Kiralık Aşk'ta 'Defne' karakterini canlandıran Elçin Sangu, herkesin kendisine bakmasından rahatsız olduğunu belirterek "Ben hiç buralara gelmeden, oyunculuk yapmadan önce de. Herhalde o beyaz tenli, kızıl saçlı olmanın getirdiği bir şey ama başkalarından farklı görünmekten, sürekli parmakla gösterilen insan olmaktan çok rahatsızlık duyuyorum" dedi. Sangu, "Geçenlerde bir video izledim; bir sincap var ve sadece duruyor, ben de durmak isterdim. Herhangi bir telaş olmadan oturabilmek beni çok rahatlatıyor" ifadesini kullandı.
InStyle dergisine konuşan Elçin Sangu'nun açıklamaları şöyle:
Sizin gibi popüler oyunculardan hep çok yoğun çalıştıklarını ve iş dışında başka bir şeye zaman ayıramadıklarını duyuyoruz. Bu vakitsizlik ne anlama geliyor hayatınızda?
- Anneni çok özleyip görememek, telefonlara cevap verememek demek... Hep bir program içinde yaşaman gerekiyor, hep bir yerlere yetişme telaşı hissediyorsun. Bu yoğunluk içinde zaman kavramını unutuyorsun. Mesela 15 gündür televizyonu hiç açamadım, haberleri takip ediyorum ama başka şeyleri izlemek için zamanım olmuyor.
◊ Vaktiniz olsaydı neler yapmak isterdiniz?
- Gezmek istiyorum. Sosyal hayatım olmadığı için şu an sosyalleşmek bile benim için bir şey yapmak anlamına geliyor. Kitap okumayı, piyano çalmayı, kısacası yapmayı sevdiğim her şeyi özledim.
◊ Zaman olsaydı nerelere seyahat etmek isterdiniz?
- Dünyayı gezmek isterdim ve hatta Türkiye’de de görmediğim yerler var, sırayla gezmeye başlardım.
◊ Seyahat anlayışınız nasıldır? Yemek, sanat ve yeni keşifler mi? Alışveriş mi?
- Alışveriş alışkanlığım hiç yok. Hatta en son Milano’ya gittim ama iki parça bir şey alıp geldim. Ancak bir şey göreceğim, çok hoşuma gidecek, olmayan bir şey olacak o zaman ilgimi çekiyor ve alıyorum ama sadece alışveriş yapmaya bir yere gitmem.
◊ Kendinize en son ne satın aldınız?
- İtalya’da küçük bir kasabadan, mitolojik kahramanların heykellerini aldım.
O sincap gibi sadece durmak isterdim
◊ Mesela bugün bir set günü değil ve InStyle çekimine geldiniz, bizimle olmasaydınız ne yapmak isterdiniz?
- Geçenlerde bir video izledim; bir sincap var ve sadece duruyor, ben de durmak isterdim. (Gülüyor) Herhangi bir telaş olmadan oturabilmek beni çok rahatlatıyor. Tabii çalışıyor olmasaydım da, “Çalışmıyorum, çok sıkıldım” derdim. Çalışmayı çok seviyorum ama bu yoğun temponun içinde kendime duracak zaman da yaratmak istiyorum.
◊ Evde mi durmak istiyorsunuz?
- Evet. Evimi çok seviyorum.
◊ Yemek yapar mısınız evde? Çerkez olduğunuz için mutfakta kesin beceriklisinizdir...
- Aynen! İlkokuldan itibaren kendime yemek hazırlamaya başladım, çünkü annem çalışıyordu. Onun çalışma hayatı sayesinde yemek yapmayı öğrendim. Sonra anneme de yapmaya başladım, derken baktık ki evde küçük bir hanımefendi kıvamına gelmişim. (Gülüyor) O yüzden biliyorum yani.
◊ Bugün yanınızda kendi yemeklerinizi getirmiştiniz. Hep dikkat mi ediyorsunuz?
- Hep dikkat etmiyorum. Geçen sene sağlığım çok bozuldu. 3 ay kadar serumla yaşadım. Artık dikkat etmem gerektiğini anladım. Bu tempoda özel beslenmek gerekiyor ve şimdi hem yemek hem de spor düzenim çok iyi gidiyor.
◊ Spora nasıl vakit ayırıyorsunuz?
- Setten çıkınca saat gece 11 bile olsa spor yapıyorum. Haftanın üç gününü bir şekilde ayarlıyorum.
◊ Ne yapıyorsunuz? Pilates mi?
- Evet, pilates yapıyorum.
Kendimi izleyemiyorum
◊ “Kiralık Aşk” çok popüler oldu, dolayısıyla siz de. Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?
- İçimde çok tezat bir hissiyat var. Eskiden de böyleydi. Ben hiç buralara gelmeden, oyunculuk yapmadan önce de. Herhalde o beyaz tenli, kızıl saçlı olmanın getirdiği bir şey ama başkalarından farklı görünmekten, sürekli parmakla gösterilen insan olmaktan çok rahatsızlık duyuyorum. Eskiden de bana baktıklarında, “Anne bana bakıyorlar” diye tepki verirdim. Şimdi yaptığım ise bambaşka bir şey. Tezat bir durum, biliyorum ama hâlâ aynı duygu var. Herkesin bana bakıyor olduğu hissi beni rahatsız ediyor.
◊ Kendinizi ekranda gördüğünüzde ne hissediyorsunuz?
- Kendimi izleyemiyorum ben, kendime bakamıyorum. O ben değilim, yabancı biri hissiyle izlemeye çalışıyorum. Çünkü nasıl bir iş ortaya koyduğumu görmek, kendimi geliştirmek istiyorum.