-ERDOĞAN: ''ANA DİLDE EĞİTİM BEKLEMEYİN'' ANKARA (A.A) - 24.09.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bizden, birileri akıldanelik yapmak suretiyle terör örgütüyle görüşme talebinde bulunurlarsa kusura bakmasınlar, bizim terör örgütü ile görüşme gibi bir fantazimiz yok. Bİzden resmi olarak ana dilde bir eğitim beklerseniz, bunu bizden beklemeyin. Çünkü Türkiye'nin resmi dili Türkçedir'' dedi. Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, ''Türkiye'ye dayatılan korkuların yersiz, mesnetsiz ve sanal olduğunun 8 yıllık iktidarları döneminde ortaya çıktığını'' kaydetti. ''Dış politikada ezberleri bozduk, iç politikada, demokratikleşmede tabuları yıktık. Değişim hiçbir zaman Türkiye'yi geri götürmedi, birliğimizi, kardeşliğimizi tehdit etmedi'' diyen Erdoğan, Sümela Manastırı ve Akdamar Adası'nda yaşananların AK Parti hükümetinin cesaretini ortaya koyduğunu söyledi. Erdoğan, Trabzon ve Van'da yaşayan vatandaşlara hoşgörüleri dolayısıyla teşekkür etti. Başbakan Erdoğan, ''Türk Lirası'ndan 6 sıfır atarsanız enflasyon alır başını gider, millet alışamaz, hesaplar karışır'' denildiğini ancak korkuların yersiz olduğunun görüldüğünü kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Uluslararası yatırımları, 'bağımsızlığımız elden gider' diye tehdit ettiler, rekor düzeyde yatırımlar ülkemize geldi, güçlenen ekonomi karşısında hep mahcup oldular. Aktif güç politikamızı eleştirenler, 132 milyar dolara ulaşan ihracatımız, artan uluslararası itibarımız karşısında yine mahcubiyet yaşadılar. 'Türkiye'nin ekseni kayıyor, yön değiştiriyor' diyenler yanıldıklarını anladılar. Farklı dil ve lehçelerde yayın yapan bir devlet televizyonunu birliğimiz, bütünlüğümüz için bir tehdit olarak gören ve gösterenler bugün bir mahcubiyet daha yaşıyorlar. Anadilde eğitimi konuşanlara sesleniyorum, ana dilde bir defa kendi bölgenizde nerede isterseniz isteyin kurslarınızı açabilirsiniz. Orada dilinizi öğretebilir, çalışmalarınızı yürütebilirsiniz, ama bizden resmi olarak anadilde bir eğitim beklerseniz, bunu bizden beklemeyin. Çünkü Türkiye'nin resmi dili Türkçedir. Ezberleri bozmaya devam edeceğiz, Türkiye'yi korkularından, prangalarından kurtarmaya devam ediyoruz. Türkiye'yi sevda, kardeşlikle büyütmeye devam edeceğiz. Milletimiz için ne faydalıysa biz orada olduk, orada durduk, orada durmaya devam edeceğiz.'' -BDP İLE GÖRÜŞME- Başbakan Erdoğan, dün Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, BDP eş genel başkanlarıyla görüştüğünü anımsatarak, benzer görüşmeleri CHP, MHP ile yapmak konusunda hiçbir önyargı ve kabulleri olmadığını vurguladı. Sözlerini, ''Türkiye için görüşüyoruz, Türkiye'nin meselelerini çözmek için görüşüyoruz, Parlamento çatısı altında kim varsa bunlarla görüşürüz'' diye sürdüren Erdoğan, ''Terörü sona erdirmek akan kanı, akan gözyaşını durdurmak, uzlaşı ile mutabakatla yeni bir anayasa yapmak için ülkemizin kangren olmuş sorunlarını çözmek için tüm siyasi partilerle diyaloğa her zaman açık olduk, bundan sonra da kapılarımızı ardına kadar açık tutacağız. Fakat, eğer bizden, birileri akıldanelik yapmak suretiyle terör örgütüyle görüşme talebinde bulunurlarsa kusura bakmasınlar, bizim terör örgütü ile görüşme gibi bir fantezimiz yok. Bunu biz yapamayız, bunu da herkesin bu şekilde bilmesi lazım'' dedi. Erdoğan, terör örgütü ile görüşmeler yapıldığı yönündeki iftiraların halk oylaması sürecinde muhalefet partilerince dile getirildiğini belirterek, ''Yalan, iftira yaptılar, kendilerine ağır ifadeler kullanmama rağmen, kalkıp filanca gün, filanca yerde şu görüşmeyi yaptınız diyemediler. Çünkü, iftira attılar, belki tutar diyorlar. Çünkü, bunların kılavuzu karga'' diye konuştu. -''SIKILI YUMRUKLARLA TOKALAŞMANIN MÜMKÜN OLMADIĞI ORTADA''- ''Diyalog olmadan demokrasi olmaz, hoşgörü ve tahammül olmadan demokrasi yaşamaz, farklı görüşler arasında müzakere olmadan hakikat ortaya çıkmaz'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Kan akarken demokrasiyi güçlendiremeyiz, kan akarken diyalog zorlaşır, biz bunu biliyoruz. Gönüller ayrışır, mesafeler açılır, biz her zaman diyalogdan, müzakereden yana olduk. Bundan sonra da yine görüş alışverişinden, müzakereden yana olacağız. Sıkılı yumruklarla tokalaşmanın mümkün olmadığı da ortadadır. Biz iyi niyetle diyalogdan, çözümden, uzlaşmadan yana tavır sergilerken demokratikleşme süreçlerini sabote etmek isteyen mihraklar da boş durmuyor. Önemli bir medya grubunun yayın organlarına Van ve Diyarbakır illerimizde maalesef tehditler sarf ediliyor ve silahlar gösterilmek suretiyle, 'Bu gazeteyi burada dağıtmayacaksınız' diye. Şimdi soruyorum, peki bu demokrasi mi? Bunu neyle izah edeceksiniz. Eğer hoşunuza gitmeyen bir yayın varsa, biliyorsunuz... 'Bunu burada dağıtamazsınız' diyorsunuz, silahı da gösteriyorsunuz. 'Ailenizi, çocuklarınızı, nerede kim var, hepsini tespit ettik, gereğini yaparız' diyorsunuz. Aynı şeyi bizim Yüksekova İlçe Başkanımıza yaptılar. Kaçırma girişiminde bulundular, tehditler yaptılar ve en sonunda istifa etmek zorunda kaldı. Demokrasi bu mu? Bir taraftan özgürlük diyeceksin, barış diyeceksin. Öbür tarafta bu yollarla bu ülkede siyaset yapacaksın. Böyle siyaset yok, böyle demokrasi, barış yok. Biz bu yola bedeli ne olursa olsun çıktık ve bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Er veya geç 780 bin kilometrekarede özgürlüğü de barışı da hukuku da hürriyetleri de egemen kılacağız, bu başarılacak. Bundan hiç endişeniz olmasın.'' Başbakan Erdoğan, Hakkari'deki sivillere yönelik mayınlı saldırının herkes tarafından lanetlenmesi gereken büyük bir vahşet olduğuna işaret ederek, bu olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılması için gerekli bütün çalışmaların yapıldığını bildirdi.