Medya

Dilipak: Şortlu kız, son cenaze olayı, FETÖ'cüler yeni bir Gezi için zemin yokluyor

"Erdoğan ABD’de, Pensilvanya’da bir telaş bir telaş..."

21 Eylül 2016 13:59

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler (BM) 71. Genel Kurul görüşmelerine katılmak üzere New York'a gitmesiyle ilgili olarak "Erdoğan Türkiye dışında olduğunda hep bir söylenti dolaşır. Yine öyle. Bu arada FETÖ’cüler, yeni bir Gezi kalkışması için zemin yokluyorlar. Şortlu kız, son cenaze olayı, Bass’ın doğu gezisi.. Okullar açıldı, taraftarları sokağa çekmek için ne yapmak gerek? Hani, yeni bir olay olsa da biraz moral bulsalar.. " iddiasını dile getirdi.

Abdurrahman Dilipak'ın "İtiraf" başlığıyla yayımlanan (21 Eylül 2016) yazısı şöyle:

Erdoğan ABD’de. Pensilvanya’da bir telaş bir telaş.. 

Erdoğan Türkiye dışında olduğunda hep bir söylenti dolaşır. Yine öyle. Bu arada FETÖ’cüler, yeni bir Gezi kalkışması için zemin yokluyorlar. Şortlu kız, son cenaze olayı, Bass’ın doğu gezisi.. Okullar açıldı, taraftarları sokağa çekmek için ne yapmak gerek? Hani, yeni bir olay olsa da biraz moral bulsalar.. “Hocaefendi”, dua ve eylem için çağrı yapmış.

Şimdi değilse ne zaman. Kar yağınca mı? Okullar da açıldı. Zaten Yıldırım ekimde Anadolu’ya çıkıyor.. Paralelciler beklemeye devam ediyor.. Pensilvanya’dan gelen yeni bir keramet ya da kehanet de yok. Gülen “kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede.”

Geçen gün bir komiser yardımcısı itiraf etti, “3 kez Kur’an’a el bastırarak yemin ettirdiler ve sınav sorularının cevaplarını verdiler..” Cemaat üyeleri dışında kimse kazanamamış sınavı..

Haram işlemek üzere yemin! Cemaat kafası böyle çalışıyor.

Darbe girişiminde halkın üzerine ateş açan asker, su istiyor, verilen suyu çömelerek ve 3 yudumda içiyor.. “Madem dinine bu kadar bağlısın, sivil halka nasıl ateş açtın ve öldürdün” diyorlar. Onlar şehid oldu, ecelleri gelmiş öldü. Ben de bana verilen emri yerine getirdim ve aynı şekilde sevab kazandım” diyor.

Mavi Marmara olayında  İsrail’i kasdederek, “otorite’den niçin izin almadı” diyenler sözkonusu olan Türkiye olunca otorite-motorite dinlemediler..

“Yüzler peçeli olacaaak” anında peçe üstü renkli gözlük.. “Başörtüler foraaa” anında saçlar röfle, mini etekler aynen.. “Hocaefendi”yi sanki İlah ve Rab edinmişler.

Onun bir gülüşüne servetini feda edeceğini söyleyenler gün geliyor, “O da kim” demeye getiriyor. 2. Adam, üstelik de ilahiyatçı, yakalanınca Gülen’e lanet okuyor.

Şu basketçi neydi. Tavşan kızlarla fotoğraf çektiriyor, sonra da “Anam-babam hocama feda olsun” diyor..

Yalan söylemek mübah, iftira gayeye hizmet ediyorsa caiz!

Gülen dedikleri adam, “Demokrasi vaad eden monark” yani “tek adam”. Hoşgörüden söz ederken katliam emri veren, işkenceci bir diktatör.

Kim olduğu da belli değil. Hakkında o kadar çok rivayet var ki! Onun Diyarbakır’da, arkasında dört ayaklı minare olan bir resminden söz etti Zekeriye İyilik, geçen gün.. Bu adamın ailesinin Diyarbakır’daki kökleri araştırılırsa asıl gerçeğe o zaman ulaşılır” diyor. Medrese talebesiyim diyor, ama hocasını “Atatürk aleyhine konuşuyor” diye ihbar eden bir muhbir. Halkevlerinde yetişmiş bir molla. Bir bakıyorsunuz Komünizmle Mücadele Derneği’nde. “Siyasetle işim olmaz” diyor, CHP’ye yardım yapıyor. “Cebrail parti kursa ona gitmem” diyen adam bu. Erbakan’la arası kötü ama tek kişiye şefaat edecek olsa Ecevit’e şefaat eder.

