Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmelerinde, F-16 tedarik sürecinin sözleşme ile sonuçlandırıldığını belirterek; yeni ABD yönetimi ile yapıcı bir diyalog kurulmasının hedeflendiğini söyledi. Türkiye'nin İsrail ile ticari ilişkilerinin devam ettiğine dair eleştirilere değinen Fidan, "Mayıs ayında İsrail ile ihracat ve ithalat işlemlerini durdurmuştuk. Ayrıca İsrail’e silah ambargosu uygulanmasının BM Güvenlik Konseyi tarafından gündeme alınmasını teminen BM’de bir girişim başlattık. Bu çerçevede hazırlanan ortak mektup, 52 ülkenin ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile Arap Ligi imzasıyla 1 Kasım’da tevdi edildi. İsrail’e silah satışının durdurulması için çabalarımızı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
Komisyon, AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.
Komisyonda; Dışişleri Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Avrupa Birliği Başkanlığı, Türk Akreditasyon Kurumunun bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları ile Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığının (Türkiye Ulusal Ajansı) Sayıştay raporu görüşülüyor.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) Başkanlığı, Türk Akreditasyon Kurumu’nun 2025 yılı bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları ile AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı Sayıştay raporu görüşülüyor. Dışişleri Bakanı Fidan, Komisyon’da milletvekillerine sunum yaptı.
"Kararlı" bir dış politika yürütüldüğünü belirten Fidan, ''360 derece dış politika anlayışıyla her kıtada ayak izimiz bulunmaktadır. Tehditlere karşı dururken, fırsatları da değerlendirmekteyiz. Barışta kararlı, bölgesinde güçlü ve dünyada saygın bir dış politika yürütmekteyiz. Kazandığımız tecrübeler meselelere daha iyi mukabele etmemizi ve hedeflerimizi hayata geçirmemizi sağlamaktadır" dedi.
"Mayıs ayında İsrail ile ihracat ve ithalat işlemlerini durdurmuştuk"
İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırılara ilişkin olarak açıklamalarda bulunan Fidan, Mayıs ayında Türkiye'nin İsrail'e ihracat ve ithalat işlemlerini durdurduğunu söyledi. İran ile İsrail arasında tırmanan gerilimin bölgesel savaş riskini arttırdığını belirten Fidan şöyle konuştu:
"Gazze’de uyguladığı soykırımı, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki mezalimini tüm şiddetiyle sürdüren İsrail, yaklaşık 44 bin Filistinliyi katletmiş, geride kalanları ise açlık ve bulaşıcı hastalıklarla mücadeleye mahkum etmiştir. Şu ana kadar Lübnan’da hayatını kaybeden sivillerin sayısı üç bini aşmıştır. Hamas ve Hizbullah hedef alınırken asıl amaç, Filistinlileri kendi topraklarında yaşanamayacak hale gelmek ve göçe zorlamaktadır. BM temelli uluslararası düzen büyük yara almıştır. Uluslararası hukukun yanı sıra, insanlığın da rafa kaldırıldığı bir döneme girilmiştir. İsrail, cezasız kalmanın verdiği özgüvenle Filistin’deki mezalimini sona erdirmek bir yana savaşı Lübnan’a ve diğer bölge ülkelerine taşımıştır. İsrail ve İran arasında doğrudan yaşanan gerginlikle savaşın yayılma riski daha da artmıştır.
"İsrail’e silah satışının durdurulması için çabalarımızı sürdüreceğiz"
Mayıs ayında İsrail ile ihracat ve ithalat işlemlerini durdurmuştuk. Ayrıca İsrail’e silah ambargosu uygulanmasının BM Güvenlik Konseyi tarafından gündeme alınmasını teminen BM’de bir girişim başlattık. Bu çerçevede hazırlanan ortak mektup, 52 ülkenin ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile Arap Ligi imzasıyla 1 Kasım’da tevdi edildi. İsrail’e silah satışının durdurulması için çabalarımızı sürdüreceğiz."
"İzin vermeyeceğiz"
Suriye'nin kuzeydoğusundaki yerel seçimleri gündemine alan Fidan, bu tür "girişimlere" izin verilmeyeceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Suriye’ye yönelik politikamızın ana unsurları, terör unsurlarının temizlenmesi, ülkenin birlik ve toprak bütünlüğünün korunması, siyasi süreçte ilerleme sağlanması, ayrıca Suriyelilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde ülkelerine dönmesinden oluşmaktadır. Terör örgütü PKK/YPG/SDG’nin hiçbir meşruiyeti olmayan sözde yerel seçim tertipleme gayretlerini kararlı duruşumuz sayesinde akim bıraktık. Bu tür girişimlere önümüzdeki dönemde de izin vermeyecek, bölücü terör örgütüne karşı mücadelemizi tavizsiz devam ettireceğiz. Nitekim, 23 Ekim’de TUSAŞ’a gerçekleştirilen hain saldırının ardından Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik hava harekatımız bu kararlılığımızın göstergesidir. Sahada sükunetin devamı amacıyla Rusya ve İran ile Astana Platformu çerçevesindeki çabalarımız önemlidir. Bir yandan da ABD ile Suriye konusunda başlattığımız istişareleri sürdürmekteyiz."
