Kanser tedavisi görürken 66 yaşında hayatını kaybeden Türk sinemasının unutulmaz aktörü Tarık Akan’ı, meslektaşları, yakın dostları ve sevenleri ‘hep emekten yana bir sanatçı’ olarak anlattı.
Akciğer kanseri nedeniyle yaklaşık iki yıldır tedavi gören Akan, gece saat 01:00 sıralarında hayata gözlerini yumdu. Ölüm haberini kuruluşundan bu yana yönetim kurulunda yer aldığı Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, “Sanatçı olmanın dünyaya güzellikler sunmak olduğunu gösteren güzel insan, efsane filmlerin unutulmaz oyuncusu, ‘Anne Kafamda Bit Var’ın yazarı, ülkesinin ve halkının barış, demokrasi, özgürlük mücadelesinin militanı, ‘Ekmek, gül ve özgürlük günleri’nin yorulmaz savaşçısı, ülkesinin güzel yarınlarına kucak kucak emek taşıyan, Nâzım Hikmet sevdasını, Nâzım Hikmet Vakfı’nın kuruluşundan bugüne yönetim kurulunun her dönem en aktif üyesi olarak gösteren Sevgili arkadaşımız Tarık Akan, 16 Eylül 2016 Cuma sabahı aramızdan ayrılmıştır” diye duyurdu.
‘Onurlu öldü’
Hürriyet’te yer alan habere göre, Akan’ı, sanatçı dostları ve meslektaşları telefonla bağlandıkları canlı yayınlarda şöyle anlattı:
Zülfü Livaneli:
Türkiye ve dünya çapında bir sanatçıyı kaybetmenin bir üzüntüsü var. Benim ve bazı kişiler için de bir arkadaşı kaybetmenin derin acısı var. Yarım asırlık dost, kolay değil. O kalıbının adamıydı. Bir kaç gün önce konuştuk. İyiyim diyordu ama sesi belli ediyordu maalesef sona geldiğini. Büyük dostu kaybettik. Onurlu öldü, ağaçlar ayakta ölür.
Nebil Özgentürk:
Büyük bir aktördür, çok erken kaybettik. Ülke meselelerini konuşurdu. Ülkesine bağlı insan karakteri. Sulusepken şeylerle ilgilenmeyen, ülkesinden sorunlara kendini vakfetmiş bir kişi. Nazım Hikmet Vakfı’nın ikinci başkanı. Atatürk’e dair en küçük eleştireye tahammülü yoktu. Darbelerin mağdurudur ayrıca. Çok üzülüyoruz. Çok arkadaş tutkunudur.
‘Yol’da iyi bir filmde oynadığımızı biliyorduk’
Şerif Sezer:
Biraz önce öğrendim çok üzgünüm. Beklemiyordum, iyi olacağını düşündüm. Bir kere telefonla konuştuk, ‘İyiyim, nereden çıkardınız’ dedi. Hastaneye gidip geldiğini biliyordum ama gerçekten beklemiyordum. Herkesin çok sevdiği biriydi. Başımız sağolsun. Onunla iki filmle oynadık. Yol’da beraberdik. Çok soğuktu, çok severek çalışıyorduk. Tarık ve hepimiz çok iyi bir filmde oynadığımızı biliyorduk, çok mutluyduk. Daha sonra çocuklarımızla birlikte, benim kızım benim gençliğimi, onun oğlu Tarık’ın gençliğini oynadığı bir film yaptık. Çok sevdiğim biriydi, çok üzgünüm.
Hale Soygazi:
O kadar beklenmedik bir şey ki. Çok iyi bir arkadaşımdı en güzel filmleri birlikte yaptık, birden bire oldu. Hiç beklemediğim bir şeydi, söyleyecek bir şey bulamıyorum çok çok fenayım. Telefonda görüşüyorduk. Çok takdir ettiğim çok farklı bir oyuncuydu.
‘Hep emekten yana mücadele etti’
Perihan Savaş:
Hepimizin başı sağolsun. Sabah televizyonu açtığımda öğrendim. O kadar kötüyüm ki. Birlikte çok şeyler paylaştık duruşuyla hayata bakışıyla çok özel insandı, aydındı. Çok neşeliydi, sette herkese yardımcı olan, güldüren keyifli adamdı. En son bir dizi çekmiştik.‘Bir daha yapmayacağım’ dedi. ‘Çok uzun çalışıyor insanlar. Bu durumda çalışılmaz’ demişti. bir daha çekmedi.
Arif Keskiner (Yapımcı):
Emekten yana hep mücadele etti. Emekçinin yanındaydı. Birlikte 77-78 yıllarında Madem filmini yapmıştık. O filmden 7 tane ödül almıştık. Bir türlü gerçekleştiremediğimiz çok özel projelerimiz vardı. Her zaman da konuştuk onları. İyi bir Atatürkçü, cumhuriyetçiydi. Atatürk’e laf söyletmezdi. Üç gün önce hastaneydim. Gözümüzün önünde eriyordu.
Suzan Avcı:
Yıkıldım. Bu kadar efendi, bu kadar can bir çocuğu kaybettik. Allah kahretsin bu hastalığı. Çok üzgünüm. Baraj’da beraberdik. Melek yüzlü bir çocuktu. Sonra o kadar çok değiştirdi ki kendini. Canım oğlum benim. Benim çok sevdiğim bir evlattı. Allah arkada kalanlara sabır versin. Sırayla gidiyoruz, Türk sineması çok büyük değerlerini kaybediyor.