Politika

Demirtaş: "Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz" demek bir katliam politikası; inceldiği yerden kopacak

"Kürt halkı vardır, bir ulustur ve anavatanı Kürdistan'dır"

28 Mayıs 2016 17:07

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "Ya baş eğeceksiniz, ya baş vereceksiniz. Hakimiyet kurmaya kalkarsanız, bu bedeli ödemeyi de göze almak zorundasınız" ifadesini hatırlatarak, "Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz" demek bir katliam politikasıdır" dedi. "Kamuran arkadaşımız bu yüzden tutuklu, Mehmet Tunç, Sêvê Demir bu yüzden şehit" ifadesini kullanan Demirtaş, "Bu bedeli ödemekten kaçacak mıyız? İnceldiği yerden kopacak ama biz asla geri adım atmayacağız. Tarih başka türlü yazılmaz" diye konuştu.


"Türkiye Türklerindir!" ifadesine tepki gösteren Demirtaş, "Eğer halen öyleyse birlikte yaşamın formülünü kendileri bulsunlar. Yok, eğer hepimizinse birlikte yaşama şansına sahibiz. Kürt halkı vardır, bir ulustur ve anavatanı Kürdistan'dır" ifadesini kullandı.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) kongresinde konuşan Selahattin Demirtaş'ın açıklamaları şöyle: 

"DBP yüzden fazla PM üyesinin tutuklanması ya da siyaset dışı bırakılması, katledilmesi gibi ciddi baskılarla karşı karşıya kalmasına rağmen siyaset yapan bir parti. Ancak bu yüzyılda Türkiye'de, Kürdistan'da, Ortadoğu'da nasıl bir yaşam olacak, şekillenme nasıl olacak bizler savunmaya, anlatmaya çalışırken Türkiye açısında soru nettir. Kürtler var, diyorsunuz. Kürtler inkar edilmiyor, diyorsunuz. İnkarcı politikaları ayaklar altına aldık, diyorsunuz. O zaman sorun nedir? Bu halk kendi vatanında toprağında nasıl yaşar? Bu soruya cevap verilmezse çözüm olmaz. Bugünkü milli ittifak; 'Biz Kürtlere statüsüzlüğü dayatacağız' diyeceklerse, bu çözüm getirmez. Birlikte yaşam fırsatı değerlendirilmezse Kürt halkı elbette tekçi siyasete teslim olmayacaktır. Buradaki tartışma, bölünme tartışması değil, demokrasi ve özgürlük olup olmayacağı tartışmasıdır.

Tekçi anlayışı kabul etmeyen herkese 'Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz' demek bir katliam politikasıdır. Sayın Öcalan'ın çözüm sürecinde ısrarla anlatmaya çalıştığı 'birlikte yaşam olmazsa felaketler bizi bekliyor' uyarısının ne kadar doğru bir uyarı olduğunu gösteriyor. 12 metrekarelik bir hücrede kanın nasıl durdurabiliriz diye gece gündüz diyen biri öbür tarafta başkan olmak için nasıl kan dökebilirim, diyen biri var.

 

"Asla geri adım atmayacağız"

 

Türkiye bir dikta rejimine doğru giderken, bunu kabul etmeyen herkesi 'terörist' ilan eden zihniyete teslim olmamaktır. Kürdü yok sayarak, hiçbir sorun bugüne kadar çözülmedi. Dün de ifade ettim: Bizden vazo ya da saksıda yetişmiş, sera malı Kürt istiyorlar. Kendi partilerinde bunun örneği var. Naylon bir çiçektir. Böyle olalım istiyorlar. Fakat orada onur yoktur. Biz buna itiraz ettiğimiz için bedel ödetmek istiyorlar.

Kamuran arkadaşımız bu yüzden tutuklu, Mehmet Tunç, Sêvê Demir bu yüzden şehit. Bu bedeli ödemekten kaçacak mıyız? İnceldiği yerden kopacak ama biz asla geri adım atmayacağız. Tarih başka türlü yazılmaz. Karşımızda diyalog ve müzakereyi, vatana ihanet olarak gören bir anlayış var. Biz buna yalvarmak zorunda değiliz. Bizler kendi geleceğimizi kendi ellerimizle öreceğiz. Fatura ağır olacak, ama sonuç zafer olacaktır. Haklıyız, bütün dünya karşısında en büyük silahımız budur. Biz kimsenin köylerini yakıp milyonları sürgün etmedik, biz barış içinde yaşamak istiyoruz. Hakkımızın hukukumuzun kabul edilmesini istiyoruz. 

'Türkiye Türklerindir!' Eğer halen öyleyse birlikte yaşamın formülünü kendileri bulsunlar. Yok, eğer hepimizinse birlikte yaşama şansına sahibiz. Kürt halkı vardır, bir ulustur ve anavatanı Kürdistan'dır."