Sağlık

Eczacılar iflasın eşiğinde

Türk Eczacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, kriz nedeniyle bu yıl yaklaşık 3 bin eczanenin kapanabileceğini söyledi.

12 Mayıs 2009 03:00
Türk Eczacılar Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, küresel krizin eczacıları ciddi şekilde etkilediğini belirterek, ``2005'e kadar her yıl 100-150 eczane kapanıyordu. 2005'ten sonra bu sayı 300-400'e çıktı. 2009'da ise bu rakamın 3 bine çıkacağını düşünüyoruz. Krizle birlikte bu sayı daha da artabilir'' dedi.

Türkiye'de bilimsel eczacılık eğitiminin 170'nci yıldönümü etkinlikleri kapsamında Antalya Dedeman Otel'de `Geleceğimiz ve Geleceğiniz' konulu panel düzenlendi. Antalya Eczacılar Odası Başkanı Cihan Dinç tarafından yönetilen panele, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr. Mahmut Tokaç, TEB Başkanı Erdoğan Çolak ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Dr. Sami Türkoğlu katıldı.

İlaç sektörü temsilcileri ve eczacıların yakından takip ettiği panelde, sahte ilaç ve bandrol uygulamalarının önlenmesi adına oluşturulan ve 1 Haziran tarihinde yürürlüğe girecek ilaç takip sistemine yönelik değerlendirmeler yapıldı. Küresel krizin ilaç sektörü ve eczacılara etkilerinin de konu alındığı panelde zaman zaman hararetli tartışmalar yaşandı.

’Dünyadaki ilaçların yüzde 10'u sahte’

Panelde ilk sözü alan Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr. Mahmut Tokaç, sahte ilaç ve bandrol sorununun çözümü için geliştirilen ilaç takip sisteminin eczacılar tarafından yanlış değerlendirildiğini söyledi. Son yıllarda yaşanan olaylara dikkat çekerek sahte ilaç ve kupürle mücadele konusunda yeni yöntemler geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Tokaç, ``Dünya Sağlık Örgütü'nün yayımladığı raporlarda dünyadaki ilaçların yüzde 10'u sahte olduğu belirtiliyor. Bu oran geri kalmış ülkelerde yüzde 50'lerin bile üzerine çıkıyor. Ülkemizde bu konuyla ilgili istatistiki değerlendirme ise maalesef yok'' dedi.

’Esas sorun sahte kupür’

``Türkiye'nin esas sorunu sahte ilaç değil, sahte kupür'' diyen Tokaç, ``Geçen günlerde ortaya çıkarılan ilaç yolsuzluk çetesinin elinde tablet basma makineleri vardı. İnanın 'Acaba bu kadar rahat olmalı mıyız? Türkiye'de bizim fark edemediğimiz birtakım sahtecilikler mi ortaya çıkıyor?' şeklinde düşünmeye başladık. Bu nedenle ilaç takip sistemine büyük önem veriyoruz. Çünkü sistemin sahte ilaç ve kupürü engelleyeceğini biliyoruz. Geçen yıl sahte kupür yüzünden 700 eczanenin sözleşmesi SGK tarafından feshedilmiş. Bu durumdan eczacılar da olumsuz yönde etkileniyor. Biz yeni sistemle bu olumsuzlukların önüne geçmeye çalışacağız'' diye konuştu.

Sistemin 1 Haziran tarihi itibariyle sınırlı ilaçlar üzerinden uygulamaya sokulacağını dile getiren Tokaç, 'Bu sistem ilacı değil, eczacıyı takip ediyor' şeklindeki yorumları da eleştirerek, şöyle dedi:

``Sistemin uygulanışı konusunda yalan yanlış iddialar gündeme geliyor. Biz kesinlikle ilacı takip edeceğiz. Böyle bir düşünce, olayın bütününü görmememizden kaynaklanıyor. Bu sistem zaten online çalışacak, girişte kayıt, çıkışta kontrol sistemi uygulanacak. Tekrar eden sorunlu ilaç olursa satışın yapıldığı eczane mercek altına alınacak.''

Krizin eczacıya etkisi


Dünyayı etkisi altına alan global krizin eczacılar üzerindeki etkisine vurgu yapan TEB Başkanı Erdoğan Çolak ise dünyada büyük boyutlara ulaşan küresel krizin Türkiye'de kendini çok ciddi biçimlerde hissettirdiğini söyledi. Bu dönemde bile ilaç harcamalarının kısılması yönündeki tedbirlerle karşılaştıklarını belirten Çolak, ``Türkiye'de ilaç harcamalarının yüksekliği konusunda iki parametre var. Birincisi sağlık bütçesinin yetersiz oluşu. İkincisi de koruyucu hekimlik olgusunun gerilemesi. Biz eczacı ve vatandaş üzerinden ilaçta tasarruf yapılmasını doğru bulmuyoruz. Eğer bu sorunun çözümü aranıyorsa eşdeğer ilaç kullanımına yönelik politika Sağlık Bakanlığı kanalıyla desteklenmelidir'' diye konuştu.

’Kapanan eczane sayısı krizle artabilir’

Küresel krizin etkilediği 5 ülke arasında Türkiye'nin de yer aldığına dikkat çekerek, krizin etkisiyle kapanan eczane sayısında ciddi artış yaşandığını kaydeden Çolak, ``2005'e kadar her yıl 100-150 eczane kapanıyordu. 2005'ten sonra bu sayı 300-400'e çıktı. 2009'da ise bu rakamın 3 bine çıkacağını düşünüyoruz. Krizle birlikte bu sayı daha da artabilir. Bu da büyük bir sıkıntı olarak gündemimizde'' dedi.

Eczacıların sağlık elemanı, 'ilacın uzmanı' olarak değil, 'sermayedar' olarak algılandığını vurgulayan Çolak, kamu kurumlarının ise eczacıları çok rahat görüp, çok kazandığını düşündüğünü söyledi. Türkiye'deki eczane sayısına da dikkat çeken Çolak, ``Türkiye'de bugün 8 bin eczacı zor durumda. Çünkü 24 bin eczane, 30 bin eczacımız var. Biz şu an 24 bin eczane ile Avrupa'nın en çok eczanesi olan ülkesi durumundayız. Her yıl 1000 meslektaşımız eczane açıyor. 10 yıl önce 7 eczacılık fakültemiz vardı, şu anda 14 fakültede eğitim veriliyor. Şu anki 1200 mezun sayısı ilerde 1500'lere kadar çıkacak. Bu konuda ciddi bir politika oluşturulmalı'' diye konuştu.

2009 sağlık bütçesi 32 milyar TL

Konuşmasında Çolak'ın sağlık bütçesinin yetersiz oluşuna yönelik değerlendirmelerine yanıt veren SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Dr. Sami Türkoğlu, bütçenin her yıl iyileştirildiğine dikkat çekti. 2009 sağlık bütçesinin 32 milyar lira civarında olacağını söyleyen Türkoğlu, sağlık harcamaları konusunda felaket senaryolarının konuyu bilmeden yapıldığını belirterek, ``Bütçe yetersizliği konusundaki tespitler rakamlar üzerinden yapılmalı'' dedi. 4-5 yıllık süreçte sağlık sistemiyle ilgili köklü değişikliklere gidildiğini belirten Türkoğlu şu değerlendirmeleri yaptı:

``Değişim döneminde vatandaşın sağlık hizmeti alternatifleri çoğaltıldı. Kısıtlamalar kaldırdı. Sağlık hizmetlerinden yararlanma konusundaki cepten harcamalar minimize edildi, yük kamunun üzerine alındı.'' (DHA)