T24 - Cumhuriyet gazetesi yazarı ve Yayın Kurulu üyesi Ali Sirmen, “çömelme” tartışmasına girme konusundaki görüşünü yazarken tartışma yaratabilecek bir yaklaşım sergiledi. Sirmen, bir televizyon programında kullandığı karşılaştırmayı yazısında tekrar ederek “Domalmayı tartışmazken çömelmeyi konuşmak tuhaf olmaz mı” ifadesini kullandı.
Sirmen, Cumhuriyet'teki köşesinde, Ermenistan'la sınır kapısının açılmasına ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. “Ermenistan Sınırını Açmak” başlığıyla yayımlanan (16 Temmuz 2010) yazıda hükümeti eleştiren Sirmen, yazısını “domalma” ifadesini kullanarak bağladı.
Sirmen'in yazısı şöyle:
Ermenistan Sınırını Açmak
Çetin Altan’ın bir zamanlar bir rüyası vardı. Türkiye’de, köylere tenis kortları girecek, köylüler tenis oynayacaklar, böylece modernleşecektik.
Gerçi daha o günlerde bile Kadıköy, Erenköy, vb. köylerde tenis kortu vardı ama...
Olaylar Çetin Altan’ın düşlediği ve özlediği gibi gelişmedi. Köylere kort girmedi, köylüler tenis oynamadı. Bunun yerine video oynatıcılar geldi, köylüler porno seyretmeye başladı; modernleşmenin nereden gireceği belli olmuyordu.
Geçen gün Başbakan, NATO’yu Afganistan’dan Kandil’e davet etti.
Hürriyet’in haberinden anlıyoruz ki, Kandil’e gelmeye niyeti olmayan NATO, Ermenistan ile sınır kapımız Alican’a geliyor ve Türkiye’ye Kars’taki sınır kapısını açtırıyor.
Başbakan’ın durumu bana köylerde kort özleyen, sonra köy kahvelerinde porno gerçeğiyle burun buruna gelen Çetin Altan’ın konumunu anımsattı. Modernleşme gibi NATO’nun da nereden gireceği belli olmuyor görüldüğü üzere...
NATO’nun 11-17 Eylül tarihleri arasında, Ermenistan’ın Lori Mar bölgesinde yapılacak olan insanı amaçlı tatbikatı dolayısıyla, Türkiye Ermenistan ile sınır kapılarını açarak, malzeme geçmesini sağlayacak.
***
Bu sütunda ve televizyon programlarında ısrarla bir noktayı belirttim:
- Erdoğan yönetimi Türk kamuoyuna ve Azerbaycan’a, söylediği koşullar yerine getirilmese bile Ermenistan ile sınır kapısını açacaktır.
Nitekim açıyor da!
NATO manevrası bu açılışın kılıfı oldu.
Sınırın “NATO manevrası!” dolayısıyla açılmasından sonra, 19 Eylül’de, Van’da, Akdamar’da yapılacak ayin sırasında da kullanılıp kullanılmayacağı konusunda şimdilik herhangi bir açıklama yok.
Bekleyelim göreceğiz.
Ama her halükârda, sınır açılıyor.
Bu açılış ile ilgili olarak, görünüşü kurtarmak üzere, bugün Almatı’da yapılan AGİT toplantısı sırasında, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Mehmedov ile Ermeni meslektaşı Edvard Nalbandyan Laçin Koridoru ile Kelbecer Rayonu’nun durumunu çözmeye çalışacak.
Böylelikle Türkiye’nin Ermenistan ile sınır kapısını açmasının önündeki engellerden biri kaldırılmış olacak.
Anılardadır, Başbakan Tayyip Erdoğan, Ermenistan, işgal altındaki Azeri topraklarından çekilmeden sınır kapısının açılmayacağını Bakû’da söylemişti.
İşte Almatı görüşmesiyle bu koşul yerine getirilmiş olacak güya.
***
Tabii Almatı’da hangi sonuca varılırsa varılsın, Ermenistan’ın tüm işgal altındaki Azeri topraklarından çekilmesi sağlanmış olmayacak yani Erdoğan’ın Bakû’da ileri sürdüğü koşul sağlanmayacaktır. Ama görünüş kurtulacak, bir bahane bulunacak ya!..
Kaldı ki, Türkiye’nin Ermenistan ile tek sorunu, yalnız işgal altındaki Azeri toprakları da değil.
Erivan, ayrıca; Batı Ermenistan olarak adlandırdığı Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kısım toprakları üzerinde hak iddia etmekte ve bu saldırgan yayılmacı devlet ayrıca Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlamaktadır.
Bütün bunları yapan bir Ermenistan ile sınır kapılarını açmak gaflettir.
Başbakan Erdoğan 10 Ekim 2009’da “Düveli Muazzama”nın baskısıyla Zürih’te Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na imzalatılan protokoller iki ülke parlamentoları tarafından onaylanmadan sınır kapısının açılmayacağını söylemişti.
Ne oldu, protokoller Türk ve Ermeni parlamentoları tarafından onaylandı da mı, sınır kapısı açılıyor?
Ne oldu, Erivan Türkiye ve Türk toprakları üstündeki iddialarından vaz mı geçti de sınır kapısı açılıyor?
Geçenlerde bir TV programına davetliydim. Sunucu arkadaş, sözü siperde çömelme konusuna getirdi ve sordu:
- Çömelmeyi de tartışalım mı?
- Domalmayı tartışmazken, dedim gülerek, çömelmeyi konuşmak tuhaf olmaz mı?