Politika

Demirtaş: Cenazeye işkence yapanlar akademisyenlere ne yapmaz?

Selahattin Demirtaş: "Savaşı durdurmak birinci önceliğimizdi, ancak savaşı durduramadık"

17 Ocak 2016 16:45

Ankara’da partisinin 1. Olağan Konferansı'nda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Güneydoğu’da yaşananlara dikkat çekerek, “Bir cenazeyi işkence yapılması konusunda farklı düşünülüyorsa ya biz insan değiliz ya onlar insan değil. Akademisyenlere yapılanlar için 'aklım almıyor' diyenler var. Nasıl almıyor? Cenazeye bile bunu yapan akademisyene ne yapmaz?" diye sordu.

Dicle Haber Ajansı’nın haberine göre, Halkların Demokratik Partisi'nin merkezi düzeydeki ilk konferansı Ankara'da toplandı. 1. Olağan Konferans'ın sloganı ise "Yarını bugünden kuruyoruz" olarak belirlendi. İki gün sürecek konferansa 750 delegenin yanı sıra aralarında HDK eş sözcüleri Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk'ün de bulunduğu 50'ye yakın konuk katıldı. Konferans, divan kurulu üyelerinin belirlemesiyle başladı.

 

Yüksekdağ: Rejimi fiilen değiştirenlerin karşısında sessiz kalamayız

 

Daha sonra kürsüye çıkan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Sözlerimizin her biri yaşama geçen bir gerçekliğe dönüşmüştür. Bugün de yaşama dair toplumun geleceğine dair yeni şeyler söylememiz gerekiyor. İşte HDP Türkiye tarihindeki birileridir. Toplumun dara düştüğü kritik anların eşiğinde HDP'yi ve bizlerin iradesini, Türkiye halklarının iradesini bulursunuz” dedi.

Yüksekdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün yaşananlar yarını belirleyecek önemdedir. Ama Türkiye toplumu yarınını öylesine pasifçe bekleyecek bir pozisyonda olmak zorunda değildir. Yarınımızı bir diktatörün gözümüzün içene baka baka gasp etmesine izin vermeyeceğiz. İşte bugünden yarınımıza sahip çıktık. 7 Haziran'da başardığımız gibi tıpkı Kobanê günlerinde başardığımız gibi yeniden başarabiliriz. Türkiye'de yaşayan bütün uluslar, tüm ezilen kesimler, bu yeni süreçte Demokratik cumhuriyetin kurucu gücüdür. Bu süre içerisinde rejimi fiilen değiştirip anayasa tartışmalarında bu değişikliği resmi hale getirenler karşısında sessiz kalamayız. Halkların bir kez daha kendi kendini yönetme iradesinin ezilip geçilmesine izin vermeyeceğiz. Bugün bütün demokratik mücadele alanlarında bunun için direniyor. Öz yönetimleri direnişi bunun içindir. Birlikte yaşayabileceğiz bir geleceği inşa etmek içindir.”

 

“Türkiye’nin en iyi partisiyiz”

 

Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, "Bugün bizler partimizin eksikliklerini ve yanlışlıklarını büyük bir cesaretle tartışacağız. Türkiye'nin devrimci mirasını devraldık ama Türkiye'nin en yeni partisiyiz" diye konuştu.

 

Demirtaş’ın konuşmalarından satırbaşları şöyle:

 

“HDP, Suriye'de kirli oyunları frenledi”

 

"Tarihsel kırılmanın arifesinde hesapları kirli olanların yöntemlerinin de kirli olacağını elbette tahmin etmeliyiz. Yıllardır kendi hazırlığını yapmış güçler, kendi gündemini hayata geçirmek için hesap yapmış bütün odaklar şimdi yanıldılar yanılmaya devam ediyor. Türkiye'de HDP şahsında bu kirli hesaplar frenlendi. Suriye'de Rojava devrimi şahsında bu hesaplar frenlendi."

