Yaşam

Dünya Şehircilik Yarışması'nda son 5'e kaldı; işte 'İç Anadolu'nun İncisi' Eskişehir'i ziyaret etmek için 5 sebep

Eskişehir'de nereler gezilir, neler yenir?

15 Aralık 2018 16:40

T24 Haber Merkezi

CHP’li Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkanlığını yaptığı Eskişehir, Dünya Kaynaklar Enstitüsü'nün (World Resources Institute - WRI) şehircilik ödülü WRI Ross yarışmasında finale kaldı.

Dünya Şehircilik Yarışması’nda Londra, Barcelona, New York gibi dünya kentlerini geride bırakan Eskişehir, 250 bin dolarlık ödül için Kolombiya’dan Medellin, Tanzanya’dan Darüsselam, Hindistan’dan Pune ve Güney Afrika’dan Durban’la yarışacak. Kazanan şehir, nisanda belli olacak.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Euronews’ten Devrim Hacısalihoğlu’na yaptıkları açıklamada, Eskişehir'in başarısında Büyükşehir Belediyesi Kentsel Gelişim Projeleri kapsamında, Porsuk Çayı’nda ıslah çalışmaları yapılması, yaya ve taşıt köprülerinin yenilenmesi, tematik parklarla şehirde kişi başına düşen yeşil alan oranı yüzde 200'ün üzerinde artırılması, şehir içi raylı sistem ağı yaygınlaştırılması ve buna paralel kentin turizm potansiyelinin artması gibi hizmetlerin etkili olduğunu söylediler.

2014 yerel seçimlerinde Eskişehir’de yüzde 44.81 oranında oy alarak dördüncü kez belediye başkanı seçilen ve 31 Mart’taki yerel seçimlerde bir kez daha partisinin adayı olan Prof. Dr. Büyükerşen de şehrin yarışmada finale kalmasını Twitter hesabından ”Ne mutlu bize, ne mutlu gururla Eskişehirliyim diyen hemşehrilerime!” mesajıyla duyurdu.

Eskişehir, medya takip ve raporlama ajansı PRNet’in yaptığı araştırmaya göre,  2018’in ilk yarısında Türkiye'nin en güvenli, dünyanın 12. en güvenli şehri seçilmişti.

Bu haberlerin ardından hafta sonu Eskişehir’i ziyaret etmek isterseniz işte T24’ün Eskişehirli editöründen görmeden dönmemeniz gereken 5 yer, tatmadan gelmemeniz gereken 5 lezzet…

Nereleri ziyaret etmeli?

Odunpazarı: Odunpazarı, Eskişehir'de ilk modern yerleşimin gerçekleştirildiği bölge. Rivayet o ki, içinden Porsuk geçen Eskişehir'de ilk mahallenin nereye kurulacağının belirlenmesi için kentin farklı yerlerine et asılmış ve en son nerede bozulduğu dikkate alınmış. Ve bilin bakalım bu deneyin kazananı neresi olmuş; tabii ki Odunpazarı. 

Kentin güneyindeki tepelerde kurulan Odunpazarı, geleneksel Anadolu Türk Mimarisi'nin örneklerini koruyor ve kıvrımlı yolları, çıkmaz sokakları, ahşap süslemeli-bitişik düzenli- cumbalı evleriyle ziyaretçileri büyülüyor. 

Semtte evlerin yanı sıra Kurşunlu Camii ve Külliyesi de bulunuyor. Bölgenin geleneksel el sanatlarının örneklerini  tarihi Atlıhan, Eskişehir Sanatları Çarşısı'nda görmek mümkün.  Dünyada sadece Odunpazarı’nda bulunan Lületaşı Müzesi ve Çağdaş Cam Sanatları Müzesi de aynı bölgede. 

