Kültür-Sanat

'Ekranda 'sol'dan beslenen dizi dönemi kapandı'

Tayfun Atay, yeni dizilerde yerli edebiyat uyarlamalarının yaygınlaştığını ve bunların içinden muhafazakârlıkla örtüşen hikayelerin tercih edildiğini ifade etti

11 Ekim 2013 17:58

Radikal Gazetesi yazarı Tayfun Atay, yeni sezon dizilerini kritik ettiği köşesinde toplumsal eleştiri içeren, düşünsel olarak 'sol'dan beslenen dizilerin döneminin sona erdiğini yazdı.

‘Çemberimde Gül Oya’, ‘Behzat Ç.’, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’, ‘Kayıp Şehir’ gibi dizilerin sol gelenekten beslendiğini kaydeden Atay, "Bir kere anlaşılıyor ki toplumsal eleştiri içeren, düşünsel olarak ‘sol’dan beslenen yahut en azından sol ‘tınlamalı’ dizilere tam anlamıyla elveda demiş durumdayız. Dolayısıyla bir dönem kapandı" ifadelerini kullandı.


İşte Tayfun Atay'ın "Dizilerin seyir defteri" başlıklı yazısından ilgili bölümler:

Bir kere anlaşılıyor ki toplumsal eleştiri içeren, düşünsel olarak ‘sol’dan beslenen yahut en azından sol ‘tınlamalı’ dizilere tam anlamıyla elveda demiş durumdayız. Dolayısıyla bir dönem kapandı. Artık (bitmiş, arşivde yerini almış dizilerin adını vermekte sakınca yok) bir ‘Çemberimde Gül Oya’, ‘Behzat Ç.’, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’, ‘Kayıp Şehir’ gibi diziler, yani açık-seçik veya vurgulu şekilde radikal, protest, sorun-odaklı, statüko-karşıtı, fincancı katırlarını ürkütmeye yönelik (‘Ağır Roman-Yeni Dünya’yı da atlamayalım) kurgular görmek hemen hemen olanaksız.

Bunun yerine, doğrudan veya dolaylı olarak muhafazakâr içerikli ya da (yukarıdaki ifadeyle uyaklıca) ‘tınlamalı’ diziler var artık. Polisiye-gerilim, ‘gizem’le sarmaş-dolaş, bir boy daha öne çıkmış gibi. Doğal, çünkü bu, istisnalar (‘Behzat Ç.’) hariç, statükocu muhafazakârlığa rahatsızlık vermediği gibi alttan alta da hizmet eden bir tarz.

Diğer iki öncelikli seçenek, zaten geçen yıldan revaçta olan yabancı dizi ve yerli edebiyat uyarlamaları. Bunlarda da muhafazakârlıkla örtüşen ürünler tercih ediliyor. Ancak muhafazakârlık geçer akçe denilip iyice kafa yorulmadan seçilmiş muhafazakâr edebiyat uyarlamaları isteneni vermekten uzak. ‘Marka’ ile bir kez satarsınız ürünü. Diziyi her hafta satmak zorundasınız. Dolayısıyla başlangıçta adına kanıp gelen seyirci, sonra içeriğe bakıp itibar etmiyor bu tür yapımlara.

Yazının tamamına ulaşmak için tıklayın...