''Irak’ın PKK’yı ‘terör örgütü’ olarak tanıması beklentimiz baki''
Irak ile yaşanan PKK gerginliğine dair Fidan sunumunda şu bilgilere yer verdi:
"Irak ile iş birliği mekanizmalarını etkin şekilde işletmekteyiz. Doğal ortağı olduğumuz Kalkınma Yolu projesine tam destek veriyoruz. 2024 yılında Irak ile güvenlik ve terörle mücadele odaklı temaslarımızı yoğunlaştırdık. PKK’nın Irak tarafınca ‘yasaklı örgüt’ ilan edilmesi kritik bir adımdır. Irak’ın, PKK’yı resmen ‘terör örgütü’ olarak tanıması ve topraklarından tamamen tasfiye etmesi yönündeki beklentimiz bakidir. Türkiye bölgesel çabalarını sürdürmekte ve Afganistan’ın yeniden inşası için elini taşın altına koymaktadır. Ülkedeki tüm kesimlerin temsil edildiği, haklarının gözetildiği, adil bir yapıya sahip, güvenli Afganistan vizyonumuzu sorunun taraflarıyla paylaşmaktayız."
"AB tarafından kısa vadeli politikalar ağır basıyor"
AB üyeliği için çabaların devam ettiğin belirten Fidan, "AB tarafından kısa vadeli ve günün koşullarına uygun olmayan politikaların ağır bastığını görmekteyiz" diyerek şöyle devam etti:
"Türkiye, AB üyeliği hedefine bağlılığını korumaktadır. Beş yıl aradan sonra Avrupa Birliği üye devletleri, ülkemizi Brüksel’de düzenlenen Gymnich Dışişleri Bakanları toplantısına davet etmiştir. Toplantıdaki olumlu atmosfer ve ülkemizin stratejik önemine yapılan vurgu, AB üst düzey yetkilileri ile temaslarımızda da gündemi belirlemiş, ilişkilerin geliştirilmesi mesajları öne çıkarılmıştır. Ancak, AB tarafından kısa vadeli ve günün koşullarına uygun olmayan politikaların ağır bastığını görmekteyiz. Temaslarımızda, AB’den beklentimizin, ilişkilerimizde geleceğe yönelik, kapsayıcı ve vizyoner bir tutum benimsemesi olduğunu vurguluyoruz."
ABD ve FETÖ vurgusu
ABD ile gerçekleşen temaslarda FETÖ'ye yönelik tutumun vurgulandığını aktaran Bakan Fidan, "Müttefiklik ilişkileriyle bağdaşmayan ülkemize yönelik yaptırım ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla ilgili taleplerimizi, temaslarımızda güçlü ve ısrarlı biçimde gündemde tutmaktayız. Çalışmalarımızın neticelerini almaya başlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu kapsamda, yıl içinde Kanada ve Norveç ülkemize yönelik kısıtlamaları kaldırma kararı almıştır. Almanya’yla yürüttüğümüz süreç de olumlu istikamette ilerlemektedir. ABD Yönetimi ile yıl boyunca temaslarımızda, PKK/YPG/SDG ile işbirliği, FETÖ’ye yönelik tutum ve tek taraflı yaptırımların ilişkilerimize zarar verdiğini her fırsatta vurguladık" dedi.
Öte yandan; Fidan, yeni ABD yönetimi ile "milli çıkarlar" doğrultusunda yapıcı bir diyalogun hedeflendiğini aktardı.
"Öngörülen bütçe 39 milyar 35 milyon 706 bin lira"
Dışişleri Bakanlığına tahsis edilmesi öngörülen bütçeyi ise Fidan şöyle açıkladı:
"2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle Bakanlığımıza 39 milyar 35 milyon 706 bin lira ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir. Ayrıca, 6 milyar, 117 milyon 930 bin lirası Ulusal Ajans ve AB programlarına katılım olmak üzere, AB Başkanlığı için 6 milyar 797 milyon 254 bin lira, Türk Akreditasyon Kurumu için 394 milyon 441 bin lira tutarında ödenek de Komisyonumuzun onayına sunulmuş durumdadır.''