Ülke TV'de bir programa katılan Yeni Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak eski bir Milli Eğitim Müdürü'nün oğlunu hipnoz ile Müslüman yaptığını iddia etti.
Kur'an-ı Kerim dışında İncil ve Tevrat'ı da okuduğunu dile getiren Dilipak, özellikle annesi öldükten sonra ahiret hayatına merak saldığını ve bunun sonucunda bazı yöntemler geliştirdiğini belirtti. Kendi kendini hipnotize etme, karşısındakini hipnotize etme gibi teknikleri uyguladığını söyleyen yazar, eski bir Milli Eğitim Müdürü'nün oğlunu hipnoz ettiğini ifade etti.
"Solcu ve İslam'a pek ilgili olmayan" olarak tanımladığı gençle ilişkisini sürdürmek ve ona İslam'ı öğretmek için önce gitar dersleri aldığını belirten Dilipak bir konuşma esnasında genci hipnoz ettiğini anlattı. Dilipak, uyuduğunda Kur'an okuyan ve Müslüman olan gencin uyandığında tekrar eski haline döndüğünü iddia etti.
Programın ilgili bölümündeki konuşma şu şekilde oldu:
Abdurrahman Dilipak: Manyetizma, Hipnotizma… Bir çok yöntem var. Biri enerji yükleyerek, diğeri enerji boşaltarak.
Esra Elönü: Karşıdaki kişinin haberi olmadan onu hipnoz edebiliyor musunuz?
Abdurrahman Dilipak: Yapabiliyordum. Herhangi birini bana gösterirseniz…
Esra Elönü: Şu kameraman arkadaşı hipnoz eder misiniz?
Abdurrahman Dilipak: Yıllardır yapmıyorum. Ama çok etkili bir şekilde… Tabi her insanın kendi grubu var. Benim kahverengi ve siyah gözlüler grubumdu. İstediğim kadar başarılı olamıyordum herkes üzerinde.
Esra Elönü: Çok ilginç ya. Ben öyle şeyleri çok mümkün göremiyorum. Ama sizin böyle bir şeyle uğraşmanız.
Abdurrahman Dilipak: Ben insanın gerçeğini arıyordum. O dönemde okuduğum kadar hiç bir dönemde okumadım. Gece gündüz, sürekli okuyordum.
Esra Elönü: Yaşadığınız ilginç bir hikaye var mı?
'Milli Eğitim Müdürü'nün oğlunu hipnozla Müslüman yaptım'
Abdurrahman Dilipak: Bir kaç örnek olay var. Bir Milli Eğitim Müdürünün oğlu, çok zeki ve solcu bir çocuktu. Onun müslüman olmasını çok istiyordum. O da islama pek ilgili değildi. Onunla ilişkimi sürdürmek ve İslama çağırmak için gitar dersleri almaya başladım ondan. Bir gün, konuşuyoruz ruh, insan, cin filan. Ben hipnozla yapıyorum dedim. Haydi yap o zaman dedi. Onu uyuttum pat diye. Uyuttuktan sonra da ona İslamı, müslüman olduğunu dini gereklerini yerine getirmesini söyledim. Tamam dedi. Uyuduğunda müslüman, uyandığında solcu oluyordu. Çünkü uyandktan sonra etkiyi sürdürebilirdim ama özgürr bırakıyordum. Çünkü iradesi üzerinde etki kurmak fıkhen de doğru değildi. Ama uyumaktan çok mutluydu. Hemen hemen her gün geliyor ve uyutmamı istiyordu. Onu otomatiğe bağlamıştım, tak diye uyutabiliyordum. Uyuduğu zaman namazını da kılıyordu, Kur'an da okuyordu.
Esra Elönü: Ciddi bu değil mi?
'Kuran ezberlettim, sınavını geçti'
Abdurrahman Dilipak: Evet. Yine İmam hatip son sınıfta, öksüz ve yetim bir çocuk vardı. Kur'an ezberini tamamlayamamıştı. Okuldan atılma tehlikesi vardı. Perişandı. Ağlayıp duruyordu. Onu uyuttum, yasin okudum hepsini ezberledi. Uyuyarak imtihana girdi. Biraz yavaş hareket eder ama sorulan her şeye cevap verdi. Birşey bilmiyordu aslında. Artık o kadar ki, küçük parmağınızı uyutuyorum. Uyanıksınız siz, ama parmağınızın kontrolü bende. Gözkapağınızı uyutuyorum… Sadece onlar benim kontrolümdeydi. Onları denedikten, öğrenmem gereken şeyleri öğrendikten sonra bıraktım.
Esra Elönü: Bunu herkes yapamaz aslında değil mi?
Abdurrahman Dilipak: Beslenmeye dikkat etmeniz gerekiyor. Aura sistemine uygun olmanız, fıtraten uygun olmanız gerekiyor. İç dünyanızın buna uygun olmanız gerekiyor. Herkes ipte yürüyebilir. Ama herkes ipte yürüyemez.
Esra Elönü: Peki davalara filan çıktınız ya hiç orada savcılara filan…
Abdurrahman Dilipak: Bunu teknik olarak kullanırsınız. Ben her zaman da kullanmışımdır. İnsanlar farkında olmadan da kullanırlar.
Esra Elönü: Siz hiç kullandınız mı?
Abdurrahman Dilipak: Kullanırsınız zaten.