Kepler-186f olarak adlandırılan Dünya benzeri gezegen, bizden 500 ışık yılı uzaklıkta, kırmızı cüce yıldız Kepler-186’nın yörüngesinde yer alıyor. Bu küçük yıldız, Güneş’in enerjisinin yalnızca yüzde 4’üne sahip. Kepler-186f, bu yıldıza mükemmel bir uzaklıkta yer alıyor: Bu gezegende yaşamın ön koşulu olan suyun ne donacağı ne de buharlaşacağı bir yüzey mevcut. Ancak yine de Kepler-186f’de su olup olmadığı henüz bilinmiyor.
Güneş sisteminin dışındaki gezegenlerin ayrıntılı fotoğrafları yok. Yalnızca burada Kepler-186f fotoğrafı gibi temsili çizimler bulunuyor. Ancak kısa süre önce keşfedilen Kepler 438b’nin bir çizimi bile bulunmuyor. Bu gezegen dünyadan yaklaşık 470 ışık yılı uzaklıkta bulunan güneş benzeri bir yıldızın yörüngesinde dönüyor ve gezegenimizden biraz daha büyük. NASA bu keşfi 6 Ocak’ta duyurdu.
Uzay teleskopu Kepler, 2009’dan beri Güneş Sistemi dışındaki Dünya benzeri gezegenleri arıyor. Bu gezegenlerin güneşe ve güneş benzeri yıldızlara en azından teorik olarak yaşama olanak verecek ölçüde sıcaklıklara sahip bir uzaklıkta olmaları gerekiyor. Ayrıca kaya ve metal bileşimlere sahip olmalılar ve gaz devlerinin aksine katı bir yüzeyleri bulunmalı.
Okyanusla kaplı bir gezegen
Kepler-62e’nin sanatsal çizimi okyanusla kaplı bir gezegeni resmediyor. Bilim insanları yeryüzü benzeri gezegenlerde büyük okyanuslara rastlanmasının oldukça yüksek bir olasılık olduğu konusunda hemfikir. Yine de kesin olarak bilinen tek şey, Kepler-62e’nin bizden bin 200 ışık yılı uzaklıkta olan Lyra takımyıldızında yer aldığı. Kepler-62e’nin ana yıldızı Kepler-62’nin Dünya benzeri bir başka gezegeni de bulunuyor.
Kepler-62f’in çapı yerkürenin çapının 1.4 katı büyüklüğünde. Bu gezegen, güneş sisteminde, Dünyamızın 1.61 katı büyüklüğündeki kardeş gezegeni Kepler-62e’den biraz daha uzakta yer alıyor. İkisinin de yaşama elverişli olabileceği sanılıyor. Araştırmacılar burada kaya ve suyun varlığının olası olduğuna inanıyor.
Kepler-16b içinde muhtemelen hayat yok ancak yaşanabilir bir bölgenin kıyısında bulunuyor. Aslında çok yazık, çünkü gezegen iki yıldızın yörüngesinde döndüğünden her sabah ve her akşam buradan iki güneş yükselişi ve batışını gözlemlemek mümkün olabilirdi. Kepler-16b’nin büyük olasılıkla kaya ve buzdan oluşan bir gaz gezegeni olması ise temiz hava solunumu için oldukça elverişsiz.
'Yaratılış Sütunları'
‘Yaratılış Sütunları’, yaklaşık 7 bin ışık yılı uzaklıktaki Kartal Bulutsusu (Eagle Nebula) adlı yıldız kümesinde yer alıyor. ESA ve NASA Hubble Uzay Teleskopu oluşumun yeni fotoğraflarını çekti. Örneğin bu resim bir kızılötesi ışık tayfı yoluyla çekildi. Tüm güneş sistemi de dâhil olmak üzere sütunlarda birçok parlak ve genç yıldız yer alıyor.
Burada görülense aynı resmin, gözle görülebilen ışık aracılığıyla çekilmiş hali: Daha sisli ama aynı zamanda daha renkli. Kolonlardaki toz ve gaz, genç yıldızlardan çıkan radyasyon tarafından kesiliyor. Bu yeni Hubble Teleskopu resimleri araştırmacıların uzun bir zaman dilimi boyunca gerçekleşen oluşumları gözlemlemesine olanak tanıyor.
NGC 4102 bir LINER galaksisi yani Düşük İyonizasyon Nükleer Emisyon Bölgesi. Bu, galaksinin tüm galaksilerin aşağı yukarı üçte birindeki iyonlaşmış radyasyonu emdiği anlamına geliyor. Merkezinde genç yıldızların doğduğu sanılan kuvvetli güneş patlamalarının yaşandığı bir bölge yer alıyor. Bilim insanları, merkezdeki süreci henüz kesin olarak çözebilmiş değil.
Herkül gökada kümesinin kuzey kısmında yer alan bu yıldız kümesinin adı Messier 92. Bu küme, açık gökyüzüne sahip karanlık gecelerde Dünya’da çıplak gözle görülebiliyor. Bulut, çoğunluğu hidrojen ve helyumdan oluşan 330 bin kadar yıldıza sahip. Metal gibi daha ağır elementlere ise burada oldukça nadir rastlandığı düşünülüyor.
Andromeda Galaksisi’nin bu fotoğrafının orijinali 1.5 milyon piksel büyüklüğünde yani bu galaksinin şimdiye kadar çekilmiş en ayrıntılı fotoğrafı. Andromeda, 100 milyon yıldıza ve binlerce yıldız kümesine sahip. Galaksiyi olanca ihtişamıyla seyredebilmek için 600 HD’lik televizyon ekranları gerekiyor.