Yaşam

Domuz gribini yenen grip uzmanı

Domuz gribine yakalanıp iyileşen Sağlık Bakanlığı’na bağlı Grip uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan hastalığı ve iyileşme sürecini anlattı.

29 Ekim 2009 02:00
Domuz gribine yakalanıp iyileşen Sağlık Bakanlığı’na bağlı Grip uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan hastalığı ve iyileşme sürecini anlattı. Cnn Türk’e bağlanan Grip uzmanı Prof. Dr. Ceyhan, Rıdvan Akar’ın sorularını yanıtladı...

R.A.: Biz büyük bir paranoya yaşıyoruz. Sanki domuz gribi olursa başımıza çok kötü şeyler gelecek. Sanıyorum biz gazeteciler de bu paniğe ön ayak olduk galiba. Siz bu hastalığı atlattınız.


M.C.: Şu anda Türkiye’de binlerce insan hastalandı. Hastalığı geçirdiler, geçiriyorlar. Hastalık aslında ciddi alınması gereken bir hastalık. Şu açıdan; bu bir grip hastalığı... Yani mevsimsel grip ya da domuz gribi dediğiniz zaman bunun klinik bir ayrımı yok. İkisi de tipik bir grip tablosu. Yani ateş, yaygın kas ağrıları, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük, çocuklarda bazen ishalle seyreden bir tablo... Dolayısıyla hastalık grip... Bunun onbinde bir ile binde bir oranda öldürücü seyrettiğini görüyoruz. Bazen nezle ile karıştırıyor halkımız. Nezleden son derece farklı nezle burun akıntısı, hafif kırıklık hali, hapşırıkla gidiyor. Onun bununla ilgisi yok. Bu hastalık 2-5 gün arasında klinik tabloyu yapıp sonra düzeliyor. Ama tabi belli oranda da öldürücü seyrediyor. Eğer Türkiye’de onbinlerce insanın hastalanacağını düşünürsek belli sayıda insan ölecektir maalesef....

R.A.: Hastalandığınızı ilk nasıl hissettiniz? Ne hissettiniz de ‘galiba bu domuz gribi’ dediniz? M.C.: Ben ABD’deydim. Akteş, kırık, kas ağralırı olunca ben test yaptırmaya gittim ama onlar test yapmayı bırakmışlardı. Ama çok rica ederek baktılar. Onlar sağlıklı insanlarda grip tablosu olduğunda test yapmayı bırakmışlardı. Hastalık üç gün sürdü, sonra tamamen düzeldi.

Griplilerin tamamına yakını domuz gripli

R.A.: Şu anda Türkiye’de de aynı bir yaklaşım sergileniyor. Eğer bir grip tablosu varsa bunun büyük ölçüde domuz gribi olduğunu mu düşünmeliyiz? M.C.: Evet çünkü şu anda tipik grip tablosu olduğu zaman... Zaten mevsimsel grip yok Türkiye’de... Bazen nadir virüsler aynı tabloyu yapabiliyor ama grip varsa bunun tamamına yakını domuz gribidir. Ama bu korkulacak bir durum değil. Çünkü hastalığın seyri, öldürücülüğü mevsimsel gripten fazla değil. Sadece bir özelliği var çok hızlı yayıldığı için çok hasta var mesimsel gribe göre...Burada toplumun hemen hemen hiç bir kesimin bağışıklığı olmadığı için ciddi yayılma riski var.

‘Kuvvetle aşı yaptırmalarını öneriyorum’

R.A.: En tartışmalı konulardan biri aşı konusu... Özellikle küçük çocuğu olan anne babalar tereddütlü aşı konusunda... Sizin öneriniz nedir? M.C.: Sağlık personeli ve hacı adaylarının aşılanmasına birkaç gün sonra başlanacak. Ondan sonra belirli risk gruplar var. Onlardan biri; 6 ay ile 2 yaş arası çocuklar aşılanacak risk grubunda bunlar. Okul aşılamaları var. Risk grubunda dediğimiz özellikle akciğer rahatsızlığı olanlar, yaşamı sürdürmek için gerekli personelin aşılanması var. Tabi bu sırada bilgi verilecek, çağırılacak ve kendilerine sorulacak. Ben kendilerine kuvvetle aşı yaptırmalarını öneriyorum. Çünkü bu bir grip aşısı... Aşının çok büyük yararı olacak. Kritik nokta şu; bu salgının bitmesi için toplumun yarıya yakınının bağışık olması ile olur. Bu ya hastalığı geçirmekle ya da aşılanmayla olur. Dolayısıyla hastalık geçirmekle aşının risklerini karşılaştırırsanız aşı çok daha güvenli bir yoldur.

R.A.: Adjuvan maddesi tartışılıyor.

M.C.: Adjuvan dediğimiz bu maddeler bir çok aşıda ve daha sonra kullandığımız grip aşılarında yaygın şekilde yapılmış. Bu aşıya biz yeni diyoruz ama içindeki maddelerin hepsi farklı aşılarda farklı şekillerde kullanılmış. Dünyada bu aşıya ulaşabilecek kadar bütçesi olup da yan etkileri olabilir yapmayacağım hastalık olsun diyen bir ülke yok. Bütün ülkeler eğer alacak durumdalarsa hepsi de almaya başladı hatta bazıları yapmaya başladı.