İSTANBUL, (DHA) - İBN Haldun Üniversitesi\'nin aylık yayın organı \'Açık Medeniyet\' gazetesi \'Geleneksiz bir sinema mümkün mü?\' başlığıyla okuyucularıyla buluştu. Gazeteye özel bir röportaj veren ünlü yönetmen Derviş Zaim, \"Gelenekten kopamazsın. Sen koptuğunu zannetsen bile o seni takip eder. Geleneksiz bir sinema mümkün değil\" dedi.
\'Açık Medeniyet\' gazetesi, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, sinema yazarı Bünyamin Yılmaz, oyuncular Bahadır Yenişehirlioğlu, Hakan Boyav, İclal Aydın, Burak Haktanır, Muhammed Emre Kaya ile Ali Nuri Türkoğlu, yönetmenler Ensar Altay, Faysal Soysal, Seyid Çolak, Emre Konuk,senaristler Uğur Uzunok, Fatih Özcan, Eda Tezcan ile Oktay Berber, yapımcılar Avni Özgürel, Nazif Tunç ile Ferhat Eşsiz tarafından kaleme alınıyor. Gazetenin içinde dünya ve Türk sinemasının tüm boyutlarına ilişkin yazılar var.
\'Açık Medeniyet\' gazetesinin sinema dosyasını açtığı sayıdaki başlıklarda, Prof. Dr. Serdar Demirel’in \'Din ve Sinema\', araştırma görevlisi Ali Kıvrak’ın \'Türkiye’de Nasıl Bir Sinema Eğitimi?\', Halil İbrahim İzgi’nin \'Hayalle Gerçek Arasında Bosna-Hersek Sineması\', sanat eleştirmeni Samed Karagöz’ün \'Rus Sinemasına Kısa Bir Bakış\', sinema yazarı İhsan Kabil’in \'Türk Dünyasında Sinema\', Dr. Ömer Faruk Erol’un \'Hukuk ve Sinema: Reyiz Bey’den 12 Kızgın Adam’a Masumiyet\', yönetmen ve senarist Abdülhamit Güler’in \'İran Sineması… Ama Nasıl?\', Emir Orhan Kılıç’ın \'Geç Dönemde Türk Sineması\' ile İstanbul Medya Akademisi ve Boğaziçi Film Festivali Yönetim Kurulu Başkanı Ogün Şanlıer’in \'Dünyada ve Türkiye’de Film Festivalleri\' yazıları yer alıyor.
\'Açık Medeniyet\' gazetesi son sayısında sinema dosyasını tüm boyutlarıyla masaya yatırdı. İbn Haldun Üniversitesi basın müşaviri Muhammed Akaydın’a özel bir röportaj veren yönetmen Derviş Zaim, gelenekten kopmanın mümkün olmadığına dikkat çekti.
Minyatür, hat, mimari gibi geleneksel sanatları yaptığı filmlerde işleyen Derviş Zaim, “Gelenek, sürekli olarak yeniden icat edilen bir şeydir. Bu, hep icat edilir. İcat edilme koşulları da gene toplumun içerisindeki basınçlarla ilintilidir” diye konuştu.
“GELENEKTEN BİR KAÇIŞ VAR”
Zaim, Türk sinemasında gelenekten bir kaçışın gözlendiğine de dikkat çekti. Zaim, \"20. yüzyıldaki Türkiye’nin serencamından kaçmaya çalışan birtakım kesimlerin de kendilerine göre cevapları olmuştur. Bunlar karşılıklı müzakere içerisinde birbirlerini çekmişler, itmişler. Gelenek, çok farklı şekillerde akabilir. Sadece Şeyh Galip okumak biçiminde tezahür etmez ya da bir mimari yapıyı dolaşmak biçiminde olmaz. Annenizin bir mezarlık ziyaretindeki bir ışıktan başlar, doğabilir. Mahallede oynadığınız bir oyundan gidebilir. Gelenekten kopmak tarihten kopmak diye bir şey yoktur. Sen kopmaya çalışsan da o seni takip eder. Sen kaçtığını zannedersin. Dolayısıyla sen nereye gidersen o seni takip eder. Nereye kaçacaksın ki, yani simitle beyaz peynir gibi bir şey bu. Şimdi yani yoğurtlu kabak dolma yiyorsun eve geldiğin zaman, nereye kaçacaksın. Evet, yoğurtlu kabak dolmadan sonra varoluşçuluk okudun, tamam. Sonra da revani yedin\" ifadelerini kullandı.
\'İyi sanatçı\' kavramını da değerlendiren Derviş Zaim, \"İyi sanatçı olmak, başka bir şeydir. İyi sinemacı olmak, iyi mimar olmak, iyi performans sanatçısı olmak, iyi tiyatrocu olmak, başkasının yapamadığı şeyi yapabilmek cesaretini göstermektir\" dedi.
EREN: HİKÂYESİ DOĞRU ANLATILMAYAN COĞRAFYALARIN SESİ OLMAK İSTİYORUZ
\'Açık Medeniyet\' gazetesinin son sayısına kaleme aldığı \'Yeşilçam’dan Yarınlara\' başlıklı yazısıyla katkı veren TRT Genel Müdürü İbrahim Eren de, Antalya, Boğaziçi, Malatya gibi önemli film festivallerine partnerlik yaptıklarının altını çizdi.
TRT’nin Türk sinemasının uluslararası alanda etkin ve görülebilir olmasının önünü açan çalışmalar yürüttüğünü belirten Eren, \"Bütün bu planlama ve yatırımlarımızdaki amacımız; Türk sinemasının teknik, içerik ve anlatım dili olarak yetkinleşerek, uluslararası alanda hak ettiği noktaya ulaşmasını sağlamak, medeniyetler arası etkileşimin kadim coğrafyası Anadolu’nun hikâyesini, yerli ve millî bir bakış açısıyla dünya ile buluşturmak, TRT World ile başlattığımız mazlum milletlerin ve farklı görüşlerin sesi olmak prensibini sinema sektöründe de uygulayarak hikâyesi doğru anlatılamayan coğrafya, millet ve inançların sesi olmak ve bununla birlikte dünya sinemasında farklı duyuş ve düşünüşlerin zemin bulacağı bir sanat ortamını ve imkânlarını etkin kılmaktır\" diye konuştu.