Politika

Erdoğan: CHP ile MHP ruh ikizi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Benim milletim saygıya, edebe, adaba oy verir; saygısızlığa değil" dedi.

08 Mart 2009 02:00
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na hakaret etmek suretiyle eğer yerel seçimlerde başarı elde edeceğini zannediyorsan benim milletim saygıya, edebe, adaba oy verir; saygısızlığa değil, edep dışılığa değil" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Antalya'yı adeta sıfırdan devraldıklarını ve beş sene gibi sürede bir dünya kenti haline getirdiklerini belirterek, bugün dünyada turizm dendiğinde Antalya'nın konuşulduğunu, Antalya'nın adının artık Paris, Londra, Miami, Barcelona, Dubai, İstanbul ile birlikte anıldığını söyledi.

"AK Parti bu milletin partisidir, AK Parti samimiyetin, dürüstlüğün, tutarlılığın partisidir, AK Parti benim hanım kardeşlerimin partisidir" diyen Başbakan Erdoğan, zihinlerdeki karanlık senaryoların, tabloların hep AK Parti'ye mal edildiğini söyledi.

Kurulduktan 7.5 yıl sonra, kadın hakları konusunda kimin samimi, kimin samimiyetsiz, kimin tutarlı, kimin tutarsız olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Erdoğan, iktidarları döneminde kadınlar için yaptıklarının saymakla bitmeyeceğini söyledi. Erdoğan, bu çalışmaları şöyle anlattı:

"Anayasa'nın 10 ve 90'ıncı maddelerini değiştirdik, kadın erkek eşitliğini güçlendirdik, yeni iş kanunu çıkardık, işyerlerinde cinsiyet ayrımcılığını kaldırdık. Belediyeler Kanununu değiştirdik. Kadın ve çocuklar için sığınma evleri açtık. 'Haydi Kızlar Okula', 'Ana kız okuldayız' dedik. Kızlarımızı eğitime teşvik ettik, 350 bine yakın kız çocuğumuzu okulla buluşturduk. Kadın girişimciliğini teşvik ettik. 'Esnaf sanatkâra düşük faizli kredi vereceğiz' dedik, kadınlarımıza burada da pozitif ayrımcılık yaptık, onlara öncelik tanıdık. 'Kadınlarımız çalışsın' dedik. '5 yıl boyunca SSK işveren primlerini biz ödeyeceğiz' dedik ve ödemeye başladık.

TBMM'de kadın erkek fırsat eşitliği komisyonlarını kurduk. Bitti mi, bitmedi. 'Kız çocuklarımız yeter ki okusun' dedik. Eğitimde, engel tanımıyoruz. Erkek çocuğa 20 TL verdik, kız çocuğa 25 TL veriyoruz. Orta öğretimde erkek çocuğa 35 TL verdik, kız çocuğa ne verdik 45 TL. Parayı kime verdik anneye verdik babaya vermedik. Dünya kadınlar gününde bunun önemli olduğunu anlayın. 'Özürlü kardeşlerimiz yeter ki eğitim görsün annelerine her türlü teşvik bizden' dedik. Asgari ücrete yakın bir ücreti evinde özürlü çocuğuna bakan anneye verdik."

1650 kadın aday

İl genel meclislerinde ve belediye meclislerinde toplam 1650 kadının, AK Parti'den yerel siyasette şu anda aday olduğunu bildiren Başbakan Erdoğan, "İşte AK Parti farkı budur. CHP'de bu yok, MHP'de yok. Onlar kadın haklarını lafta söylerler lafta, icraatta yok. AK Parti yoksullar üzerinden değil, yoksullar için siyaset yapar. AK Parti özürlüler üzerinden değil, özürlüler için siyaset yapar ve AK Parti kadınlar üzerinden değil kadınlar için siyaset yapar. Kadınlarla birlikte siyaset yapar" dedi.

