Politika

Erdoğan: Af önerisi rüşvet gibi bir şey

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel af açıklamalarını değerlendirdi.

29 Ağustos 2010 03:00
T24 -  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel af açıklamalarıyla ilgili olarak, ''Bu vaat ancak olsa olsa 2011'den sonraya ait bir şey olabilir. Bu da adeta bir rüşvet teklifi gibi bir şeydir'' dedi.



Erdoğan, Kanal 24'te katıldığı ''Gündem Özel'' adlı canlı yayında soruları yanıtladı. Halk oylamasına 14 gün süre kaldığını ve daha ulaşılması gereken çok yerler bulunduğunu belirten Erdoğan, ''Fakat tam manasıyla anlatılabildi dersem doğru olmaz. Zira, ben muhalefetin neler söylediğine baktığım zaman, bugün de arkadaşlar, önüme ana muhalefet liderinin söylediklerini getirdiler, inanın anayasa paketiyle ilgili bir başlık göremedim. Tamamıyla paketin dışında ifadeler. Gönlüm arzu ederdi ki, anayasa paketiyle ilgili bir şeyler söylensin, konuşulsun'' diye konuştu.



Anayasa paketinin içeriğinin muhalefet tarafından dile getirilmediği görüşünü aktaran Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Sertleşme veya köşeli tavırlar anayasa paketi üzerinden değil anayasa paketinin dışından oluyor. Örneğin genel af, şu pakette genel af var mı? Niye böyle bir açıklamayı yapıyorsun, bayram değil seyran değil. Niye Tunceli'de bu açıklama yapılıyor? Manidar olan bu.''




''Ciddi bir taban kayması meydana getirecektir"


Başbakan Erdoğan, ''Sayın Kılıçdaroğlu'nun sözünün aslında paketle şöyle bir ilgisi var. 'Hayır' verirseniz affederim, referandum sonucuyla bağlı bir ifade bu yani, paketle belki birebir bir ilgisi yok ama anayasa oylamasının sonuçlarına ilişkin bir vaat'' denilmesi üzerine de ''Hayır vermenin affetmeyle ne alakası var?'' diye sordu.


Erdoğan, şöyle konuştu: ''Sen bir defa sen hangi noktadasın, şu anda senin sayın belli. Neyi affediyorsun, ne sayın ne de imkanın var. Bu vaat ancak olsa olsa 2011'den sonraya ait bir şey olabilir. Bu da adeta bir rüşvet teklifi gibi bir şeydir. Yani 2011'den sonraya ait böyle bir rüşvet teklifi, o zaman bana çok yüklü bir oy verin, o oydan sonra da bu tür bir düzenlemeyi yaparız havasıdır ki zaten bu kendisinde çok ciddi bir taban kayması kesinlikle meydana getirecektir, bundan hiç şüphem yok.''




''Cesur çıkışları nedeniyle tebrik ederim"


Başbakan Erdoğan, ''(Güneydoğu'daki bazı sivil toplum kuruluşları) Dediler ki 'Biz demokratik hakkımızı kullanacağız ve demokratik hakkımızı kullanırken de bizim yaklaşım tarzımız şudur' dediler ve böyle bir değişikliğe 'evet' diyeceklerini söylediler. Çok cesur bir çıkış. Ben bu çıkışlarından dolayı kendilerini tebrik ettim'' şeklinde konuştu.



''12 Eylül'ü bölgede önemsiyorum"


Diyarbakır'a 3 Eylül'de yapacakları ziyarette bölgede neler yaptıklarını, neler yapacaklarını anlatacaklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''12 Eylül'ü bölgede önemsiyorum ve 3 Eylül Diyarbakır mitingimizi de beklentilerin cevabını bulacağı değil bizim tasarladığımız, düşündüğümüz ve orada açıklamayı, bu da bu çerçevede olacak. Benim şu andaki bütün gayretim 26 maddelik bu paket ile ilgili. Bunun dışındaki şeylerin hepsi şu anda aldatmaca olur ki, bu benim karakterim ile uyuşmaz.'' 




