Yazar Eylem Tok’un 17 yaşındaki oğlu Timur C.’nin karıştığı ve Oğuz Murat Aci’nin hayatını kaybetmesine neden olduğu kazadan sonra Demirören Ailesi’nin kazanın haber yapılmaması için DHA muhabirini arayarak devreye girdiği iddia edildi. DHA muhabiri, Revna Demirören’in şoförü olduğunu söyleyen İlker isimli şahıs kendisini aradığı konuşmanın kaydını paylaştı, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, "Bağlı bulunduğum yayın kuruluşunun patronajı ve sair çevreler tarafından çeşitli baskılara maruz kaldım" dedi. Söz konusu iddianın ardından DHA Genel Müdürü Celal Korkut'tan açıklama geldi.
Bugün sosyal medyaya sızdırılan bir telefon görüşmesinde, Revna Demirören’in şoförü olduğunu iddia eden İlker isimli kişinin, Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabiri Rojda Altıntaş'ı arayarak, Timur C.’nin Yıldırım Demirören’in en küçük oğlu ile çocukluk arkadaşı olduğunu söylediği ve kazanın haber olmamasını istediği öne sürüldü.
Kamuoyuyla paylaşılan konuşmada İlker isimli söz konusu kişi şunları söylüyor:
“Merhaba, İlker ben. Demirören’den, Revna Hanım’ın şoförü. Bu Timur’un haberi vardı, ‘Basıcam’ demişsiniz. Onunla Yıldırım Bey’in en küçük oğlu Cemal, çocukluk arkadaşı. Onu yayınlamasanız. Ben bir konuşacağım, Murat Bey ya da Sinan Bey ile… Bilginiz olsun. Bugün yayınlamayın, yarın Revna Hanım ya da Yıldırım Bey size döner.”
DHA muhabiri Altıntaş ise öğleden sonra yaptığı açıklamada, görüntüleri ve sesleri kendisinin paylaştığını yazdı. "Yayın kuruluşunun patronajı tarafından baskıya maruz kaldım" diyen Altıntaş, "Bu noktada aileme yönelik endişelerimden dolayı 8 hafta boyunca sustum. Görüntüleri ses kayıtları dün gece bizzat kendim paylaştım. Bu noktadan sonra işsiz kalmayı göze alarak vicdanen rahat olsam da geç kaldığım için özür dilerim" dedi.
TIKLAYIN - Eylem Tok'un oğlunun karıştığı kazada "Demirören" iddiası: Üst düzey kaynaktan açıklama geldi
DHA Genel Müdürü: Varsa baskıyı benimle açıkça paylaşmasını beklerdim
Demirören Haber Ajansı Celal Korkut, yaşananlar, paylaşımlar ve DHA muhabirinin açıklamasının ardından, ajansın resmi X hesabından bir açıklama yaptı. Açıklamasında, "DHA olarak Kemerburgaz’daki kazayı ilk andan itibaren takip ettik ve haber yaptık" diyen Korkut, "Söz konusu olay CNN TÜRK, Kanal D, Hürriyet, Milliyet ve Posta’da da sürekli gündemde tutuldu. Kanal D, anne Eylem Tok’un kafedeki özel görüntülerine ulaşarak ilk yayınlayan medya kurumu oldu. CNN TÜRK ise defalarca baba Özer Aci’yi yayına aldı" dedi.
Açıklamasında DHA muhabiri Rojda Altıntaş'a ulaşamadığını ve açıklama aracılığıyla kendisine seslendiğini söyleyen Korkut, baskı iddialarını reddederken, muhabir hakkında da herhangi bir işlem yapılmadığını duyurdu. Korkut, "Öncelikle şunu belirteyim muhabirimiz Rojda Altıntaş’ın açıklamaları nedeniyle büyük bir şaşkınlık yaşamaktayım. Kendisi dünden beri telefonlara çıkmamaktadır. Altıntaş, halen bir DHA çalışanıdır ve kendisiyle ilgili herhangi hiçbir işlem yapılmamıştır, yapılmayacaktır" dedi.
