Yaşam

Elleri 90 yıldır ayrılmadı

Malatyalı Elif ve Abdullah Adıgüzel çifti, tam 90 yıldır bir yastığa baş koyuyor. Biri 110, diğeri 112 yaşında. 113 torunları var...

14 Ocak 2010 02:00
Malatyalı Elif ve Abdullah Adıgüzel çifti, tam 90 yıldır bir yastığa baş koyuyor. Biri 110, diğeri 112 yaşında. 113 torunları var.

Elif ile Abdullah’ın aşkı tam 90 yıl önce başladı. Arada bir imparatorluk yıkıldı, Türkiye kuruldu, dünya çok savaşlar gördü, onlar bir yastığa baş koymaya devam etti. Malatya’nın Arguvan ilçesine bağlı Yazıbaşı köyünde yaşayan 110 yaşındaki Elif Adıgüzel ile 112 yaşındaki Abdullah Adıgüzel çifti, hâlâ el ele görüntüleriyle, görenlere ‘Nazar değmesin’ dedirtiyor.

Radikal gazetesinde yer alan habere göre, 1888 doğumlu Abdullah Adıgüzel ile 1890 doğumlu Elif Adıgüzel, tam 90 yıl önce hayatlarını birleştirdi. Birbirlerini severek evlenen çiftin, aşkları ve birbirlerine olan sevdaları aradan geçen yıllara rağmen azalmadı. Çift bugün 113 torun sahibi. Elif Adıgüzel, 90 yıl önce eşiyle birbirlerini severek evlendiklerini söylüyor. Eşinin son yıllarda kulaklarının ağır işittiğini, bunun dışında sağlık sorunu olmadığını belirtiyor. Kendisi de 110 yıllık yaşamı süresince bir katarakt ameliyatı geçirmiş. Hayattan bundan sonra bir dileği var:

“Eşimle birbirimizi seviyorduk. Evliliğimizin süresince eşimle bir sorunumuz olmadı. Kendisini çok seviyorum. Aynı şekilde o da beni seviyor. Bu yaşımdan sonra dilediğim tek şey; ölümümüzün de  birlikte olması. Çünkü ikimizden biri ölürse yarım kalacağımıza inanıyorum.”


En küçük oğulları 60’ında

90 yıllık evlilik yaşamları süresince hiç ayrılmamışlar. Abdullah Adıgüzel sürekli evde eşinin yardımcısı olmuş. Şimdi en küçük çocukları olan 60 yaşındaki İsmail Adıgüzel’le birlikte yaşıyorlar. Konuşması sırasında da kocasının elini bir an bile bırakmıyor:

“Beraber güzel günlerimiz oldu. Uzun bir ömür yaşadık. 10 çocuk doğurdum. Çocuklarımın üçü öldü, yedisi hayatta ve en büyükleri 85 yaşında. Torunlarım bayramlarda ve özel günlerde bizi ziyarete geliyorlar.”

Elif Adıgüzel uzun yaşamın sırrının sağlıklı beslenmede olduğunu söylerken o da bir köyde yaşamasına rağmen eski yiyeceklerin kokusunu özlüyor:

“Köyde çok sağlıklı besleniyorduk. Her şeyin kendine has bir tadı ve kokusu vardı. Uzun yıllardan beri bu tadı alamıyorum. Zaten sebze tüketmeyi bıraktım. Çünkü sebzelerin tamamı ilaç kokuyor. Evde yaptığımız ekmeğin bile eski tadı vermediğini hissediyorum. Yıllar önce ekmek yapılırken onun doğal ve güzel kokusunu metrelerce ileriden alabilirdiniz. Ben insanların günümüzde sağlıklı beslendiğine inanmıyorum.”

Şubat ayının ilk haftasında 113 yaşına girecek olan Abdullah Adıgüzel de eşinden çok ‘razı’ olduğunu söylerken, “Yoksa bu kadar süre evli kalamazdık. Birbirimizin hayattaki dayanaklarıyız” diyor. Cumhuriyet’ten de yaşlı olan Abdullah Adıgüzel’in hafızası da Çanakkale Savaşı’nı anlatacak kadar taze. Askerliğini evlendikten sonra Çanakkale’de yaptığını, vatani görevi sırasında sürekli mevzi kazdığını anlatıyor. 

Asırlık çiftin birlikte yaşadığı 60 yaşındaki oğulları İsmail Adıgüzel, anne ve babasının sadece ailede değil, tanıyan herkes tarafından örnek alındığını söylüyor:

“Annem ve babamın bu uzun birlikteliklerinin sırrı geleneklerimizdeki tek evliliğin yanı sıra hiç şüphesiz birbirlerine karşı olan aşk ve sadakatleridir. Bu birliktelikleriyle hem biz çocuklarına hem de tüm çevrelerine örnek  oldular. Hiçbir dönem birbirlerini kırdıklarına şahit olmadım. Öyle ki bazen biri ölürse diğerinin de öleceğini söylüyorlar.”