ErzurumVan'ın Erciş ilçesinde, depremden 25 saat sonra kurtarılan Hanife öğretmen, ''Orada önemli olan sesimizi duyurabilmekti'' dedi.
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören Hanife Kaya, yaptığı açıklamada, Ağustos ayında Erciş'e Felsefe öğretmeni olarak atandığını belirtti.
Erciş Halk Eğitimi Merkezindeki seminerin ardından arkadaşına uğradıklarını anımsatan Kaya, ''Beş katlı bir binanın üçüncü katındaydık. Yaklaşık bir saat olmadan deprem oldu. Korku, endişe, panik oldu. Mümkün olduğunca panik olmamaya, sakin olmaya, bilincimizi kaybetmemeye çalışarak, 25 saat enkazın altında kaldık. Çok şükür ki sesimizi duyurabildik'' diye konuştu.
Bir arkadaşının evden taşınmak üzere olduğunu ve eşya taşımaya gittiklerini anlatan Kaya, ''Eşya kolilemeye gittik. O bir saat içerisinde her şey oldu. Ufak, kırılacak eşyalar kalmıştı. Eşyaları taşıyacak kişileri bile çağırmıştık. Ama ev yıkıldı, oysa benim kaldığım ev sapasağlam duruyor'' dedi.
Deprem esnasında dört arkadaş olarak evin mutfağında bulunduklarını belirten Kaya, şunları kaydetti:
''Bina 3-4 saniye içerisinde anında çöktü. Diğer arkadaştan haber alamıyoruz. Sanırım onlar vefat etti. Merve arkadaşım vardı yanımda. Birbirimizi uyanık tutmaya, motife etmeye çalıştık. 'İmdat', 'sesimizi duyan var mı' diye defalarca bağırdık. En az üç, dört tane ekip geldi. Biz onları çok iyi bir şekilde duyabiliyoruz ama onlar bizi sesimizi duyamadı. En kötü tarafı sesimizi duyuramamaktı, zaten umudun bittiği an o. Sesi duyuyorsun, yakından geldiğini duyuyorsun, çalışma yapıyorlar. Ama biz enkazın neresindeyiz, bunlar onu bilmediği için sesimizi de duymadıkları için enkazın herhangi bir yanını kazıyor olabilirler. Orada yaşayan kişilerin olmadığını düşünebilirler. Merve arkadaşım bağırıyordu, onun sesini duydular. Duyduktan sonra zaten kurtarana kadar bırakmadılar. Çok hassas bir şekilde, bize de zarar vermeden çıkardılar.''
Enkazdan çıkarıldıktan sonra ilk olarak sahra hastanesine götürüldüklerini belirten Kaya, sahra hastanesinde serum takıldıktan sonra, helikopterle Erzurum'a sevk edildiğini ifade etti.
Aslen İstanbullu olduğunu ve hayatında ilk kez doğuya geldiğini ifade eden Kaya, ''Bir yanlış anlaşılma olmuş sanırım. Ben daha önce depremi sadece yaşadım. Adapazarı'nda kalıyordum. Çok sayıda ev yerle bir olmuşken, bizim kaldığımız ev sağlamdı. O zaman burnumuz bile kanamamıştı. İlk kez Erciş'te enkazın altında kaldım. Yani öyle bir deprem yaşadım. Depreme karşı hassasiyetim artmıştı. Deprem olur olmaz, yerimizden kıpırdamadık ama yine de kurtulma fırsatımız olmadan bina çöktü'' diye konuştu.
Öğretmenlik en büyük hayaliydi
Öğretmenliğin en büyük hayali olduğunu vurgulayan Kaya, ''Daha önce özel sektörde çalışmış birisiyim. Sadece devlette çalışabilmek için KPSS'ye girdim. İkibuçuk yıl önce evlendim. Mesleğimi sevdiğim için eşimi de İstanbul'da bırakıp Erciş'e gelmiştim. Mesleğimi çok seviyorum ama çok sürmedi'' diye konuştu.
Çamaşır sererken kopan balkonla birlikte düştü
Erciş'te ev hanımı Nurhan Çetin de üçüncü kattaki evin balkonunda çamaşır sererken, üçüncü kattan balkonla düştüğünü söyledi.
Binada çatlakların olduğunu dile getiren Çetin, ''Pazartesi çocuklarım okula gidecekti. Çamaşırlarını balkona seriyordum, kurusun akşam ütüleyeyim diye. İşte olmadı, çocuklarım soğukta kaldı. Nasıl oldu anlamadım. Kapıcımız Yunus beni kurtardı. Ben aşağı nasıl gittim, nasıl oldu hatırlamıyorum. Yunus gitme diye bağırdım, ceketinin kolundan tuttum. Beni çekti, çıkardı'' diye konuştu.
Depremde binanın beşinci katındaki evlerinde bilgisayarda oynayan ve deprem sırasında başına vestiyer düşmesi sonucu bayılan Furkan Çilingir (14) de kendisine geldikten sonra, enkazın altında kalan kardeşlerini motife etmeye çalıştığını söyledi.
Yaklaşık üç saat sonra amcasının çocuklarının kendisini kurtardığını ifade eden Çilingir, önce Patnos'a daha sonra da Erzurum'a sevk edildiğini ifade etti.
Beşli katlı binanın tamamının yıkıldığını dile getiren Çilingir, ''Enkazın altından beni çıkarın diye defalarca bağırdım. Sesimi sonunda duydular. Kazma kürekle enkazı kaldırarak, beni çıkardılar. '' diye konuştu.
Bir köye taziye ziyaretine giden baban Murat Çilingir de depremin hemen ardından oğlunu aradığını, ancak ulaşamadığını belirterek, ''Geldiğim zaman ev yola çökmüştü. Eşimi aradım çığlıklar atıyordu. Çok şükür çocuklarımı yaralı olarak kurtardık'' dedi.