"Meslektaşım Rojda Altıntaş'ın kayda aldığı telefon görüşmelerinde tam olarak ne yaşadığını ve eğer varsa baskıyı benimle açıkça paylaşmasını beklerdim" diyen Korkut, "Kendisine üzüleceği veya baskı altında hissedeceği bir durum olmadığını, bilakis haberi tüm yönleriyle takip edip yayınlamaya devam edeceğimizi söylerdim. Bir meslek büyüğü olarak kendisine ulaşamadığım için buradan sesleniyorum. Bir an önce iş başı yapıp kaldığı yerden görevine devam etmesini bekliyorum. Rojda Altıntaş’a ve kamuoyuna duyurulur" dedi.
Açıklamanın tam metni şöyle:“Kemerburgaz’da Oğuz Murat Aci’nin vefatıyla sonuçlanan ve hepimizi derinden üzen kazayla ilgili DHA muhabiri Rojda Altıntaş’ın iddiaları gündeme gelmiştir. Öncelikle şunu belirteyim muhabirimiz Rojda Altıntaş’ın açıklamaları nedeniyle büyük bir şaşkınlık yaşamaktayım. Kendisi dünden beri telefonlara çıkmamaktadır. Altıntaş, halen bir DHA çalışanıdır ve kendisiyle ilgili herhangi hiçbir işlem yapılmamıştır, yapılmayacaktır. DHA olarak Kemerburgaz’daki kazayı ilk andan itibaren takip ettik ve haber yaptık. Söz konusu olay CNN TÜRK, Kanal D, Hürriyet, Milliyet ve Posta’da da sürekli gündemde tutuldu. Kanal D, anne Eylem Tok’un kafedeki özel görüntülerine ulaşarak ilk yayınlayan medya kurumu oldu. CNN TÜRK ise defalarca baba Özer Aci’yi yayına aldı. Yıllarca benim de mensubu olduğum Hürriyet konuyu günlerce manşetten verdi. Hatta Kanal D’nin Taş Kağıt Makas dizisinin bir bölümünde söz konusu olay işlendi. Olayın bu denli kamuoyunda etki oluşturmasının en önemli sebeplerinden biri Demirören Medya’nın konunun üzerine kararlılıkla gitmesi ve fikri takip yapmasıdır. Meslektaşım Rojda Altıntaş'ın kayda aldığı telefon görüşmelerinde tam olarak ne yaşadığını ve eğer varsa baskıyı benimle açıkça paylaşmasını beklerdim. Kendisine üzüleceği veya baskı altında hissedeceği bir durum olmadığını, bilakis haberi tüm yönleriyle takip edip yayınlamaya devam edeceğimizi söylerdim. Bir meslek büyüğü olarak kendisine ulaşamadığım için buradan sesleniyorum. Bir an önce iş başı yapıp kaldığı yerden görevine devam etmesini bekliyorum. Rojda Altıntaş’a ve kamuoyuna duyurulur.” Rojda Altıntaş'ın açıklaması"Kamuoyunu yakınen ilgilendiren “Eylem Tok” olayıyla ilgili yeni bilgilere ulaşmam ve yayınlamam girişimleri kapsamında bağlı bulunduğum yayın kuruluşunun patronajı ve sair çevreler tarafından çeşitli baskılara maruz kaldım. Bu noktada aileme yönelik endişelerimden dolayı 8 hafta boyunca sustum. Görüntüleri ses kayıtları dün gece bizzat kendim paylaştım. Bu noktadan sonra işsiz kalmayı göze alarak vicdanen rahat olsam da geç kaldığım için özür dilerim. Genç bir kadın gazeteci olarak korkmadığımı ve gazetecilik faaliyetlerini alternatif yollarla muhakkak devam ettireceğimin altını çiziyorum. Konuyla ilgili tüm girişimlerin kim veya hangi çevrelerden gelirse gelsin Avukatım Mehmet Zengin @avmehmetzengin tarafından kayıt altına alınarak hukuki takibi yapılacaktır."
|