Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Hak ihlallerinin olduğu yerde adalet, karanlıkta aranan bir cevher gibidir. 'Adalet olmayınca bir yerde, insan düşer her derde' demiş atalarımız. Bu nedenle doğru yolun pusulası adalettir” açıklamasında bulundu.
Ailenin önemine vurgu yapan Emine Erdğan, “Hala, teyze, amca, dayı, anneanne, babaanne, kardeş, kuzen, yeğen derken, nesiller bir arada, birbirlerinin dertlerine derman olarak yaşar. Bir aile ne kadar genişse, başa gelen dert, tasa o kadar küçülür” ifadelerini kullandı.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı tarafından düzenlenen "3. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi"nin gala yemeği, Adile Sultan Sarayı'nda gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın, yerli ve yabancı konuklarını ağırladığı yemeğe çok sayıda davetli katıldı.
Gecede bir konuşma yapan Emine Erdoğan,"KADEM'in artık bir marka haline gelen Kadın ve Adalet Zirvesi, tüm dünyada kadın hakları gibi kökleşmiş bir soruna dair, önemli bir açılımdır. Hak ihlallerinin olduğu yerde adalet, karanlıkta aranan bir cevher gibidir. 'Adalet olmayınca bir yerde, insan düşer her derde' demiş atalarımız. Bu nedenle doğru yolun pusulası adalettir. Bu yıl, zirvenin 'Ailenin Güçlendirilmesi' temasıyla toplanmasını ayrıca önemli buluyorum. Aile, modern dünyada en çok yara alan konuların başında gelmektedir. Oysa korunduğumuz, sevdiğimiz, sevildiğimiz, güven hissi duyduğumuz bir sığınaktır. Aileden uzak düştüğümüz her yer, gurbettir. Güçlü aileler, sorunlarını devlet organlarına varmadan kendi içinde eritir. Daha da önemlisi, yardımlaşma ve dayanışma kültürü ailenin sınırları içinde kalmaz. Etkisi mahalleye de yayılır. Aile güçlenip, kendine yeten, kendi sorunlarını çözen bir birim haline geldikçe toplumdaki huzur seviyesi mutlaka artacaktır" dedi.
“Bir aile ne kadar genişse, başa gelen dert, tasa o kadar küçülür"
Emine Erdoğan konuşmasının devamında, "Kadına şiddetten tutun da, kadının insan haklarına tam anlamıyla erişmesine kadar birçok konunun çözümü, ailenin güçlendirilmesindedir. Çok şükür Türk toplumu olarak, çağın tüm tehditlerine rağmen, güçlü bir aile yapımız var. Toplumumuzun, karşısına çıkan musibetleri atlatma maharetini, geniş ailenin bize kazandırdıklarına borçluyuz. Çünkü, geniş aile, rolleri artırır. Hala, teyze, amca, dayı, anneanne, babaanne, kardeş, kuzen, yeğen derken, nesiller bir arada, birbirlerinin dertlerine derman olarak yaşar. Bir aile ne kadar genişse, başa gelen dert, tasa o kadar küçülür. Sıla hasreti dünyanın tüm coğrafyalarında aynıdır. Anne kokusu Suriye'de de, İsviçre'de de anne kokusudur. Bir aileyi yakıp kavuran bir acı varsa, bu dünyanın her yerinde aynı şekilde hissedilir. Hangi dinden, hangi kültürden olursak olalım, insanın gelişip büyüdüğü ve varlığını sürdürdüğü habitattır aile. Bu habitatın bozulması, hem de insan eliyle, savaşla, çatışmayla tahrip edilmesi, dünyanın ruhunu çürütüyor. Bir coğrafyada gözyaşı dökülürken, başka coğrafyalarda gülümsemek yarım kalıyor. İnanıyorum ki, Kadın ve Adalet Zirvesi de, insanlığın yaralarına pansuman olacaktır." ifadelerini kullandı.