BDP 2. Olağanüstü Büyük Kongresi Ahmet Taner kışlalı Spor Salonu'nda yapılıyor. BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş kongrede yaptığı konuşmada "Ölen askere de gerillaya da ağlayacaksınız. Bugün herkes için ağlayacaksınız, birlikte ağlayacağız, yarın güleceksek birlikte güleceğiz" dedi.
Demirtaş, BDP 2. Olağanüstü Kongresi'nde, çok zorlu bir coğrafyada yaşadıklarını, sadece bu coğrafyada doğmuş olmakla hayata borçlu başladıklarını söyledi.
Kürt sorununun çözümünün şifrelerinin tarihte gizli olduğunu belirten Demirtaş, Seyid Rıza'nın, Şeyh Said'in, Bediüzzaman Said Nursi'nin, Ahmed-i Hani'nin, Mustafa Barzani'nin unutulmaması gerektiğini belirtti.
Demirtaş, "Onları her daim hatırlayarak çözüm arayacağız. Bizim bütün bu değerlerimizi kavrayamayanlar Kürt sorununu çözemez" dedi.
Suriye'de yaşananlara da değinen Demirtaş, çetecilikle özgürlük mücadelesini karıştıran, Suriye'deki bütün halkların özgürlüğünü sahiplenmeyen grupların desteklenmemesi gerektiğini ifade etti.
Suriye'de kansız ve savaşsız bir ülke isteyen halka destek vermek gerekirken onu ezmeye çalışmanın Suriye'deki istikrarsızlığı derinleştireceğini söyleyen Demirtaş, Suriye'deki her halkın kendi iradesini ortaya koymak durumunda olduğunu kaydetti.
Suriye'de gerçekleşecek çözüm modelinin her yere örnek olacağını dile getiren Demirtaş, "Parlamentoda Suriye ile ilgili savaş tezkeresi çıkarılacağına Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kürt Yüksek Konseyi'ni Türkiye'ye davet etmeli ve onlarla siyasi ilişki geliştirilmelidir" dedi.
'Kürt sorununa üç ana başlık'
Kürt sorununun Türkiye'nin en önemli ve can yakan sorun olduğuna dikkati çeken Demirtaş, bunun da kendi içinde eşitlik, adalet ve barış olarak sınıflandığını söyledi.
Demirtaş, çözüm sürecine BDP'nin katkı sağlayabileceğini, ancak sorunun tümden çözümü için Abdullah Öcalan ve KCK'nın da muhatap alınması gerektiğini savundu.
"Öcalan, çözüm sürecinin en önemli aktörüdür" diyen Demirtaş, müzakerelerin eşitlik, adalet ve barış başlıkları altında yürütülmesi halinde, Kürt sorununun çözüm yoluna gireceğine inandıklarını dile getirdi. Karşılıklı çatışmanın devreden çıkarılması gerektiğini söyleyen Demirtaş, "Bu kadar her birimizin canından can alan, servetimizi, bütün zenginliklerimizi elimizden alan bu savaşı durduramazsak siyasetçiler olarak, tarihe bundan sorumlu yazılırız" dedi.
Demirtaş, hamaset ve karşılıklı hakaret ile bu konuda mesafe kat edilemeyeceğini belirterek, siyasilerin gerekirse koltuklarını kaybedebilmesi gerektiğini ifade etti.
Demirtaş, özerklik istediklerini bu konuda farklı modeller uygulanabileceğini belirterek, bölgesel parlamentoların başta ana dil olmak üzere eğitim, tarım, hayvancılık ve balıkçılık gibi kararları verebileceğini anlattı. Kürt sorununu çözeceğini söyleyen hiçbir siyasetçiden çözüm önerisi duymadıklarını öne süren Demirtaş, önerilerinin açık olduğunu, bu öneriyi eksik veya fazla bulanların da kendi önerilerini ortaya koymasını istedi.
'Kürt halkının karnı tok'
Demirtaş, "Tek dilden tek milletten vazgeçmem derseniz Kürt halkının artık bunlara karını tok" dedi.
Kendisini Müslüman kabul edenlerin tek dil, tek millet dayatmasında bulunamayacağını savunan Demirtaş, Kur'an-ı Kerim'in Maide suresinde yer alan "Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı" ayetini okudu.
Tek dil tek millet kavramının hiçbir uluslararası sözleşmede yer almadığını, Avrupa'nın hiçbir ülkesinde uygulanmadığını söyleyen Demirtaş, bu kavramın sadece faşizmde kendisine yer bulabildiğini ifade etti.
Türkiye'de yaşayan Kürtler olarak kendilerine öğretilen Türkçeyi sevdiklerini, bundan sonra da seveceklerini söyleyen Demirtaş, ancak ana dillerinden asla vazgeçmeyeceklerini sözlerine ekledi.