Politika

'Elitaş'ın savunması, 90'lı yıllardaki işkenceci polislerin savunması gibi'

HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, TBMM'nin kadın güvenliği paketi için olağanüstü toplanması gerektiğini söyledi

19 Şubat 2015 19:08

HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, TBMM'deki kapalı oturumda AKP'li vekillerin, muhalefet milletvekillerine saldırılarının ardından, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın "İki kadın milletvekili kendi kendine darp etti" açıklamasını, 90'lı yıllarda işkenceci polislerin savunmalarına benzetti.

Figen Yüksekdağ., HDP’li kadın milletvekilleriyle düzenlendiği basın toplantısına Özgecan Aslan tişörtleriyle geldiler. TBMM’nin kadına yönelik şiddetin engellenmesi gündemli toplanması çağrısında bulundu.

İç güvenlik paketinin geri çekilmesi çağrısında bulunan Yüksekdağ, “Bu siyasi iktidar güvenlik paketi adı altında karşımıza yeni şiddet paketleri getiriyor. Faşizan yasalarla toplumsal yaşamı tahakküm altına almak istiyor” dedi.

 

'İşkenceci polislerin savunmaları bunlar'

 

“Sokakta her gün 3 kadın öldürülürken kadının güvenliği paketi mi olmalı yoksa iç güvenlik paketi mi olmalı” diye soran Yüksekdağ, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve diğer AKP’lilerin saldırıya ilişkin savunmalarını 1990’lı yılların polisine benzetti. “Ayağı kaydı düştü. HDP milletvekilleri kendi kendini darp etti gibi savunmalar bize çok tanıdık geliyor. 90’lı yıllarda işkenceci polislerin verdikleri ifade bunlar. Ayağı kaydı düştü. Kendini astı. İşkence olmadı. Kendi kendisini darp etti. İşkenceci polislerin savunmalarıydı bunlar” dedi.

Yüksekdağ’ın değerlendirmeleri şöyle:

"Siyasetin kadın ekseninde kadına yönelik şiddet yoğunlaştığı bir yolda ilerliyor kadınları politikadan bağımsız bir yere koymak mümkün değil. Hhunharca katledilen Özgecan kardeşimizin ölümünden sonra yaşanan gelişmeler olmuştur kadınların bağrında biriken öfkenin patlaması ve sele dönüşmesi olmuştur bu yeni aşamayı ifade eder bu vicdan ayaklanmasıdır. Kadın isyanıdır siyasi iktidarın bu gelişmeleri çok doğru okuması gerekir günlerdir katliamı lanetleyen kadın kitleleri ayakta.

 

'Ataerkil bakış açısı tüm toplumu eritecek doruma geldi'

 

Biz bugün tüm siyasi kurumlara mecliste tüm partileri uyarmak kadınların hak ve özgürlük talepleri eşiğinde kadınların bir politika ortaya koymasını sunmak için bu basın toplantısını yapıyoruz bıçak kemiğe dayandığı çoktan geçtik ataerkil bakış açısı tüm toplumu eritecek duruma gelmiş durumda. Kadına şiddet ve kadın cinayetleri bu kadar organize yapılması toplumun çürümesine şah damarlarının kesilmesine denk düşüyor.

AKP iktidarı çok net sorumluluk üstlenmek zorundadır Özgecan'ın katledilmesinden sonra geliştirilen hamaset algıyı çarpıtma hamlelerinin hiçbir gerçeklik payı yoktur. Öneri diye önümüze çıkardığı idam hadım gibi formüllere rağmen hala kadınlar şiddet görmeye devam ediyor Meclisin bir bütün olarak sorumluluk üstlenmesi AKP’ni de önünde engel olmaktan çıkması gerekiyor.

 

'TBMM tek gündemle olağanüstü toplanmalı'

 

Meclis tek gündemle olağanüstü olarak toplanmalıdır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için can güvenliğinin sağlanması için meclis olağanüstü toplantıya çağrılmalı etraflıca değerlendirmeler ve çözüm paketleri devreye koyulmalıdır.

İktidar güvenlik paketi altında yeni şiddet paketi getiriyor..Meclisin tartıştığı gündem sokakta her gün üç kadın öldürülürken kadın güvenliğini tartışmak mı olmalı yoksa iç güvenlik paketini mi?

Bu güvenlik paketinin derhal geri çekilmesini istiyoruz onun yerine görüşülmesi gereken daha hayati acil paketler var meclis otursun kadın güvenliği paketini konuşsun.

İktidar, herkesin gözü önünde Kadın milletvekillerimize doğrudan saldırı düzenlemiştir. Kadına yönelik şiddetin nerden desteklendiğini nerden uygulandığını çok açık bir şekilde resmetmiştir. Kadına yönelik şiddetin sorumlusu AKP hükümetinden başkası değildir.

 

'Kadın mıdır, kız mıdır demeyin diye uyardık'

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan Obama’ya akıl vermeyi biliyor. Katledilen Müslüman gençlerden sen sorumlusun başkansan sorumluluğunu yerine getir diyor. Biz bugün çıkıp sayın cumhurbaşkanı senin ülkende yaşanan ölümlerden de sen sorumlusun deyince bunu söyleyenin burnundan getirmeye çalışan bir siyasi iktidar anlayışı görüyoruz. Özgecan’ın ölümünü lanetleyen Cumhurbaşkanı eş zamanlı olarak  bir kadına yönelik nefret söylemini geliştirerek kullanabiliyor. Bu yaklaşımın samimiyetine nasıl inanalım kadınlar böyle bir siyasi iktidara. Cumhurbaşkanına nasıl güvensin? Canını emanet etsin. Kadın mıdır? Kız mıdır demeyin diye uyardık. Yaşam tercihleriyle oynamayın dedik. Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum demeyin dedik. Hayatımızı böyle bir siyasi iktidarın eline bırakmaya niyetimiz yok.

 

'Kadın bakanlığı kurulmalı'

 

Müstakil özgün tüm kadın sorunlarını içeren bir bakanlık çalışması olmadığı takdirde şiddetin önüne geçilmesi mümkün değildir cinsiyet adaleti de mümkün olmaz. Bu bakanlığın kurulmasının sahiplendiğimiz talep olduğun yeniden ifade ediyoruz. Meclisin olağanüstü toplanarak şiddetin önlenmesi siyasal tedbirlerin hayata geçirilmesi için yoğun mesai harcaması gerekiyor."