Yaşam

Akademisyenler anlattı: Dindarlık kırsal kesimde artış gösteriyor

20'ye yakın akademisyen Türkiye'de dindarlığı ve değişimi tartıştı; Prof. Bahattin Akşit, 'Kadınlar ve kırsal kesimde yaşayanlar daha dindar' dedi

13 Mayıs 2013 20:35

Süleyman Şah Üniversitesi (SSU) Sosyoloji Bölümü tarafından düzenlenen "Toplum Değişim Çalıştayı"na 20'ye yakın akademisyen katıldı. Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, "Özellikle 2001- 2007 arasında ibadet ve Allah’a olan inancın artmış olduğunu" söyledi ve uluslararası çalışmalardan da yola çıkarak "Dindarlık kırsal kesimde artış gösteriyor" dedi. Çalıştay'a katılan Maltepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Bahattin Akşit de üç yıl süren çalışmasının sonuçlarını paylaştı. Akşit, "Kadınlar ve kırsal kesimde yaşayanlar daha dindar. Bununla birlikte 55-69 yaş arası en dindar grup olarak görünüyor. Ekonomik durumda ise 4 kategoriden en alt durumda olanlar değil bunun bir üstü olan grup en dindar bölümü oluşturuyor" tespitlerini aktardı. 

Süleyman Şah Üniversitesi (SSU) Sosyoloji Bölümü tarafından düzenlenen Çalıştay'a katılan akademisyenler dindarlık, dinin günlük hayata etkisi, toplumsal değişim gibi pek çok konuyu ele aldı.

Çalıştay'da Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arus Yumul, 'Kimlik ve Siyaset Ekseninde Toplumsal Değişim' konulu oturumda yaptığı konuşmasında 'Yeni, kendine güvenli bir kimlik oluşturmak gerekir; yaralanmış narsistik egoyu tamir etmenin yolu geçmişte yapılan hataları, yaşanan zulüm ve baskıyı konuşmak ve geçmişle yüzleşmekten geçer” açıklamasını yaptı.

 

'Kadınlar ve kırsal kesimde yaşayanlar daha dindar'

 

İkinci oturumda söz alan Maltepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bahattin Akşit, üç yıl boyunca gerçekleştirmiş oldukları çalışmanın sonuçlarını paylaştı. Akşit, şunları söyledi:

'Çeşitli gruplarda dindarlığı ölçen araştırmanın bulgularına göre kadınlar ve kırsal kesimde yaşayanlar daha dindar. Bununla birlikte 55-69 yaş arası en dindar grup olarak görünüyor. Ekonomik durumda ise 4 kategoriden en alt durumda olanlar değil bunun bir üstü olan grup en dindar bölümü oluşturuyor. Toplumlararası düzeyde bakacak olursak demokratik ideallere destek konusunda Müslümanlar ile Batı arasında bir fark yok.'

 

'Dindarlık son yıllarda artış gösterdi'

 

Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu da toplumun muhafazakârlık düzeyine ilişkin tespitlerde bulundu. Yapılan uluslararası araştırmalarda Türkiye’nin hem Allah’a inanç düzeyinde hem de bireylerin kendi dindarlık algıları açısından ortalamanın çok üzerinde yer aldığını ifade etti. Çarkoğlu, özellikle 2001- 2007 arasında ibadet ve Allah’a olan inancın artmış olduğu açıklamasını yaptı.

 

'Dindarlık kontrol edilmek isteniyor'

 

Prof. Dr. Tahsin Görgün, dini medeniyetten ayırmanın kolay olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Dini medeniyetten ayırmak kolay değildir. Yeni düzende batılı bir din öngörülüyor ve asıl  sorun da burada yatıyor. Toplumsal hayatın estetize edilmesi çabasıyla karşı karşıyayız. Bidat ve hurafe kavramları kullanılarak halk dindarlığının üzerinde bir nevi operasyon yapılıyor.  Bu halk dindarlığının özellikle elitler tarafından kontrol edilmesini de beraberinde getiriyor. Ezanın Arapça okunması ve türban yasağı gibi düzeltmeler olsa da genel olarak eğilim bu yönde.” Prof. Görgün, bu kontrol sisteminin sembolik değişiklikler dışında günümüzde de devam etmekte olduğunu ve dinde tarihsel olanla evrensel olanın ayrılması söyleminin de bu görüşün uzantısı olduğunu söyledi.

Ders kitaplarından içerik analizi yolu ile değişimi okumanın önemine vurgu yapan Bilgi Üniversitesi, Sosyoloji Bölüm Başkanı, Doç. Dr. Kenan Çayır, toplumsal barış sürecince ders kitaplarındaki söylemlerin nasıl geliştirilebileceğini tartıştı.

Gündelik hayattaki basit aktiviteler ve eylemlerin toplumsal değişiminin önemli dinamikleri olduğuna vurgu yapan Şehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Kentel, bu eylemleri ilk etapta belki de çok dikkat çekmeyen fakat devrimsel nitelikte dönüşümleri beraberinde getiren olgular olarak okuyabileceğimizi dile getirdi.

Süleyman Şah Üniversitesi, Sosyoloji Bölüm Başkanı, Doç. Dr. Uğur Kömeçoğlu, 'Kimlik Mekân ve İslami Hareket' başlıklı sunumu ile Modern ve onun karşısında konumlandırılmış İslam gibi dikotomilerin gündelik hayatta karşılığının olmadığına, gündelik hayatın daha kompleks ilişkilerden oluştuğuna, bunu anlamak için çok katmanlı okumalar yapmanın gereğine işaret etti.

Oturumun bir diğer katılımcısı,  Süleyman Şah Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Dinç de 'Türkiye’de İslami Kesimin Gündelik Hayatında Değişim' isimli çalışmasında gündelik hayatın değişimini İslami bir moda dergisi üzerine yaptığı vaka incelemesi ile örneklendirerek oturuma katkıda bulundu.