Adalar: İç Anadolu'nun ortasında 'adalar'ın ne işi var diye sormayın. Kafeleri, barları ve ortasından geçen Porsuk'u kesen köprüleriyle Adalar'ın adı, kentin önde gelen ailelerinden biri olan Yalamanlar'dan geliyor. Şu anda Migros'un olduğu alanda yaklaşık 15 sene öncesine kadar kentin en büyük lunaparkı ve çay bahçesi vardı. Lunaparkın bulunduğu 'ada'nın tamamı da Yalaman ailesine ait olduğundan bölgeden 'Yalaman Adası' diye bahsediliyordu, bu kullanım yıllar içinde sadeleşip 'Adalar' halini aldı. 

Adalar'da, aileniz ve sevdiklerinizle Porsuk kenarında yürüyüşler yapabilir, sağlı sollu uzanan kafe ve barlardan birini dinlenmek için tercih edebilirsiniz. Eskişehir, iki üniversiteye ev sahipliği yapması sebebiyle Türkiye'de kafe-bar kültürünün en gelişkin olduğu kentlerden bir tanesi. 

Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı: Eskişehir sokaklarında dolaşırken merkez belediyelerin tüplü dalış kursu ilanlarını görebilir, denize kıyısı olmayan bu şehirde insanların nasıl olup da belediye desteğiyle yelken dersi aldığını merak edebilirsiniz. Bu soruların bir kısmına cevap veren yer Eskişehir-Kütahya yolu üzerinde yer alan Sazova Parkı. 

İçinde Masal Şatosu, Korsan Gemisi, Eskişehir Hayvanat Bahçesi, ETİ Sualtı Dünyası, Japon Bahçesi, Sabancı Uzay Evi, Bilim Kültür Merkezi, Esminyatürk, Türk Dünyası Kültür Merkezi gibi birçok kompleksi barındıran park, aynı zamanda yaz aylarında 'optimist yelken' kurslarına da ev sahipliği yapıyor. 

İçinde dolaşmak için kendine ait bir treni de bulunan parkta doyasıya vakit geçirmek isterseniz bütün bir gününüzü bile buraya ayırabilirsiniz. 

Kentpark: “Ankara’ya deniz getirmek” uzun yıllardır politikacıların yerine getirmeyeceği kesin olan vaatler arasında yerini almıştı. Denizsizlik konusunda Ankara’yla aynı kaderi paylaşan Eskişehir ise birkaç sene önce bu soruna bir çözüm buldu. Prof. Dr. Büyükerşen, İç Anadolu’ya denizi getiren isim oldu.

Porsuk Nehri’nin ıslah edilerek temizlenmesiyle oluşturulan Kentpark Plajı’nda 150 şezlong, 15 soyunma kabini ve 2 cankurtaran kulesi bulunuyor. Eskişehir Otogarı'nın hemen arkasında bulunan parkta 'deniz'in yanı sıra, yapay bir gölet ve at binmek için ayrı bir alan da bulunuyor. 

Hamamlar: Eskişehir, özellikle son yıllarda birçok seyahat blogunda yerini aldı. Ancak dışarıdan kente giden birinin muhtelemen fark etmeyeceği, fark etse bile bir parçası olmakta zorlanabileceği, kentin önde gelen geleneksel aktivitesi ise hamama gitmek. Tam merkezinde yer alan caddeye 'Hamamyolu' adı verilen, yine yakınlarda yer alan bir bölümü 'Sıcaksular' adını alan Eskişehir'de hamama gitmek günlük hayatın vazgeçilmezlerinden biri. 

Hamamların sabah 05:00'te açıldığı, saat 07:00 gibi özellikle de kadınlar hamamlarında yıkanacak kurna bulmanın imkansızlaştığı Eskişehir'de yaşayan birçok kişinin senelerdir gitmeyi tercih ettiği favori hamamları bile var. 

Siz de Eskişehir'deyken kente ait bu kültürü deneyimleyebilirsiniz. Aman geç kalmayın ve içeride hamacıdan söyleyeceğiniz gazozla yemek için kapının önündeki seyyar tezgahtan simit almayı unutmayın!