''Tribünde oturmak, oradan izlemek"


Başbakan Erdoğan, TÜSİAD'ın açıklamalarına ilişkin soru üzerine de, ''Şimdi biz TÜSİAD ile bu konuları görüştük. Görüştüğümüzde çok farklıydılar, daha önce yaptıkları çalışma var. Daha sonra bunların bir sessizliğe bürünmüş olmaları, zaman zaman böyle farklı açıklamalar yapmaları tabii rahatsız edici'' karşılığını verdi. 




''Dost görünenler bunun gereğini yerine getirmediler"


Başbakan Erdoğan, terör konusunda ''Avrupada dost olarak görünenler ne yazık ki bu dostluklarının gereğini bugüne kadar yerine getirmediler'' dedi.


Erdoğan şunları kaydetti: ''Çok açık net söylüyorum. Burada Almanya, hiçbir zaman samimi davranmadı. Bunları zaten kendileri de ifade ediyor. Yani şu kadar burada PKK'lı veya PKK yandaşı, destekçisi var diyor. Fransa'ya bakıyorsun aynı durumu görüyorsun, Belçika'ya bakıyorsun maalesef aynı durumu görüyorsun, Hollanda'ya bakıyorsun aynı durumu görüyorsun. Bunları bu kadar açık konuşuyorum. Ben bunları Avrupa büyükelçileriyle yaptığım toplantıda kendilerin söyledim. (Bakın biz bu sıkıntıyı çekiyorsak yarın sizin başınıza da bu geldiğinde o zaman da karşılığını bizden bulacaksınız. Çünkü teröre karşı ortak mücadele şart. Ama Türkiye maalesef sizlerden bu desteği görmedi.)'' 




''Bayrağımızın yanında ikinci bayrak asla düşünemeyiz" 


Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında bir tek millet anlayışını sürdürdüklerini anlattı.


Hiç kimsenin etnik yapısı itibari ile kötülenmemesi, yargılanmaması gerektiğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi: ''Biz bayrağımızın yanında ikinci bir bayrak asla düşünemeyiz. Böyle bir şeyi tasavvur etmemiz mümkün değil. Çünkü bizim bayrağımızın kırmızısı şehitlerimizin kanından rengini almıştır. Ama bu kanın içinde Türk'ün de kanı var, Kürt'ün kanı da var, Laz'ın da kanı var, Çerkez'in de kanı var, Gürcü'nün de kanı var. Ülkemizdeki tüm etnik unsurların temsilcilerinin burada kanı var. Öyleyse bu neyin kavgası? Niye, ikinci bayrakmış, üçüncü bayrakmış, böyle bir arayışın içine girmek. Burada samimiyet bulamam. Burada art niyet var, bölücülük var. Bu bölücülüğü müsaade etmek asla bize uygun düşmez. ''




"STK'ların çıkışları rahatlamayı geciktirecektir"


BDP'nin insanların demokratik haklarını kullanmasını istememesinin demokratik siyasetin önünü tıkamak olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Eğer sen siyaset yapıyorsan, bir demokrasi mücadelesi yapıyorsan bunun önünü tıkama hakkına sahip değilsin. Tam aksine önünü nasıl açarım, bunun gayreti içinde olman lazım. Bunlar tam aksine bunun önünü tıkıyorlar. Ben inanıyorum ki bu son STK'ların çıkışları, orada rahatlamayı getirecektir. Biz de gerekli güvenlik tedbirlerimizi alacağız. Ben Güneydoğu'daki, doğudaki kardeşlerime, vatandaşlarıma, ülkemin geneline özellikle sesleniyorum: Biz bütün tedbirleri almak suretiyle vatandaşımın bu demokrasi mücadelesinde demokratik hakkını kullanması noktasında elimizden geleni yapacağız. Onlar da haklarını kullanmaktan çekinmesinler.''