İyi Parti’de 103 emekli amiralin bildirisine ilişkin olarak iki farklı görüş ortaya çıktı.
İyi Partili Yavuz Ağıralioğlu bildiride kullanılan dilin rahatsız edici olduğunu söylerken, Aytun Çıray, “Bu metinden darbe çıkarılamaz” düşüncesini dile getirdi.
Cumhuriyet gazetesinden Leyla Kılıç’ın haberine göre, Çıray, “Bu metinden darbe çıkarılamaz. Amaçları son zamanlarda Türkiye’nin gündemine oturan ve iktidarın yıpranmasını hızlandıran uyuşturucu-siyaset-rüşvet üçgenini, milletin hayat pahalılığı altında ezilmesini, AKP kongreleri ile iyice yayılan salgınını ve aşı beceriksizliğini örtbas etmek” dedi.
Ağıralioğlu, amirallerin bildirisinde darbe imaları olduğunu ve bunu rahatsız edici bulduklarını belirterek şu ifadeleri kullandı.
“Darbelerle ilgili en ufak bir imayı teyakkuzla karşılıyoruz. Bu tür imalar ve bu imaların satır aralarını okumaya dair bir zorunluluk psikolojisi oluştu millette. Ne yaptığınız kadar nasıl yaptığınız, ne dediğiniz kadar nasıl dediğiniz önemlidir. Amiraller değerlendirmelerini yapsınlar ama bir gece yarısı bildirisi ile toplu olarak, içine darbe imalarını yerleştirerek yapmasınlar. Bu özensizlik ve kasıt olarak anlaşılacak açıklamalar. Montrö’yle ilgili hassasiyetiniz varsa bunu ifade edebilirsiniz ama bu hassasiyeti ifade ederken darbe imasını metnin içine yerleştirirseniz Montrö’den daha fazlaca bir gündeminiz olduğuna dair tartışma yaratırsınız. 'Kanaatlerimi ifade etmek istiyorum' diyen amiraller parti kurabilirler. Memleketimizde çok ciddi gündemler ve dertler var. Hükümetle mücadele etmenin tek yolu sandıktır. Sandık dışında hiçbir imayı meşru göremeyiz."
Çıray ise şu görüşleri kaydetti:
"Demokrasilerde geçmişte hangi meslekte olursa olsunlar Türk milletinin bütünü iktidarı eleştirme ve iktidara tavsiyede bulunma hakkına sahiptir. Bunu emekli öğretmenler de sağlıkçılar da yapabilir. Emekli olmadığı halde özel bir kanunla yasaklanmadıysa herkes siyasi görüşünü ifade edebilir. Nitekim bu metni dikkatle okuduğunuzda esasen Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve milletinin varlığını ve birliğini korumak için yazıldığını görüyoruz.
En aptal zihinler bile bu metinden darbe çıkaramaz. Amaçları son zamanlarda Türkiye’nin gündemine oturan ve iktidarın yıpranmasını hızlandıran uyuşturucu-siyaset-rüşvet üçgenini, milletin hayat pahalılığı altında ezilmesini, AKP kongreleri ile iyice yayılan salgınını ve aşı beceriksizliğini örtbas etmek. Ancak artık bu tiyatroyu millet ezberledi. Dolayısıyla bu yarına kadar sürecek bir gündemdir. Yarın yurttaş geçim sorunu ile karşı karşıya kaldığında, babalar ellerini cebine atıp çocuklarına harçlık veremediğinde bu hayali gündem sona erecektir” diye konuştu. Açılan soruşturmanın seyrine ilişkin ise Çıray, “Soruşturma açılması doğrultusunda sarayda çalışan bir devlet memuru büyük bir baskı yarattı ama kanunun verdiği yetkilerin dışına çıkan bu insanlar günü geldiğinde hesaplarını bağımsız cumhuriyetin savcıları önünde verecekler. Böyle giderse 81 milyonu hapsetmek zorunda kalabilirler. Yaşasın demokrasi, yaşasın özgürlükler”
Ne olmuştu?
103 emekli amiral imzasıyla, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin sözleri sonrası başlayan tartışmalara ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın "takke ve cübbe" giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ilişkin olarak ortak bir bildiri yayımlandı. Bildiride "Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir" denilirken, Tuğamiral Sarı'nın görüntülerine ilişkin olarak da "Kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur" ifadesi kullanıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bildiriye "Haddinizi bilin" sözleriyle tepki gösterirken, TBMM Başkanı Şentop da bildiri için "darbe çağrışımlı" nitelemesi yaptı.
TIKLAYIN | 103 emekli amiralin 'Montrö' ve 'tarikattaki amiral' bildirisine soruşturma başlatıldı
3 Nisan 2021 Cumartesi saat 22.54'te, imza listesindeki emekli amirallerden Cem Gürdeniz, Turgay Erdağ ve Ali Sadi Ünal'ın da yazarları arasında bulunduğu VeryansınTV'de paylaşılan, 103 emekli amiralin adı eşliğinde yayımlanan 4 Nisan tarihli bildiride şu ifadelere yer verildi: "Yüce Türk Milletine, Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır. Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye'nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz'i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye'nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye'nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye'nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz. Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK'nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir. Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir. Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan'ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk'ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız." İmza atanlar:
VeryansınTV'de yayımlanan metine; daha sonra yapılan güncellemeyle "Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz" ifadesi eklendi. |