Hollanda'nın Rotterdam kentinde dünyanın ilk ekolojik diskosu açıldı. Diskoya gelen müşteriler bir yandan dans ederken, diğer yandan da kulübün elektriğini üretiyor. Ancak hepsi bu kadar değil.
Eko kelimesini daha önce duymuşsunuzdur. Ancak disko ile bir araya gelince biraz kafa karıştırıyor. Acaba diskoda ekolojik içecekler ya da yiyecekler mi sunuluyor? sorusu akla geliyor. Ama yanıtı hayır. Hollanda’nın Rotterdam kentindeki Club Watt adlı diskoda ne kadar hareketli bir parti varsa, bu parti bir o kadar çevre dostu oluyor. Çünkü dans edenler hazırlanan özel bir düzenekle akım yaratıp, diskoya elektrik sağlıyor.
Diskoya ilk girdiğinizde aslında herşey çok normal görünüyor. Tekno müzik, yanıp sönen ışıklar, bir dj ve bardaki yorgun dansçılar... Her şey sıradan bir diskoyu hatırlatıyor. Fakat karanlık odanın ortasında zeminde parlayan kırmızı, mavi ve yeşil ışıkların başka bir anlamı var. Bu dans pisti dünyanın ilk eko-diskosunun da merkezi. Renk oyununu keşfeden Dan Roosegaarde, "Dans etmeye başladığım zaman zemin de canlı. Ben ne kadar dans edersem, yerdeki ışık da o kadar güçlü olacak“ diye konuşuyor.
Yılda 117 bin vat tasarruf
86 adet dikdörtgen plaka her adımda harekete geçiyor. Ve bu hareket, akımı enerjiye çeviren bir jeneratöre iletiliyor. Her plaka 20 vat kadar enerji üretebiliyor. Ve kulüp, örneğin diskonun ışıklandırılmasında bu enerjiyi kullanıyor. Kulübün kurucu ortağı Michel Smit, sağladıkları tasarrufu şöyle açıklıyor:
"Bu sayede yılda 117 bin vat enerji tasarrufu yapabileceğimizi hesapladık. Diğer kulüplerden yüzde 30 daha az enerji kullanıyoruz. Ve ayrıca yılda 102 bin kg karbondioksit tasarrufu yapıyoruz. İlk başta az gibi görünüyor ancak müşterilerimiz burada iken dolayısıyla evlerinde kaldıkları ya da bir film izledikleri zamandan daha az enerji kullanıyorlar.“
Hem eğlence, hem de çevreyi koruma
Michel Smit, bu taslağı Rotterdam’da test ettikten sonra bütün dünyaya yaymak istediklerini söylüyor. Başka Avrupa ülkelerinden ve hatta Avustralya’dan şimdiden talepler gelmeye başlamış. Kulübün dj’yi ve kültür programları sorumlusu Ted Langenbach, "Bir yandan eğlenirken, diğer yandan da çevre için bir şeyler yapılabileceğini göstermek istedik. Eğer sürdürülebilirlik ilkesine bağlı kalınırsa, müzik ve dans eğlendirebilir de. Fakat biz bunu ahlak adına öne sürmek istemiyoruz“ diyor.
Gıda ürünleri yakın bölgelerden getiriliyor
Bu disko zincirine katılmak isteyenler sadece karbondioksit ve elektrik tasarrufu yapmıyor, aynı zamanda sudan da tasarruf sağlanıyor. Kulübün tuvaletleri yağmur suyuyla besleniyor. Bu sayede 4 milyon litrenin üzerinde su tasarruf ediliyor. Tabii kulübün mutfağında da aynı ilkeye bağlı kalındığını söylemeye gerek yok. Kulübün aşçısı Minke Verdoner, mutfakta tasarrufun sırrını şöyle anlatıyor:
"Mevsimi olan ürünlerle yemek yapmaya çalışıyoruz. Kullandığımız gıda ürünlerinin yüzde 99’u biyolojik ürünler ve ulaştırmayı da mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışıyoruz. Örneğin sadece 2 sokak ötede oturan bir üreticiden gelen rokayı kullanıyoruz.“
Ziyaretçiler memnun
Bu yöntemin gerçekten işleyip işlemediği önümüzdeki aylarda ortaya çıkacak. Ancak ilk ziyaretçiler çok heyecanlı görünüyor. 21 yaşındaki Ruud da onlardan biri. Ruud, "Amsterdam'da ya da diğer şehirlerde çok dışarı çıkıyorum. Ancak burası olağanüstü. Bir insanın kendi ürettiği enerjiyi görebilmesi çok hoş. Aynı zamanda insanların eğlenirken ne kadar çok enerji ürettiklerini fark etmeleri de çok önemli“ diye konuşuyor.