Diğer partililerin, bugün meydanlara çıkarak bildiriler yayınladıklarını, açıklamalar yaptıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kadın hakları dediler, kadına yönelik şiddet dediler, kadın erkek eşitliği dediler, bunu ne yüzle dediler, hangi yüzle dediler, kadın haklarını nasıl savunduklarını İstanbul'da çarşaflı bir hanımefendiye neler yaptıklarını gördük. Kadına yönelik şiddetten ne anladıklarını gördük. İstanbul'da AK Parti seçim koordinasyon merkezindeki bir hanımefendinin yüzüne tükürerek bunların ne olduğunu gördük. Kadın erkek eşitliğinden ne anladıklarını gördük. AK Parti kadın kollarımızın mensuplarına nasıl saldırdıklarını gördük. Şiddet uyguladılar ama ne yazık ki bunları çıkıp kınayamadılar. Bir kişi çıkıp da kadınlara şiddeti lanetlemedi. Bu linç girişimlerine sessiz, duyarsız kaldılar...29 Martta bu tutarsızlığın, bu samimiyetsizliğin cevabını inşallah benim milletim sandıkta verecek. Bu çifte standardın cevabını sandıkta verecek, sandıkta..."

"Antalya bizim aşkımız, bizim sevdamız. Bizim göz bebeğimiz" diyen Erdoğan, Antalya'nın AK Parti'nin ak belediyeciliğinin, ak kadroluğun gurur kaynağı olduğunu belirtti. Bir şehri adeta sıfırdan devraldıklarını ve 5 sene gibi sürede bir dünya kenti haline getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, bugün Türkiye dendiğinde artık sadece İstanbul'un değil, aynı zamanda Antalya'nın da akla geldiğini bildirdi.

"Beş yıl önce 28 Mart seçimlerinin hemen öncesinde dedim ki 'Belediyecilik aşk işidir, sevda işidir. Ben bu aşkı, bu sevdayı bilirim. İstanbul'da bunu yaşadım. Şimdi bu aşkı, bu sevdayı, bu ışığı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'in gözlerinde görüyorum' dedim. Sağolsun bizi mahcup etmedi, Antalya'ya mahcup olmadık, Antalya'yı da mahcup etmedik."

Kendi dönemlerinde Antalya'ya 1 milyar TL yatırım yaptıklarını anlatan Erdoğan, 1994-2004 yılları içinde CHP'li belediyenin Antalya'ya yaptığı toplam yatırımın on katını gerçekleştirdiklerini söyledi. Raylı sistem konusunda da Antalya'da bir dünya rekorunu kırmaya hazırlandıklarını bildiren Erdoğan, "11.1 kilometre toplam güzergah uzunluğundaki raylı sistem proje inşaatına 8 Temmuz 2007'de benim de katıldığım törenle temelini atarak başladık. Ben temel atmalara pek katılmam ama bu iddialı projede bulundum. 2009 yılı içinde hizmete açmayı hedeflediğimiz raylı sistemde 1,5 yılda 11 kilometre uzunlukta hat döşeyerek bir dünya rekorunu kırıyoruz. Hayırlı olsun."

‘Milletimiz edepsizliğe oy vermez’

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na hakaret etmek suretiyle eğer yerel seçimlerde başarı elde edeceğini zannediyorsan benim milletim saygıya, edebe, adaba oy verir; saygısızlığa değil, edep dışılığa değil" dedi.

Başbakan Erdoğan, Antalya'daki mitingde yaptığı konuşmada, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'in hizmetlerini anlatarak, vatandaşlara, "Menderes kardeşim göreve başlamadan önce Antalya'da köprülü kavşak var mıydı?" diye sordu. Cumhuriyet Halk Partisi ve Deniz Baykal'ı eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ey CHP; medeniyet senin nerenden geçmiş, sen medeniyet caddesine hiç girdin mi, oralarda hiç dolaştın mı? Bunlar ne derler bilir misiniz? 'Modern şehircilikte katlı köprülü kavşak yoktur' derler. Bunlar Ankara'dan çıkmamışlar ki. Eğer biz Ankara'ya gelmeseydik, Ankara'da da katlı, köprülü kavşak olmayacaktı. Bunlar yaya, yaya... Hep yaya kalmışlar. Bugün Tokyo'da 5 katlı, katlı köprülü kavşaklar var. New York'a git bunu görürsün, Londra'da bunu görürsün. Ama bunlar bunu yaşamamışlar, görmemişler. Dünyayı takip etmiyorlar, dünyada ulaşımı nasıl çözmüşler bunları takip etmiyorlar. 28 Mart 2004'ten bu yana 11 katlı köprülü kavşak yapılınca Antalya'da trafik nasıl rahatladı, şehre nasıl bir hava geldi, bunu görüyorsunuz. Üst geçitler nasıl, ilkel mi çağdaş mı? Yürüyeni de var asansörlüsü de var. Hepsi var mı? Ağaç mobilyayla olanı da var mı? Sayın Baykal senin neyin var Antalya'da söyler misin? Neyin var ya bir söyle. 'Şunu da ben yaptım' de. Buradan milletvekili seçildin, bakan oldun, ne yaptın Antalya'ya bir söyle."