Risale-i Nur geleneğinden geliyor ama, Kürt diye Said Nursi’yi ziyarete gitmiyor. Ama HDP - PKK - PYD ile işbirliği yapabiliyor.

Adam Cebrail arada olmadan haşa Allah’la konuşuyor. Hz. Muhammed de, Hz. İsa da onun bedeninde hayat buluyor. Mehdiyet Cemaat intikal etmiş durumda. Yani Ruhul Kuds de onda..

Yarın böyle giderse bu adam Hristiyan dünyasının da başına bela olur.. Şimdi Papanın önünde eğilse de, yarın öptüğü eli ısırabilir. Hayatı çelişkilerle dolu bir adam. Abuk subuk nazariyeler, kehanetler. Bir de bu adama inanan hatta iman edenler var..

Müritleri de kendine benziyor. Medyumik tipler.. 28 Şubat’ta içeri alınan bir arkadaş anlatmıştı. FETÖ’cü polisler işkence yapıyor. Biri “Konuşmuyor, ben yoruldum, namaz kılıp geleceğim” diye işkence görevini diğer FETÖ’cü arkadaşına devrediyor.. Namazını da ihmal etmiyor ha..

Hani “Karıncaezmez”di hocaefendi! Hani ceketinden başka bir mal varlığı yoktu!

Psikologlar bu adamı iyi incelemeli. Bu hal, peşinden gidenlere de sirayet etmiş durumda. Ve sayıları yüzbinleri bulan bu insanların psikolojik açıdan sağlıkları tehlikede.. Yarın bunların ne yapacakları belli olmaz. Aileleri, çocukları açısından da tehlikeli hale gelebilirler..

Bu eğitim sistemine dikkat.. Bunlar adamı biyonik robota dönüştürüyorlar. Davranışlarına “Pavlov’un köpekleri” gibi birtakım şarta bağlanmış refleksler yön veriyor. Bu yöntemi bazı dini ve ideolojik topluluklar da kullanıyor.. Psikolojik harp ajanları da. İnsanlar bu tür yapılar içinde dönüştürülüyor. Bir toplum mühendisliği konusu haline gelen bu uygulamalar maalesef ülkemizde çok yaygın.. NLP, psikolojik danışmanlık, stres yönetimi, iyi bir iletişim için davranış kuralları, yaşam koçluğu, başarı ve mutluluk yöntemleri, kariyer planlama, karar verme yöntemleri, ipnozla ruhsal terapi gibi bir sürü isim altında insanları ağlarına düşürüyorlar. Din, mezhep, tarikat, felsefe, ideoloji, sihir, büyü, Transandantal Meditasyon yöntemleri gibi doğu, batı, Afrika, Asya’dan gelen birçok geleneksel, modern yöntemler kullanıyorlar. Spor merkezleri, aile danışmanlık merkezleri, psikolojik danışma merkezleri, birtakım dernekler bu işler için en uygun alanlar aslında.. Hemen hepsi çok masum yapılar gibi gözüküyor.. İnsanın aklına yatıyor çoğu zaman ve ilk başlangıçta birçok olumlu geri dönüşler de alıyorlar.. Ama sonra.. İstihbarat örgütleri buradan bol miktarda adam devşiriyor, aracı kuruluşlar üzerinden.

Aklınızı kiraya vermeyin. Aklınıza da çok fazla güvenmeyin. Yoksa sizi biyonik robota, sistematik bir geri zekalıya dönüştürebilirler..

Gülen örgütü bunun güzel bir örneği.. Çevrenizde, dün ve bugüne dair başka örnekler de görebilirsiniz..

Hep söylediğim gibi: Ağu’yu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı.. Şeytan bizi Allah’la aldatmasın.. Bilmediğimiz şeylerin peşine düşmeyelim.. Daha şeffaf olmalıyız. İstişare ve Şûra’ya açık olmalıyız.. Özeleştiri yapabilmeyiz. “Bizde yanlış olmaz” denilen yerden uzak durun. Tedbiri elden bırakmayın.. Sizi kendilerine çağıranlara itibar etmeyin. Allah’a, resule, kitaba çağıranlara, haklıdan yana olmaya, mazlumlara yardım etmeye çağıranlara, Müslümanları ihvan bilenlere yakın durun, ötekilere değil.. 

Selâm ve dua ile.