Medya

Engin Ardıç'tan Ahmet Hakan'a: Çamur atma, Kılıçdaroğlu kazansa bile başkanlık sistemini desteklerim!

"Buyurun başkanlık sistemiyle kazanın gelin siz yönetin hemşerim"

28 Aralık 2016 15:00

Sabah yazarı Engin Ardıç, "Erdoğan 'başkanlıktan vazgeçtim' derse, hiç merak etmeyin, bugün 'tek kurtuluş başkanlık sistemi, Erdoğan başkan olmalı' diye konuşan ve yazanların alayı o gün'başkanlık sistemi felaket getirecekti, helal olsun Erdoğan'a' diye konuşur ve yazarlar" diyen Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'a yönelik olarak "'Kılıçdaroğlu'nun kazanma ihtimali olsaydı başkanlık sistemini gene de destekler miydiniz?' diye soruyorlardı ya. Evet, desteklerdim. Biz burada 'Tayyipçilik' yapmıyoruz, 'sistemcilik' yapıyoruz" dedi.

Engin Ardıç'ın "Adını koyalım" başlığıyla yayımlanan (28 Aralık 2016) yazısı şöyle:

Bakın çamuru nasıl kovayla, kürekle atıyorlar:
"Erdoğan 'başkanlıktan vazgeçtim' derse, hiç merak etmeyin, bugün 'tek kurtuluş başkanlık sistemi, Erdoğan başkan olmalı' diye konuşan ve yazanların alayı o gün'başkanlık sistemi felaket getirecekti, helal olsun Erdoğan'a' diye konuşur ve yazarlar." Burada kilit kelime, lumpen ağzıyla "alayı", yani hepsi...
Erdoğan'ı ve başkanlık sistemini savunanlar arasında, bazı muhalefete geçmiş gazeteciler kadar kemiksiz, omurgasız, karaktersiz şaklabanlar var mıdır?
Sanmam. Bilmem. Erdoğan onların gönlünden geçtiği gibi vazgeçip onları sevindirirse, görürüz.
Ben "alayı" lafına içerlediğim için oturdum düşündüm.
Erdoğan olsa da olmasa da ben başkanlık sisteminden yanayım.
Başka bir aday bulunur, yeni bir Türkiye kurulur. Nasıl Fethi Bey gider Adnan Bey gelir, o gider Süleyman Bey gelir, o gider Turgut Bey gelir, o gider Tayyip Bey gelirse, bayrağı devralacak biri çıkar. Bu "çizgi" iktidardan düşmez, dönem dönem "sopayla" düşürülse bile bir süre sonra gene gelir.
İkiyüzlülükten vazgeçsinler: Atatürk dönemi de, İnönü dönemi de bal gibi "adıkonulmamış başkanlık sisteminin" geçerli olduğu dönemlerdi. Bunu artık lise öğrencileri de biliyorlar.
Ama bazı kişiler, Atatürk'ün, kendisine olağanüstü yetkiler vermek istemeyen "gazimeclisi" hem de iki kere feshetmeyi düşündüğünü, daha sonra meclisi fesih yetkisini 1924 Anayasası'na koydurmak istediğini de hatırlamamayı ve bilmemeyi tercih ediyorlar.
"Kılıçdaroğlu'nun kazanma ihtimali olsaydı başkanlık sistemini gene de destekler miydiniz?" diye soruyorlardı ya...
Evet, desteklerdim.
Biz burada "Tayyipçilik" yapmıyoruz, "sistemcilik" yapıyoruz. "Kalkınmacılık, gelişmecilik" de yapıyoruz.
Kemal Bey kazansın, gelsin, memleketi bildiği gibi, ya da bilmediği gibi yönetsin, görelim. (Birileri iki kıtayı birbirine yer üstünden de yer altından da bağlarken, o da ambalaj sanayii kentini kursun, yurt dışından doktoralı binlerce genç bulsun çalıştırsın, görelim.) Terörü bitirecekmiş, Ortadoğu'ya barışı da o getirecekmiş, getirsin görelim.
Hangi bey ya da hanım kazanırsa o gelsin.
Deniz Baykal gelsin yahu! "Eski Türkiye" geçerli olsaydı aslında ne şık bir cumhurbaşkanı olurdu o eski sistemde...
Gerçi azıcık taraflı, azıcık partili olurdu ama o zaman sahtekârlık edemezlerdi tarafsız başkan isteriz diye...
Ama Kılıçdaroğlu'nun onu aday göstermeye yüreği yetmemiş, bula bula, aklı sıra "sağcıları" gıdıklamak için İhsanoğlu diye alakasız bir adam bulmuştu.
Buyurun başkanlık sistemiyle kazanın gelin siz yönetin hemşerim.