Başbakan Erdoğan, göreve geldiğinde bir Antalya ziyareti sırasında Kundu'ya gittiğini anlatarak, "Aman yarabbi o Kundu'ya girince hali gördüm. En dev turistik tesisler orada ama köy içi yollardan bu tesislere gidiyoruz. Vali beye dedim ki 'Bu hal nedir, ne gerekiyor kardeşim, niye bu iş yapılmıyor?' Hemen topladık turizmcileri oturduk, parayı gönderdik işi başlattık. Bugünkü yol oldu. Yoksa Kundu'nun halini görecektiniz" dedi. Erdoğan, Kemer ilçesinin yolunun da aynı şekilde yapıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hâlâ sıkılmadan konuşuyor ya. Hani Ziya Paşa'nın bir sözü var: Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserle konuşuyoruz, lafla değil. Artık bir şey bulamamış bugün konuşmasında 'Çocuklara oyuncak dağıtacağına babalarına iş versin' diyor. Benim oyuncak dağıttığım çocukların kahir ekseriyetinin babasının işi var. Demek ki sayın Baykal sana çocukluğunda oyuncak vermediler. Gel bunu telafi edelim, bir oyuncak da sana verebiliriz. Çok ayıp oluyor. Şimdi çocuklara dağıtılan, onları neşelendiren bunlara mı göz diktin? Bu da seni kahrettiriyor. Eskiden diyordun ki 'Bu AK Partililer, seçmene altın dağıtıyor, buzdolabı, kanepe dağıtıyor'. Ayıptır ya, benim valim kaç aileye buzdolabı, çamaşır makinesi dağıtıyor? 300, 400, bilemedin 500. Yani 500 kişiyle mi seçim alıyorsunuz veya 500 aileye buzdolabı dağıtmakla mı alıyorsunuz. Bu fakir fukara, garip gurebanın evine giden devletin hizmetinden niçin rahatsız oluyorsunuz? Bunlar öyle bir batağın içindeler ki çırpındıkça batıyorlar ve demokrasinin gereği, benim milletim bunlara en güzel dersi 29 Martta verecek."

‘Hakaretle başarı elde edilmiyor’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, alanı dolduran vatandaşlara muhalefet partilerinin üslubunu takip edip etmediklerini sordu. "Buradan, Antalya'dan soruyorum. Allah aşkına nerede bunların projeleri. Anlattılar mı, anlatacak bir şeyleri var mı?" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bundan sonra da bir şey beklemeyin. Bütün bunlarla beraber biz bu yolculuğumuza kararlı şekilde devam ediyoruz. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na hakaret etmek suretiyle eğer yerel seçimlerde başarı elde edeceğini zannediyorsan benim milletim saygıya, edebe, adaba oy verir; saygısızlığa değil, edep dışılığa değil. Etnik kökenleri, mezhepleri, dinleri, dilleri istismar ederek, işsizliği, ekonomik krizi istismar ederek Türkiye'ye hizmet getirilmiyor. Allah aşkına çıkın eserlerinizi gösterin, Allah aşkına çıkın projelerinizi gösterin. Ya hakkı söyleyin ya da lütfen susun. Biz Marmaray diyoruz, Türkiye'nin 149 yıllık hayalini gerçekleştiriyoruz. Boğaz'ın altından tüpleri birleştirdik ve Üsküdar ile Sirkeci 82 metre derinlikte birleşti ve ben bu tüplerin içinden yürüdüm, geçtim. Sayın Baykal gel seni de oradan bir gezdirelim, bir geç de gör yahu neler oluyor bu Türkiye'de neler oluyor gör. Sayın Bahçeli sen de gel oraya bir gir. Bak ne görüyorsun orada ne var, ne yok. Ama bunlar gelemez. Bunlar birinci köprü yapılacağı zaman da karşı çıkanlar. Bunlar ikinci köprü yapılacağı zaman da ona karşı çıkanlar. Şimdi üçüncü köprüyü yapacağız, ona da karşı çıkıyorlar. Denizin altında tüp geçit, ona da... Şimdi ikinci tüp geçidin ihalesini yatık, rahatsız oluyorlar. Niye? 'Biz yapamadık, onlar yapıyor eyvah' diyorlar."

(AA)