Gündem

Dilipak: Herhalde birileri Ayasofya’nın minarelerinin arasına çan asılmasını düşünmüyordur

04 Temmuz 2020 11:50

Yeni Akit yazarı Abdurrahim Dilipak, 1934’te Danıştay kararıyla müze yapılan Ayasofya’nın statüsünün değiştirilmesine ilişkin başlayan atrtışmaya dahil olarak düşüncelerini ifade etti.

"Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi ABD’den gelen bir tavsiye idi. Mustafa Kemal’in imzasını taşıyan böyle bir kararname yok. Böyle bir kararname yok hükmünde olduğu için de zaten Resmi Gazetede yayınlanmamıştır" diyen Dilipak, "Ayasofya’nın 4 minaresi istinatgâh olarak inşa edilmiştir. Herhalde birileri Ayasofya’nın minarelerinin arasına çan asılmasını düşünmüyordur" görüşünü dile getirdi.

Ayasofya Camii'nin tapuda, vakıf senetlerinde, Diyanet kayıtlarında cami olarak geçtiğini; Cumhuriyet döneminde de başından itibaren Ayasofya “cami” olarak tanındığı için Diyanet tarafından imam kadrosu muhafaza edildiğini belirten Dilipak, şunları kaydetti:

Ayasofya’nın 4 minaresi istinatgâh olarak inşa edilmiştir. Herhalde birileri Ayasofya’nın minarelerinin arasına çan asılmasını düşünmüyordur. Minareleri yıkmak isterseniz kubbe çöker, çünkü bu minareler aynı zamanda istinatgâh görevi yapmaktadır.

500 Yıllık Vakfiyenin vakıf senedinin hilafına başka bir şeye çevrilmesi temel hukuka ve mülkiyet haklarına aykırıdır. Ayasofya’yı, yapılışı itibarı ile Doğu Roma Bizans hukuku, Ortodoks hukuku, İslam hukuku, uluslararası hukuk ve Türkiye Cumhuriyeti hukuku açısından hangi yönden değerlendirirseniz değerlendirin sonuç aynı kapıya çıkacaktır.

Ayasofya’nın istinatlarını Mimar Sinan yapmıştır. Bir sanat eserinin yok edilmesinden söz ediyorsanız, caminin bu şekli almasında Mimar Sinan’ın da emeği ve zekâsı vardır.


TIKLAYIN - Ayasofya için bütün yollar Cumhurbaşkanlığı'na çıkıyor