Akşam Postası programını sunan Atilla Güner, Dilovası’nda atık suyun dereye boşaltıldığı videoya ilişkin olarak ulaştıkları eski Başkan Adnan Köşker’in kendielrine, “Bunda bir şey yok. Çamaşır suyundan daha zararsız” dediğini aktardı.
Tehlikeli madde ve evsel atık taşıma firmasına ait vidanjörü kullanan bir şoför IMES Organize Sanayi Bölgesi’ndeki çelik halat üretimi yapan fabrikadan aldığı atık suları dereye boşaltırken yaptıklarını videoya aldı. Görüntüler üzerine Çevre Bakanlığı harekete geçti. Şirkete ve vidanjöre 144 bin TL ceza verildiği açıklandı. Suçlular hakkında da suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi. Ancak ne firma isimleri ne de suçlanan kişilerin adları yayınlandı.
Atilla Güner’le Akşam Postası'nda yayınında gelişmeleri şöyle aktardı:
“Videoda yer alan görüntüleri çok detaylı bir şekilde inceledik. Google Maps programını kullanarak yaptığımız karşılaştırma ile atık suyun alındığı şirketin Köşkerler Çelik Halat olduğunu belirledik. Şirketin yönetimine baktığımızda ise bu firmanın 10 yıl boyunca Gebze’yi yönetmiş eski Belediye Başkanı Adnan Köşker’e ait olduğunu anladık ve hemen Köşker’i aradık.
Adnan Köşker’le yaptığımız görüşmede eski başkan, 'Kendilerine bir komplo kurulduğunu ve atık suyun aslında çamaşır suyundan bile daha az zararlı olduğunu' iddia etti. Ancak yayına bağlanmayı reddetti. Bunun üzerine bu kez vidanjör firmasına ulaştık. Şirketin yetkilisi, şoförün kendilerinden haksız bir alacağını tahsil edemediği için böyle bir video çektiğini ileri sürdü. Daha önce kendilerine 1 milyon 860 bin TL ceza kesildiğine ilişkin haberleri ise izah edemedi.
Bu kez 15 üyeli belediye meclisinin 9 üyesi Ak Parti, 6 üyesi Saadet Partisi’nden oluşan Dilovası Belediyesi’ne ulaşmayı denedik. Başkanın Afyon’da olduğunu öğrendik. Özel kalem müdürü ısrarlı girişimlerimize rağmen yanıt vermedi.”
Akşam Postası yayınına bağlanan Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Onur Hamzaoğlu da konuya ilişkin olarak, “Dilovası, 2004’ten beri izlediğimiz ve çevre sorunları nedeniyle kanserin kol gezdiği bir bölge. Biz çok detaylı bir çalışma yaparak buradaki ölümleri belgeledik. Bu konuda yayınladığımız rapordan sonra hedef olduk. Ben üniversitedeki görevimi kaybettim. Belediye başkanı tarafından ‘şarlatan’ olarak nitelendirildim. Ancak yıllar sonra Danıştay kararıyla tüm verilerimizin doğru olduğu tescillendi” dedi.