Magazin

Emel Müftüoğlu: Bugün savaş çıksa, elime silahı alır hiç korkmadan savaşırım!

"Kur’an’da bahsedilen gibi bir insan olmaya çalışıyorum"

15 Ocak 2017 16:49

Emel Müftüoğlu, "Bugün ülkem için herhangi bir şey olsa, savaşmak gerekiyorsa, yaşıma başıma bakmadan silahı alır savaşırım! Vatanseverlik afaki söylenen bir şeydi. Ne demekmiş bu yaşımda onu öğrendim" dedi. "Son olaylar çok ciddi bir vatansever yaptı beni" diyen Müftüoğlu, "Toplumun çözülmesini bekliyorlardı, tam tersi oldu. Öleceksem de kendi toprağımda, kendi insanlarımın yanında ölürüm" ifadesini kulllandı. 

"Bende 40’ımdan sonra bir şeyler yerleşti" diyen Müftüoğlu, "Azami şekilde Kur’an’da bahsedilen gibi bir insan olmaya çalışıyorum. Başkasının hakkını yemekten tut da her şeye kadar dikkatliyim" diye konuştu.

Lise 2'de tacize uğradığını söyleyen Müftüoğlu, "Çok cazgır bir kız olduğum için, tozu dumana kattım. Yer, şahıs ismi vermeyeceğim ama bir daha orada barınamadı" diye konuştu.

"Lezbiyen olsaydım sahiplenir ve saklamazdım" diyen Müftüoğlu, "Her şeyden önce kendi rahatım için söylerdim. Bu dünya üzerinde kimsenin kimseye verecek bir hesabı yok" ifadesini kullandı.

Posta'dan Canan Danyıldız'ın sorularını yanıtlayan (15 Ocak 2016) Emel Müftüoğlu'nun açıklamalarından bazı bölümler şöyle: 

Hayat nasıl gidiyor?

Yaşanan olaylar yüzünden bu sıralar hepimiz için eşit gidiyor. Mümkün olduğunca birlik, enerjik olarak geçirmeye çalışmalıyız. Atalarımızın bize bıraktığı manevi ve fiziksel gücü göstermek gerekiyor.

Pek şehirli görünüyoruz ama... 

Evet, şehirli ve çıtkırıldım da görünsek kadınlarımız da dahil Amazon ruhluyuz. Bugün ülkem için herhangi bir şey olsa, savaşmak gerekiyorsa, yaşıma başıma bakmadan silahı alır savaşırım! Vatanseverlik afaki söylenen bir şeydi. Ne demekmiş bu yaşımda onu öğrendim.

Hali vakti yerinde birisiniz, mesela bir yerelere kaçmayı düşündünüz mü?

Hayır! Asla! Bir yere gitmek istemiyorum. Dünyalı biriyim, nereye gidersem alışırım. Ama son olaylar çok ciddi bir vatansever yaptı beni. Toplumun çözülmesini bekliyorlardı, tam tersi oldu. Öleceksem de kendi toprağımda, kendi insanlarımın yanında ölürüm.

Beni şaşırtıyorsunuz... 

Şu ya da bu şekilde öleceksin, insanlar ne yin kavgasını veriyor? Bütün dünyanın bunu a nlaması l azım. Biri dese ki ‘10 yıl sıkın kendinizi, ölümsüzlük bulunacak’ hadi bu kavganın bir anlamı olsun, ama bu da yok.

O da doğru... 

Bende 40’ımdan sonra bir şeyler yerleşti. Azami şekilde Kur’an’da bahsedilen gibi bir insan olmaya çalışıyorum. Başkasının hakkını yemekten tut da her şeye kadar dikkatliyim.

Bu, muhafazakârlaştığınız anlamına gelir mi? 

Hayır, asla değil! Babam askerdi, emekli olana kadar hayatını yaşadı. Balolara katılır, gezmeyi çok sever, içer, eğlenirdi. Emekli olunca başka bir hayatı seçti. Dindarlık anlamında. Birden evimizde terör estirdi, her şeyi zorla yaptırmaya çalışan biri oldu. Anneme ve bana ‘Başını kapa’ diyen, baskı yapan birine dönüştü. Gençlik dönemimde bu sebeple müthiş isyankar bir kız olmuştum.

Sonra?

Babamın dediklerinin tersini yapan biri oldum, saygım kalmamıştı. Buna karşın dedem çok önemli bir Hacı’ydı. Kimseyi kırmaz, aşağılamadan çok zarifçe yapardı her şeyi. Mesela sigara içiyordum, bana doğrudan ‘İçme’ demezdi. Ya da babam gibi tokat atıp duvardan duvara vurmazdı. Onun yerine bir takvim yaprağı getirir ‘Arkasını okusana kızım’ derdi. O takvim yaprağının arkasında sigaranın zararını anlatan bir şey vardı. Saygı her zaman sevgiden daha önemli.

Mide küçültme ameliyatı oldunuz, korkmadınız mı?

Bu ameliyata çok karşıydım, korktum da. Yan etkileri vs. ne olacak diye. 80 kilo ile ameliyata girdim. Çok yemeğe düşkün biriyim, herkes bilir. Yeme kapasitemi sana anlatmayayım. Psikolojik bir tarafı vardır mutlaka ama doymak bilmiyordum!

Ooo, o derece! 

