de biliyoruz. Hakkın verilmesini beklemeyin, haklarınızı elde etmek için mücadele edin. Ben bir kez daha bu buluşmayı sağlayanlara, destek olanlara teşekkür ediyorum. İstanbul'un, bu buluşmayla, kadınların mücadelesinde bir dönüm noktası şehri olmasını temenni ediyorum. Avrupa'nın Kültür Başkenti İstanbul'un, dünyanın hoşgörü başkenti İstanbul'un, kadınların hak mücadelesinde de başkent olmasını samimi şekilde desteklediğimizi bilmenizi istiyorum.''