Neler yenir? 

Çibörek: Osmanlı döneminde Kırım, Türkiye Cumhuriyeti döneminde ise Romanya'dan göçen Tatarlar, Eskişehir'in hem mutfağında hem de kültürel karakterinin şekillenmesinde belirleyici unsurlardan. O sebepten de kentin bir tatar yemeği olan 'çibörek'le anılması şaşırtıcı değil. 

Çiböreğin hası Tatarların yoğun olarak yaşadığı Alpu ilçesinde yense de, kent merkezinde de Alpu Çibörekçisi, Eskişehir Çibörek Evi ve Papağan gibi adresleri deneyebilirsiniz. Ayrıca kentte çiböreğin yanı sıra göbete, kaşıkbörek, tavalokum gibi Tatar mutfağından diğer yemekleri de deneyebilirsiniz; şimdiden ipucu verelim, hepsi hamurlu ve hepsi kıymalı...

Simit: Herkes kendi simidini över ama Eskişehirliler çok över. Hamur işlerinin hem Tatarlar hem de Manavlar (kentteki göçmen olmayan, Türkmen nufüsa verilen isim) tarafından iddialı bir şekilde pişirilmesi, Eskişehir'i simit konusunda öne çıkarıyor. Kentteki hamam kültürü de, simidin sofralardaki yerini pekiştiriyor. Türkiye'de simidin en iyisi Eskişehir'de, Eskişehir'de ise simidin en iyisi Atatürk Ortaokulu'nun karşısındaki küçük fırından yenir. 

Çorba: Hamamdan önce simit yenirse, çıktıktan sonra da çorba içilir. Onur İşkembe, senelerce kentteki en çok tercih edilen çorbacı olsa da, siz popülerle aranıza biraz mesafe koyun ve Kosovalı Şahin Usta'nın çorbalarını için. Pişman olmayacaksınız! 

Balaban Kebabı: 'Harbiyiyorum' isimli yemek blogu, Balaban Kebabı'nı şöyle anlatıyor; "Başlangıçta ateş yoktu. Türk insanı önce ateşi buldu. Sonra da köfteyi icat etti. Ancak köftede hamur hala eksikti. Bunun üzerine Türkler tırnaklı pideyi buldu ve üzerine yoğurt, yağ ve domates salçası ilave etti. Köfteleri de bunun üzerine koydu. Sonra dendi ki “hep köfte, hep köfte nereye kadar, biraz da et şiş pişirelim de ondan da üzerine koyalım!” Böylece et şiş de işin içine girmiş oldu..." 

Balaban bulunduktan sonra da sıra bunu layığıyla pişirebilecek bir yer bulmaya kalmıştı. Biz o yeri bulduk. Kentin merkezinde bulunan Abdüsselam Balaban Kebap Salonu hem midenize hem de cebinize hitap edecek. 

Köfte: Ankara'dan İstanbul'a uzanan demiryolunun ortasında bulunan Eskişehir, uzun yıllar birçokları için istasyon çevresinde yenen köfte ekmekle anıldı. Eskişehirliler de köfte yapımında iyi olmayı benimsedi ve her geçen gün çıtayı biraz daha yukarı taşıdı. 

Köfte için istasyon yakınındaki Köfteci Ali gibi marka yerleri tercih edebilir ya da kent merkezindeki Bayatpazarı'nda yer alan ve gün içinde saat 14:00 sıralarında et bitmesinin ardından dükkanı kapatan Kebapçı Hüsmen'i deneyebilirsiniz. 

*Bonus: Boza

İstanbul'da 'Vefa bozası' varsa, Eskişehir'de ise bozanın adresi Karakedi'dir. Eskişehir'e gitmişken Hamamyolu'ndaki Karakedi Bozacısı'ndan boza içmeden dönmeyin!