Küçükken arkasından ‘Ye evladım’ denilen bir noktadan buraya nasıl geldim bilmiyorum. Öyle boş şeyler de yemem ha... Benim en sinir olduğum şey, hani o şişman kadınlar vardır ya, arabanın arkasından inemeyen, onlardı. İşte kendimi en son o halde buldum, baktım şişmanlıktan arabadan inemiyordum! Cenazemde bile insanlara yük olmak istemem. Düşünsene ‘Kadını da bir taşıyamadık ha’ diye!

Diyet filan düşünmediniz mi? 

Kampa gireyim dedim önce ama sonra dönüşte ‘Lahmacun da yiyeyim, yok pizza da yiyeyim’ hayali kuracağım. En iyisi kökten bir karar vereyim dedim, ameliyat oldum. 2 ay ancak olacak, 10 kilo verdim.

Hakikaten şu gördüğüm kadar bir parça yiyip doyuyor musunuz? 

Evet, şu an doydum. Zorlasam yerim, ama sanki boğazınızda bir şey kalmış gibi oluyor. Canımın çektiği her şeyi yiyorum. Ameliyattan sonra bir huyun değişirmiş. Benim tatlıyla olan ilişkim kesildi. Tatlı, şeker bana artık zehir gibi geliyor. 2 kilom daha var vereceğim, yaşım gereği o kadar.

Midenizin 4’te 3’ü yok, korkmuyor musunuz? 

Ya korkmuyorum, mide öyle bir şey değil. Büyüyor, aynı hale geliyor. Ameliyattan birkaç sene sonra kendini bırakıp aynı hale gelenleri de gördüm.

 

"Lise 2'de tacize uğradım''

 

İzmir’de mahallede, arkadaşlarınız daha çok kız mıydı, erkek mi? 

Erkek de vardı kız da. 8 yaşında Orduevi’deki orkestradaki Yavuz Abi’ye aşık olana kadar benim erkek gibi silahlarım vs. oyuncaklarım vardı. Babama çok özeniyordum, asker, polis olmayı çok istedim.

Korkuyorum sormaya, sünnet olmaya filan da özendiniz mi?

(Gülüyoruz) Yok özenmedim! Polis sınavlarına girdim ama ‘cüce’ dediler, almadılar beni. Ayakkabımın içine bir şeyler koyayım dedim; yalın ayak ölçüyorlarmış!

Şu Yavuz Abi aşkı ne? Hem abi hem aşk?

Aşk öyle bir şey işte... Sonra o duyguları hiç yaşamadım. Sadece onun için yaşıyordum, ona iyi görünmek için çabalamak. Aşığım ama abi, haklısın!

Oğuz Bey’e de öyle mi aşık olmuştunuz?

Yok ona öyle aşık olmadım.

Yavuz Abi aşkı ne zaman bitti?

Bana, ‘Şu kıza bu mektubu götürsene’ diyene kadar...

Büyük şok! Hayatınızdaki en büyük dibe vuruş o mudur? 

Yok, değil! Dibe vurmaktan çok korkarım zaten. Galiba en zorlandığım an Oğuz’la ayrıldığımız zamandı. Çok zor atlatmıştım. Kafanda bir hayal k urmuşsun, sırtını öyle bir dayamışsın ki; her şeyi Oğuz yapıyor... O gidince çok yıpranmıştım. Böğür böğür ağlamayı öğrenmiştim.

Kızınızın intihar girişimi de zor zamanlarınızdı...

Evet, dünyanın en duygusal çocuğuna sahibim. Bana benzemediği kesin. O intihar olayı da şöyle; deprem olmuştu ve bir arkadaşını kaybetmişti, onu kaldıramayınca atladı.

Hiç psikolojik tedavi gördünüz mü?

Yok, psikoloğu da yoldan saptırırım ben, hiç görmedim.

Hiç tacize uğradınız mı?

Bu ülkede bir eşi dostu, yakını vs. tacize uğramayan hiçbir insan evladı yoktur! Sadece korkudan itiraf etmeyen vardır. Buna erkekler de dahildir.

Buna Emel de dahil midir? Ve ne yaptınız?

Buna Emel de dahildir, herkes gibi. Bu kadar baskı belki bizi bu hale getiriyor. Çok cazgır bir kız olduğum için, tozu dumana kattım. Yer, şahıs ismi vermeyeceğim ama bir daha orada barınamadı. Çok iyi örgütlendim. Herkes benim gibi değil. İçimde saklayan biri değildim. Babamdan da korktum, onu öldürürdü! Bu yüzden kendi yöntemimle yaptım. Bunu yaşadığımda lise 2’ye gidiyordum.

Şimdi aşk var mı? Genç bir sevgili olur mu?

Büyük söylemeyeyim, ama yok. Aşkın peşinde değilim. Hayatımın böyl e çok güzel olduğunu düşünüyorum.

Yalnız kalmaktan korkmuyor musunuz?

Yoo, ben huzur evlerine filan bayılırım, tatil köyü gibi çok eğlenceli. Bugün bıraksalar, bugün giderim, yaşarım. Şahane!

 

''Lezbiyen olsam bunu sahiplenir ve söylerdim"

 

Ama ‘Emel Müftüoğlu lezbiyen galiba’ dedikoduları da hâlâ konuşuluyor...

Şuna inanıyorum, insanın tercihleri çok kendine aittir. Benim de böyle bir tercihim olsa, bu Allah’la aramdaki bir hesaplaşmam olur. Tamam der, bunu sahiplenir ve saklamazdım.

Lezbiyen olsanız, söylerdiniz yani?

Evet, tabii ki söylerdim! Her şeyden önce kendi rahatım için söylerdim. Bu dünya üzerinde kimsenin kimseye verecek bir hesabı yok.


Söyleşinin tamamı için tıklayın