Politika

ERDOĞAN: "YARGI ŞİMDİ MİLLETİN ÖN BAHÇESİ OLACAK" İSTANBUL (A.A)

02 Eylül 2010 03:49
-ERDOĞAN: "YARGI ŞİMDİ MİLLETİN ÖN BAHÇESİ OLACAK" İSTANBUL (A.A) - 02.09.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yargıyı kuşatmak istemekle itham edildiklerini belirterek, ''Onların sıkıntıları, bizim yargıyı kuşatacak olmamız değil, tam tersine onların yargı üzerindeki kendi kuşatmalarının kalkacak olmasıdır. Çünkü onlar için yargı arka bahçeydi, şimdi milletin ön bahçesi olacak. Sıkıntı buradan doğuyor'' dedi.  Erdoğan, Memur Sendikaları Konfederasyonunun (Memur-Sen) İstanbul Kongre Merkezinde verdiği iftarın ardından yaptığı konuşmada, yakın siyasi tarihe bakıldığında kadınlarla ilgili çıkarılan yasaların çok az olduğunu, iktidarları döneminde kadın hakları, kadın-erkek fırsat eşitliği, eşit işe eşit ücret konusunda çok adım attıklarını söyledi. Şimdi bunları anayasal teminat altına aldıklarını belirten Erdoğan, çocukların istismarının önlenmesi için de ''evet'' denilmesini istedi. Başbakan Erdoğan, kadınların, çocukların, yaşlıların, engellilerin haklarını güvence altına alan, kişisel verilerin korunması konusunda yeni esaslar getirerek fişlemeyi sona erdiren bir değişiklik yaptıklarını ifade etti. Erdoğan, ''Eşi başörtülü mü, başı açık mı? Evine kaç başörtülü gelip gidiyor? Akrabalarında var mı, yok mu? Alevi mi, Sünni mi? İçer mi, içmez mi? Hangi okuldan mezun? Bütün bunlara varıncaya kadar işte bu fişlemeye son vermek için 'evet' diyoruz'' diye konuştu. Yurt dışına çıkışların ancak hakim kararıyla sınırlanabilmesini sağlayan gayet hakkaniyetli bir değişiklik gerçekleştirdiklerini, kamu denetçiliği gibi çağdaş bir kurum kurduklarını, Yüksek Askeri Şura ile HSYK gibi organların ihraç veya görevden atma kararlarını yargı sürecine açtıklarını kaydeden Erdoğan, Anayasa Mahkemesi ile HSYK'nın yapılarını geniş tabanlı hale getiren, her türlü ideolojik, zümrevi ve kişisel etkilerin dışına çıkartan demokratik düzenlemeler yaptıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Ne diyordu bu CHP? Şunu söylüyordu; 'İki maddeyi çıkarın, diğer maddelerin tamamına evet diyoruz'. Neydi bu iki madde? Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısı. Ne oldu, Anayasa Mahkemesine götürdüler. Mahkeme, esasa girmek suretiyle değerlendirdi, redakte etti. O değişiklikle milletin önüne getirdik. Şimdi niye o verilen sözün arkasında durmuyorlar? Bunlar akşam yatarlar bir başka, sabah kalkarlar bir başka. 'Başörtüsü sorununu ben çözerim' dedi ya... Anayasa Mahkemesine gitti, istediği kararı aldı. Şimdi 'Ben çözerim' diye bir iddia ortaya attı. Ben söylüyorum; Var mısın bu işe? 13 Eylül, fazla uzatmaya gerek yok, hadi buyurun. MHP de bu işte daha önce vardı. Birlikte hemen verelim tekliflerimizi, nasıl istiyorsanız öyle yapalım ve bu iş artık Türkiye'nin gündeminden kalksın. Bizi test etme yoluna gitme, bizim özümüz neyse, sözümüz de o. Ben söylüyorum, bu akşamdan tezi yok hemen 13 Eylül. Van'a gidip başka, İzmir'e gidip başka konuşma. Sinop'ta, Hatay'da başka konuşma. Güneydoğu'da, Doğuda 'Genel af' diyor. Ondan sonra manevra yapıyor. 'Ben bununla bölücü başını kastetmedim' diyor. Kast etsen ne olur, kast etmesen ne olur. Sen önce benim 7 bin şehidimin hesabını kime vereceksin? Bu 7 bin şehidin faillerini senin affetme yetkin var mı? Bunu nasıl söylersin? Bir defa bu yetkiyi nereden aldın? Şu anda parlamentodaki sayın ne? Parlamentonun yüzde 65'ine sahip olan AK Parti bir defa senin samimi olan bu yaklaşımını masaya zaten yatırdı. Sen önce kendi tabanına bunun hesabını ver. Ve böyle bir yetkiyi parlamentodan alamazsın. Böyle bir yetkiyi bizler vermeyiz, böyle bir önergeye de asla sıcak