Obezite tedavisinde egzersizin çok önemli bir yeri olsa da, tek başına yeterli değil. Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, Milliyet gazetesindeki yazısında (25.02.09), obeziteyle mücadelede hekim desteğinin şart olduğunu söylüyor. Koçak’ın yazısı şöyle:
“Obezite tedavisinde fiziksel aktivite kilo kontrolünü pozitif yönde etkiler, ancak başarılı olabilmek için mutlaka diyetisyen, hekim işbirliği ve davranış değişikliği için terapi desteği çok önemlidir
Obezitenin kronik bir hastalık olduğu ve tedavisinde ciddi bir ekip çalışmasının gerektiğini defalarca sizlerle paylaştık. Ancak tekrar etmenin hiçbir zararı yok. Özellikle de bir tek haptan, bazı bitki karışımlarından veya sihirli bir formülden medet umup hemen zayıflayacağını düşünen mucizeciler için bir kere daha söylemek lazım, obezite ciddiye alınması gereken bir sağlık bozukluğudur.
Tedavide diyetisyen, hekim işbirliği şarttır, davranış değişikliği için terapi desteği, doğru kilo kaybı ve kas korumak için de egzersiz çok önemlidir. Dört ayaklı bir sehpa nasıl ki tek ayağı olmadığında ayakta duramaz ise obezite de dört ayaklı düşünülmeli ve hiçbir parça eksik olmamalıdır.
Fiziksel aktivite obezite için çare değil, yardımcıdır
Egzersizin tek başına obeziteye çözüm olmayacağını söyleyen çalışmalara baktığımızda bu, ilk başta size şaşırtıcı gelebilir. Bu egzersizin faydalarından vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Fiziksel aktivitenin ispatlanmış birçok yararı vardır. Kemik ve kasları güçlendirir, ruh sağlığını düzenler, kan basıncını düşürür, kolesterol seviyelerini düzeltir, kalp-damar hastalıkları, diyabet, göğüs ve kolon kanseri riskini azaltır. Yetişkinler için haftada en az 2,5 saat orta şiddette aerobik veya 75 dakika şiddetli aktivite yapması önerilmektedir. Ayrıca haftada 2 kez kas kuvvetlendirici aktiviteler de yapılmalıdır. Ancak hatalı beslenme davranışını değiştirmeden sadece egzersiz yapan, hatta bu arada iştahını kontrol edemeyenlerde fiziksel aktivitenin tek başına yeterli olmaması hiç şaşırtıcı değil.
Zayıflamak sadece kalori saymak ve kalori harcamak olarak düşünülmemeli. Fizyolojik, psikolojik etmenler, hormonal yapı ve metabolik bozukluklar mutlaka irdelenmelidir.
Bir araştırma
Loyola Üniversitesi Sağlık Sistemleri ve diğer merkezlerdeki araştırmacılar Nijerya’da kırsal kesimde oturan 149 Afrikalı ve Chicago’da oturan 172 Amerikalı kadını karşılaştırdı. Araştırmacılar, çalışmalarının başlangıcında Nijeryalı kadınların daha çok fiziksel aktivite yaptıkları için zayıf kaldıklarını tahmin ediyordu. Çalışmaya başlarken Amerikalı kadınlar ortalama 84 kg, Afrikalı kadınlar ise 58 kg idi. Ancak, iki grup arasında fiziksel aktiviteye bağlı olarak yaktıkları kalori arasında anlamlı bir farklılık bulunamadı.
Chicagolu kadınlar fiziksel aktivite sırasında günde ortalama 760 kalori, Nijeryalı kadınlar ise 800 kalori yakınca, bu farklılık istatistiki açıdan anlamlı bulunmadı.
Chicagolu kadınların neden Nijeryalı kadınlardan daha fazla vücut ağırlığı olduğunu fiziksel aktiviteden çok, beslen-meleri daha iyi açıklıyor. Nijeryalı kadınların diyeti; yüksek lif, kompleks karbonhidrat, düşük yağ ve hayvansal protein içermekte. Buna zıt olarak; Chicagolu kadınların diyetleri ise yüzde 40-45 yağ ve yüksek miktarda işlenmiş besinler içeriyor.
Sonuç
Sonuçlar gösteriyor ki doğru beslenmek ve bunu yaşam şekli haline getirmek kalori yakmaktan daha önemlidir. Diyet olmadan sadece egzersizle kilo vermek çok zordur.
Çözüm
Fiziksel aktivite kilo kontrolünü pozitif yönde etkiler ancak çare olarak görülmemelidir. Başarılı olabilmek için mutlaka “diyet + egzersiz + davranış değişikliği” geliştirmek şarttır.”