New York Stony Brook Üniversitesi'nde nöroloji alanında çalışan Türk bilim adamı Prof. Turhan Çanlı, hayat kalitesini önemli ölçüde düşüren depresyonun nedeninin virüs, bakteri ya da parazit gibi bulaşıcı etmenler olabileceğini söyledi.
Turhan Canlı, "Biology of Mood and Anxiety Disorders" dergisinde yayınlanan ve büyük ses getiren makalesinde yer alan depresyon konusunda ortaya koyduğu yeni yaklaşıma ilişkin bilgi verdi.
50 milyon kişi en az 1 kere ağır depresyon geçiriyor
Depresyonun önemli bir sağlık sorunu olduğunu ve ABD'de nüfusun yüzde 16'sının hayatının en az bir döneminde ağır depresyon geçirdiğine dikkati çeken Çanlı, bunun, 300 milyonun üzerinde nüfusa sahip ülkede yaklaşık 50 milyon kişiyi etkileyen bir sorun olarak görülebileceğini kaydetti.
Bir kez ağır depresyon geçiren bir daha geçirebilir
Hayatında bir kez ciddi depresyon geçiren hastaların ikinci kez bu hastalığa yakalanma oranlarının yüzde 50 olduğunu kaydeden Çanlı, ikinci kez yakalananların ise üçüncüye maruz kalma ihtimalinin yüzde 80'e çıktığını anlattı.
Hastaların ancak yüzde 30 ila 50'sinin tedaviye yanıt verdiğini de vurgulayan Çanlı, bu düşük yanıt oranının depresyonun gerçek nedenini ortaya çıkarmanın ne kadar elzem olduğunu gösterdiğini söyledi.
İlaçlar tekrarlanmasını engellemiyor
Çanlı, depresyon konusunda on yıllardır aynı yöntemlerin kullanılması ve tedavide önemli bir ilerleme sağlanamamasının kendisini "galiba bir şeyler eksik" düşüncesine ittiğini belirterek "Özellikle biyolojik olarak ilaç tedavisi yaklaşık 50 yılıdır temel olarak değişmedi. Tedavi yöntemleri 1960'lardakinden çok farklı değil" dedi.
Bu ilaçların genellikle serotonin gibi nörotransmitterleri (sinir sisteminde nöronlar arasında sinyalleri ileten kimyasallar) değiştirme amacını güttüğünü kaydeden Çanlı, "Bir defa ciddi depresyon yaşayanlarda tekrarlama ihtimali yüzde 50. İlaçlar bunu değiştirmiyor" diye konuştu.
‘Nedeni virüs, bakteri veya parazit olabilir’
Prof. Çanlı, depresyonda beyinde birtakım değişimler olduğunun bilindiğini ancak bu değişimlerin sebebinin tespit edilemediğini vurgulayarak "Son 50 yıldır depresyon tedavisinde aynı şeyleri yaptığımız göz önünde bulundurulunca ben artık soruna farklı bir açıdan bakmamız gerektiğini düşünüyorum" ifadesini kullandı.
Son dönemde depresyonun bir tür iltihaplanmayla ilişkili olduğuna yönelik çalışmalar yapıldığını belirten Çanlı, depresyon ile enfeksiyon nedeniyle vücudun iltihaplanması arasında bir ilişki olduğuna dair inanışın giderek arttığını ama buradaki mekanizmanın çözülemediğini söyledi.
Parazitler organizmaların davranışlarını değiştirebilir
Enfeksiyonun nedenleri arasında da virüs, bakteri ve parazitler olduğunu vurgulayan Çanlı, şöyle devam etti:
"Parazitlerin organizmaların davranışlarını değiştirici etkisi olduğuna ilişkin çalışmalar var. Majör depresyon, parazit, virüs ve bakterilerin neden olduğu bir tür bulaşıcı hastalık olabilir. Bu virüs, bakteri ya da parazitler birtakım olaylarla aktif hale gelene kadar tespit edilemeden kalabilir. Bir defa aktif hale gelince de beyindeki nörotransmitterleri değiştiren ve nesilden nesile geçebilen bir şekle dönüşebilir. Bunun için ciddi bir araştırma yapılması gerekiyor."
‘Depresyon tedavisi tümden değişebilir’
Dr. Çanlı, hipotezinin araştırmalar sonucunda doğrulanması durumunda depresyon tedavisine bakış açısının bir anda değişebileceğini de belirterek "Eğer bu mekanizma tespit edilebilirse depresyon semptomlarıyla doktora giden birisine belki de artık diğer enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi kan ve dışkı testi gerçekleştirilir ve buna neden olduğu tespit edilen bulaşıcı unsurlara yönelik tedavi uygulanır" diye konuştu.
Enfeksiyon bulunursa aşı da bulunur
Depresyona neden olan enfeksiyonun tespit edilmesi halinde buna yönelik aşı çalışması da yapılabileceğini anlatan Çanlı, bütün bunların uzun zaman alacağını da vurguladı. Depresyona birden fazla türden virüs ya da parazitin neden olabileceğini de anlatan Çanlı, depresyonun bulaşıcı da olabileceğini ancak bunun şimdilik sadece sosyal nedenlerle açıklanabildiğini söyledi.
Depresyon hastalarının en ciddi sorunlarının ümitsizlik olduğunun altını çizen Çanlı, "Umarım benim bu varsayımım bu hastalığın tedavisinin bulunması konusunda umut olur" dedi.
Prof. Çanlı kimdir?
Türk baba ve Alman annenin çocuğu olarak Almanya'da dünyaya gelen Prof. Dr. Çanlı, lise eğitiminin ardından öğrenimini sürdürmek için ABD'ye geldi.
Psikoloji alanında Yale Üniversitesi'nde doktora yapan, post-doktorasını ise Stanford Üniversitesi'nde Nöroloji bilimi üzerine gerçekleştiren Çanlı, 2001 yılından beri New York Staten Island'da bulunan Stony Brook Üniversitesi'nde psikoloji, radyoloji, genetik ve nöroloji alanlarında akademik çalışmalarını sürdürüyor. Prof Çanlı'nın, bilim ve teknoloji dünyasında çok bilinen TED (Technology, Entertainment and Design) konuşmalarında bu yaklaşımını anlattığı konuşma da internette büyük ilgi görüyor.