Politika

Erdoğan: Birliğimize kast edenler var İSTANBUL (A.A)

12 Ekim 2011 20:24
-Erdoğan: Birliğimize kast edenler var İSTANBUL (A.A) - 12.10.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu ülkede bütün kavimler, bütün inançlar, yüzyıllar boyu bir arada, birlikte, birbirinin hukukunu çiğnemeden yaşamıştır. Türk'üyle Kürt'üyle, Laz'ıyla, Arnavut'uyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle... Peki bugün ne oluyor bize? Demek ki bir yerlerde birileri milli birliğimizi beraberliğimizi yok etmek için çalışıyorlar. Hiç bir zaman birlik ve beraberlik ruhumuza kast edenlerin bu milletin içinde olması mümkün değildir. Onların muhakkak bir yerlerle bağlantısı vardır'' dedi. Erdoğan, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi akademik yılı ile Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Milli Birlik ve Bütünlük Sempozyumu'nun açılış töreninde yaptığı konuşmada, eğitim hayatına henüz başlayan Sabahattin Zaim Üniversitesinin, Türkiye'ye ve millete hayırlı olması dileğinde bulundu. İlim ve aksiyon adamı merhum Profesör Sabahattin Zaim'in adını taşıyan bu üniversitenin ilk açılış töreninde bulunmanın büyük bir mutluluk olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Hocaların Hocası Sabahattin Zaim iftiharla söylemeliyim ki bizim de hocamızdır. Allah gani gani rahmet eylesin'' diye konuştu. Sabahattin Zaim'in hocalığının sadece fakülte derslikleriyle sınırlı olmadığını, onun her zaman her yerde ''Hoca'' olduğunu, bu yüzden 81 yaşına kadar emekli olmadığını vurgulayan Erdoğan, ''Biz de öğrenme sürecimizi sadece okul sıralarıyla sınırlı tutmamayı o büyüklerimizden öğrendik. Binlerce öğrenci ve ilim adamı yetiştiren Zaim Hoca'nın adını, hatırasını ve ideallerini yaşatacak olan bu üniversite, inşallah adına layık olacaktır'' şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan, bu büyük hizmeti hayata geçiren, bu üniversiteyi renovasyon ve restorasyonuyla bu hale getiren İlim Yayma Vakfına özellikle teşekkür etmek istediğini kaydetti. Kendilerine düşen görevin, milletin emanetini ehil ellerde geleceğe taşımak olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Bunu yapabiliyorsan ne mutlu bize'' dedi. Üniversitenin içerisini çevreni gezerken gördükleriyle iftihar ettiğinini dile getiren Erdoğan, burada görev yapacak olan akademik kadroya, üniversite yönetimine ve öğrencilere en kalbi duygularla sevgi ve muhabbetlerini sunduğunu söyledi. Bu yeni üniversitenin açılış töreninde bulunmanın kendilerini heyecanlandıran bir yanının da bu özel mekanın tarihi hüviyeti olduğuna dikkati çeken Erdoğan, bu binanın Ziraat Mektebi Alisi olduğu günlerde büyük şair, iman ve aksiyon adamı Mehmet Akif Ersoy'un bu mektepte okuduğunu ve burada öğretmenlik yaptığını anlattı. Başbakan Erdoğan, bu mekanın tarihi misyonuna ve merhum Akif'in hatırasına hürmeten bugün bir vakıf üniversitesi olarak açılmış olmasının medeniyet yolculuğu adına önemli bir adım olduğunu dile getirerek, bu Üniversite sıralarında okuyacak olan gençlerin, bu hissiyatı bütün eğitim süreçlerinde hissetmelerini dilediğini belirtti. ''Milli birlik ve beraberliğiniz daim olsun'' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İnanıyorum ki bu sadece sempozyumda kalmayacak. Siz bunu bu ülkenin 780 bin kilometre karesinde egemen kılacaksınız. İnşallah Sabahattin Zaim Üniversitesi, bunu dalga dalga bütün Türkiye'ye yayacaktır. Bize büyük eserler bırakan merhum Mehmet Akif'in ve onun izini süren Prof. Sabahattin Zaim'in izini sürmek büyük bir imkan ve büyük bir talihtir. Biliyorsunuz, bu iki rehber insan, 'Evlad-ı Fatihan'dır. İkisi de kökleriyle Balkan coğrafyasındandır. İkisi de medeniyetimizin merkezi İstanbul'a hayrandır. İkisi de kökleriyle Balkan coğrafyasından ikisi de medeniyetin merkezi İstanbul'a aşıktır, İstanbul'a hayrandır. İkisi de istiklale, ilme, irfana, medeniyete aşıktır ve her ikisi de hayatlarını ideallerine adamış ve hayatlarını gençliğe adamıştır. Geleceği emanet edeceğimiz genç nesillerimiz için bu iki büyük insan birer numunedir.'' Erdoğan, az önce öğrenciler adına konuşan Adıyamanlı kız öğrencinin ''Asım'ın nesli olmanın aşkı ve heyecanı olma'' ifadeleri ile ortaya güzel bir düşünce atmosferi koyduğunu anlatarak, ''Biz işte Asımın'ın nesillerini inşallah Sabahattin Zaim Üniversitesinde de göreceğiz, ben buna inanıyorum'' dedi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Hani diyor ya 'Zulmü Alkışlayamam/ Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem/Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem/ Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!