Siber zorbalık, korkutma, utandırma, tedirgin etme amacıyla yazılan veya gönderilen mesaj, e-posta veya web sayfaları kullanılarak yapılan zorbalık olarak tanımlanıyor. Bugün dünya üzerinde 15-24 yaş arası gençlerin yaklaşık yüzde 70’inin internette siber zorbalığa, dijital tacize, şiddete maruz kaldığı biliniyor.
Uzman pedagog Belgin Temur’un verdiği bilgilere göre, siber zorbalıkta öfke dolu kırıcı mesajlarla alay etme, sataşma, tehdit etme gibi davranışlar bu zorbalığa örnek gösterilirken sahte hesaplarla özel bilgileri ele geçirme ya da bunları yaymaya çalışmak gibi durumlarla da sıkça karşı karşıya kalınıyor.
Kurbanlar genellikle arkadaşı olduğunu sandığı birinden kaba veya aşağılayıcı bir metin veya anlık mesaj alabiliyor. Genellikle sohbet odaları, e-posta ve çeşitli sosyal medya mecraları aracılığı ile sahte kimlikler kullanarak kurbanı zora sokmak, sosyal ağlardan atarak kurbanı sosyal yalıtımda bırakmak, kurban ile ilgili uygunsuz fotoğrafları paylaşmak en sık rastlanılan zorbalık türleri arasında bulunuyor.
Kişisel bilgilere dikkat
Pedagog Belgin Temur’un siber zorbalıktan korunma önerilerini şöyle:
Gençlerin aileleriyle iletişimlerinin güçlü olması en önemli koruyucudur.
İletişim araçlarının ve internetin bilinçli kullanılması gerekir. En başından itibaren internet kullanımı konusunda çocuklara destek olunmalıdır.
Şifre güvenliğine dikkat edilmelidir. Çocukların şifrelerini hiç kimse ile paylaşmamaları gerektiği öğretilmelidir.
Bilgisayarın güvenliği önemli, virüs programları ihmal edilmemeli.
Yüz yüze ilişkilerdeki etik kurallar sanal ortamda da aynıyla uygulanmalıdır. Mahremiyetin önemi vurgulanmalıdır.
Tanımadığımız kişilerin mesajlarını okumanın riskli olduğu bilinmelidir.
Kişisel bilgileriniz size özeldir, başkalarıyla paylaşılmamalıdır.
İnternet sitelerinin her zaman güvenli olmama ihtimali bilinmelidir.
Gelen maillerin sahte hesap olma ihtimali her zaman düşünülmelidir.