bakmayız. Milletim vermez.'' -''EVET'LERİ PATLATIN''- Başbakan Erdoğan, demokrasiye, özgürlüklere, hakka, hakkaniyete, yani bu milletin dört eliyle sarıldığı değerlere doğrudan sarılmak için 'evet' dediklerini belirterek, şunları kaydetti: ''İkide bir çıkıp, bizi yargıyı kuşatmak istemekle itham ediyorlar. Onların sıkıntıları, bizim yargıyı kuşatacak olmamız değil, tam tersine onların yargı üzerindeki kendi kuşatmalarının kalkacak olmasıdır. Çünkü onlar için yargı arka bahçeydi, şimdi milletin ön bahçesi olacak. Sıkıntı buradan doğuyor. İnşallah bu kuşatmayı milletle beraber el ele kaldıracağız. Yargıyı vesayetten kurtarmadan Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma mücadelesinde bir adım daha atabilmesi mümkün değildir. Çünkü bu anlayış, Parlamento'nun üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kaldırılması gibi özgürlükçü girişimlerini, '411 el kaosa kalktı' parolasıyla engellemeyi marifet sayıyor. Çünkü bu anlayış, özelleştirme, atama, Tam Gün Yasası gibi idarenin kalkınma bağlamında kendi sorumluluğundaki adımlarına mani olmayı maharet sayıyor. Çünkü bu anlayış Türkiye'nin önünü tıkıyor. İnşallah 12 Eylülde bu tıkanıklığı aşmanın ilk adımını atmış olacağız. Milletimiz bizi bugüne kadar mahcup etmedi. 12 Eylül günü de sandıkları 'evet'lerle patlatıp yine bizi mahcup etmeyeceğinize yürekten inanıyorum.'' -''YOĞUN BİR ÇALIŞMA YAPMALIYIZ''- Başbakan Erdoğan, 400 bin üyesiyle Memur-Sen'in referandumda ''evet'' demesinin önemine işaret ederek, ''Şurada bir 10-11 gün var. Yoğun bir çalışma yapmamız lazım. Bu bir siyasi parti çalışması değildir. Türkiye'nin geleceğidir, kendi geleceğiniz ve çocuklarınızın geleceğidir'' dedi. Erdoğan, 2011 yılına ilişkin memur maaş artışlarıyla ilgili Kamu İşveren Kurulu ile Memur-Sen arasında varılan mutabakata da değinerek, ''Enteresan olan, sahadan çekilenlerin, metne imza atmayanların anlayışıdır. Niye atmadıklarını biliyorsunuz. Emir büyük yerden gelince böyle olurmuş. Dert başka, söyleyecek lafları yok'' diye konuştu. Bazılarının, bir Memur-Sen'in ortaya koyduğu yürekliliği ortaya koyamadıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Aynı şekilde 'hayır' için yüreklerini ortaya koyan sendikalar da var. Hak-İş de çıktı 'evet' dedi, DİSK de 'hayır' dedi. Bak bir şey olmuyormuş. Bazı odalar yürekli şekilde tavırlarını ortaya koydular. Bu demokrasi mücadelesi için çık ortaya, tavrını koy, niye çekiniyorsun? Mesele o değil, mesele başka. Onları da çok iyi biliyoruz. Diyorlar ki 'Biz mensuplarımızı vesayet, baskı altına alamayız'. Zaten senin almaya gücün yetmez. Sandığa kendisi ile girmeyecek ki kabinde kime oy vereceğini nereden bileceksin. Sen yönetim olarak oturup konuşursun, iyi tarafı şudur, kötü tarafı şudur. Ama bizlerle bunu konuştunuz, dertleştiniz. Taslaklar hazırladınız. Sizlerle beraber bunları yaptık. Barolar Birliği, TOBB, TÜSİAD hepsi anayasa taslağı hazırladı. Niye hazırladınız o zaman, madem bu işlerin izinde değilsiniz? O zaman işinize baksaydınız. Demek ki bir şeyler ortaya koyabiliyorsunuz. Biz de sizin bu hazırlıklarınızı değerlendirdik. Sonra gel teklifine sahip çık. Hiç önemli değil. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.'' Toplu görüşmede memurlara enflasyonun yaklaşık 3 puan üzerinde sağlanan artışın hayırlı ve bereketli olmasını dileyen Erdoğan, ''Memur-Sen'in gerek kurumsal duruş, gerekse de üyelerinin bireysel tercihi olarak referandumda 'evet' yönünde net ve kararlı bir tavır sergiledikleri için hepinize bir kez daha teşekkür ediyorum. Yaklaşmakta olan Kadir Gecesini ve Ramazan Bayramını da buradan tebrik ediyorum. 12 Eylülün çifte bayram olmasını temenni ediyorum'' diye konuştu.