/ Boğamazsam da hiç olmazsa yanımdan kovarım/ Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam/Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam/Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale//Bana hiç tasmalık etmiş değil, altın lale/Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum/Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!/Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!/ Zalimin hasmıyım amma, severim mazlumu...' İşte Akif merhum Asım'ın neslini böyle tarif ediyor, böyle tanımlıyor. Asım'ın nesli böyle olacak. Bir gün merhum Akif'in bir dostu o da Arnavut, evladını ona gönderiyor. Bir kış günü 'Git Akif amcana, sana bir nasihatte bulunsun' diyor. Gidiyor. 'Akif amca babam gönderdi bana nasihatte bulunacakmışsın' diyor. Akif merhum bir dörtlükle nasihatte bulunuyor. 'İhtiyar amcanı dinler misin oğlum nevruz. Ne çok söyle be büyük söyle. Yiğit işte gerek. Lafı bol karnı geniş soyları taklit etme. Özü sağlam, sözü sağlam adam ol ırkına çek' Ondan sonra da uğurlamış. İşte Asım'ın nesli bu. Öyle bize lafı bol bir nesil değil, bize icraatçı lazım. Netice insanı lazım. bize inancıyla, ilmiyle aklıyla tecrübeyi birleştirerek onu neticelendirmek için takip eden bir nesil lazım. Ben inanıyorum ki bu nesil hocaların elinde yoğrularak yetişecektir.'' Sabahattin Zaim Üniversitesinin açılış töreninin hemen ardından bu Üniversite çatısı altında Mehmet Akif adına bir uluslararası sempozyum düzenlenerek, açılışın yapılmasını da son derece anlamlı bulduğunu vurgulayan Erdoğan, özellikle bugünlerde bu iki sembol ismin tezleri ve düşünceleriyle gençliğin tarafından bilinmesine büyük ihtiyaç bulunduğunu bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Mehmet Akif, büyük medeniyetimizin sevgili gençler çığlığıdır, feryadıdır. O ki Bülbül'ün feryadını ve İstiklal'in ruhunu iliklerimize kadar bize hissettirendir. Yıkılmaya yüz tutmuş, dört bir yandan ağır saldırılara maruz kalmış, gövdesinden büyük parçaların koptuğu bir büyük ülkeyi yeniden uyandırmak için ruhunuzda ruhumuzda büyük bir ateşin olması gerekir. Eğer bu ateş yoksa o zaman biz sadece etten ve kemikten bir ceset oluruz. İşte Akif o et ve kemikten olan cesede o ruhu işleyen insan. Onuru incinmiş bir büyük millete büyüklüğünü yeniden hatırlatan, ayağa kaldıran ve ona istiklalin lezzetini duyurandır. O sadece kudretli bir şair, sadece bir İslam düşünürü değil, aynı zamanda modern bilgiyi alan bir insandır. Doğuyu, İslam'ın anıt eserlerini bildiği kadar Batı'yı da bilimiyle, edebiyatıyla, felsefesiyle bilen bir insan. Onun coğrafyasında Hicaz da vardır Berlin'de... Kısaca Akif bize büyük düşünmeyi, zor şartlara teslim olmamayı öğretendir. Onun için kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda/ Şuheda fışkıracak toprağı sıksan şuheda/ Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cuda... Toprakla neyin nasıl yoğrulduğunu görebilmek, ancak ruh kökünden gelirse buraya insanı taşır. İşte o kimliğini reddetmeden, reddi mirasa düşmeden, canavarlaşan medeniyeti reddeden en cesur aydınımızdır. Dönemin diğer aydınlarının aksine, yenilgi, karamsarlık, bedbinlik hiçbir zaman onu teslim almamıştır. Büyük bir millete mensup olmanın izzetini ruhunda yaşamış, her mısrasıyla, her cümlesiyle yeniden ayağa kalkmanın mümkün olduğunu göstermiştir. Bu ülkede bütün kavimler, bütün inançlar, yüzyıllar boyu bir arada, birlikte, birbirinin hukukunu çiğnemeden yaşamıştır. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Arnavut'uyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle... Peki bugün ne oluyor bize? Demek ki bir yerlerde birileri milli birliğimizi beraberliğimizi yok etmek için çalışıyorlar. Hiç bir zaman, birlik  ve beraberlik ruhumuza kast edenlerin bu milletin içinde olması mümkün değildir. Onların muhakkak bir yerlerle bağlantısı vardır.''