 

“Cenazeye işkence yapanlar insan değil”

 

"AKP rejimi, ısrarla tespit ve tarif konusunda bir çabaya girmemize gerek bırakmadan pratikleriyle kendilerini ortaya koyuyorlar. Savaşı durdurmak birinci önceliğimizdi. Ancak savaşı durduramadık. Fakat durduramadığımız savaşın içinde en azından ahlaki, evrensel genel değerlerin ihlal edilmemesi, ağır ihlallerin yaşanmaması için çağrılar yaptık. Baktık ki karşımızda bunu duyacak insan yüreği yok. Günlerce sokakta bekletilen cenazeler, cenazelere yapılan işkenceler var. Bunlar bir savaş ve çözüm mevzusu değildir. Kürt sorunuyla alakalı bir mesele değildir. Her konuda farklı düşünebiliriz. Sorunların çözümü konusunda HDP ya da AKP/hükümetin fikri başkadır. Fakat bir cenazeyi işkence yapılması konusunda farklı düşünülüyorsa ya biz insan değiliz ya onlar insan değil. Akademisyenlere yapılanlar için 'aklım almıyor' diyenler var. Nasıl almıyor? Cenazeye bile bunu yapan akademisyene ne yapmaz? Ölüden hesap sormaya kalkan, diriden hesap sormaz mı?"

 

“Kürtlerin önerisini Türkler önerdiği mi demokratik oluyor?”

 

Türkiye Barolar Birliği'nin DTK'nın özerklik ve özyönetim bildirisine verdiği tepkiye değinen Demirtaş, birliğin daha önceki hazırlayıp Meclis'e sunduğu anayasa taslağını anımsatarak, şu ifadeleri kullandı: "25 bölge meclisi öneriyor. Bölge meclislerinin hepsinin özerk yetkileri olmasını söylüyor. O gün yayınladıklarında buna kimse bölücü, terörist, vatan haini demedi. Bizim önerimizden biraz daha ileri bir öneri. Kendilerine gerçekten teşekkür ediyorum. Kendi söyledikleri ve yazdıklarına da sahip çıkacak kadar cesaret ortaya koymalılar. İki öneri arasındaki fark nedir? Birini Kürtler önerdiği için bölücü, diğerini Türkler önerdiği için demokratik mi oluyor? Eğer öyleyse bölümü olan Kürtler değildir."

 

“Ölüden hesap sormaya kalkanlar diriden hesap sormuş çok mu?”

 

Anayasa tartışmalarına dikkat çekerek "Rejimin demokratik dönüşümüne ihtiyaç var" diyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak cenazeler yerdeyken nasıl yeni bir toplumsal sözleşme yapılacak. Böyle bir zihniyet demokratik midir tartışmanın bittiği noktayı ifade ediyor. Aylardır çözülmemiş Türkiye'de bir cenazeye işkence mevzusu var. Cenazeye bunu yapan akademisyene bunu yapmış çok mu? Ölüden hesap sormaya kalkanlar diriden hesap sormuş çok mu? Böyle bir ortamda fikir ve düşünce özgürlüğünden bahsedebilir miyiz?"

 

“Bu durumda nasıl bir toplumsal sözleşme yapacağız”

 

Demirtaş, "Yeni anayasa ve toplumsal sözleşmeye evet ama oraya doğru giderken yoldaki engelleri ve mayınları da temizlemenin koşuları yaratılmadı" dedi. Demirtaş bunu yaratmanın yolunun da çözüm masasına yeniden dönülmesi olduğunu hatırlattı, "Meclis Başkanı bize davet gönderdi. HDP Anayasa masasında özerklik önerdi diyelim. Ne olacak? Başsavcılık harekete geçtiğinde ne olacak? O başkanlığı dile getirecek ancak bizim fikirlerimizi savunma özgürlüğümüz yok. Bu durumda nasıl toplumsal sözleşme yapacağız" diye konuştu. 

 

Demirtaş'ın konuşmasının ardından konferans basına kapalı olarak devam etti.