T24 Haber Merkezi
DEM Parti Batman Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi Adalet Bakanlığı'nın Bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler'in 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye'nin 158’inci sıraya düşerek artık "çok vahim" kategorisinde yer aldığını açıklarken,"Rapor, sadece 1 Eylül 2023-20 Temmuz 2024 adli yılında 366 gazetecinin yargılandığını söylüyor. 366 gazeteci! Aynı dönemde yargılanan 47 dava gazetecilere 88 yıl 6 ay 17 gün hapis cezası verildi. Bu kara tablo, RTÜK, kolluk güçleri ya da yargı eliyle basını susturan bu iktidarın utanç vesikasıdır" diyerek iktidara tepki gösterdi.
İktidarın eleştiren her sesi, gerçekleri anlatan her dili tehdit olarak gördüğünü söyleyen Oduncu Kutevi, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin hazırladığı raporda 1 Eylül 2023-20 Temmuz 2024 adli yılında 366 gazetecinin yargılandığını aktardı. Oduncu Kutevi, birkaç ay önce Ankara'da 8 gazetecinin haberleri gerekçe gösterilerek 50 yıl hapis cezası verildiğini söyledi.
"Öte yandan Kürt gazetecilere yönelik baskılar bu karanlık düzenin en acımasız boyutudur" diyen Oduncu Kutevi, Eskişehir merkezli soruşturma kapsamında gözaltına alınan gazetecilerin ters kelepçeyle saatlerce yolculuk yaptırıldığını, çıplak aramaya maruz kalıp 13-14 saat boyunca susuz bırakıldıklarını ifade etti.
DEM Parti Batman Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi'nin konuşmasının tamamı şu şekilde:
"Bugün burada konuşacağımız mesele, sadece basın özgürlüğü değil; aynı zamanda vicdanın, hakikat arayışının ve adaletin yok edilmesidir.Türkiye, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler'in 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 158’inci sıraya düşerek artık "çok vahim" kategorisinde yer almaktadır. Bu kara tablo, RTÜK, kolluk güçleri ya da yargı eliyle basını susturan bu iktidarın utanç vesikasıdır.
İktidarınız, eleştiren her sesi, yazan her eli, gerçekleri anlatan her dili bir tehdit olarak görmektedir. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin geçtiğimiz günlerde açıkladığı rapor da sizin gazeteci hapseden, kamera kıran, ekran karartan anlayışınızın utanç vesikasını da tescilliyor. Rapor, sadece 1 Eylül 2023-20 Temmuz 2024 adli yılında 366 gazetecinin yargılandığını söylüyor. 366 gazeteci! Aynı dönemde yargılanan 47 dava gazetecilere 88 yıl 6 ay 17 gün hapis cezası verildi.
Öte yandan Kürt gazetecilere yönelik baskılar bu karanlık düzenin en acımasız boyutudur.Özgür basın geleneğinden gelen ajans ve gazetelere erişim engelleri yetmemiş, uydurma suçlamalarla gazetecilik yargı kıskacına alınmıştır.Daha birkaç ay önce, Ankara’da 8 gazeteciye sadece haberleri gerekçe gösterilerek yani mesleklerini yaptıkları için 50 yıl hapis cezası verildi.Kürt sorunundaki çözümsüzlük halini ve tecridi işleyerek gündeme getiren gazeteciler doğrudan hedef alınıyor.Adında "adalet" olan bakanlığınız, bu adaletsizlik karşısında sessiz kalıyor.Bugün burada, bu konuşmayı yaparken dahi Kürt gazeteciler, yine adaletsizlikle ve hukuksuzlukla karşı karşıya.
Eskişehir merkezli soruşturma kapsamında gözaltına alınan gazetecilerin iki günde yaşadıklarını burada dile getirmek istiyorum.Aralarında gazeteci, yazar, çevirmen, yönetmen ve karikatüristlerin bulunduğu 13 kişi iki gündür gözaltında tutuluyor. Bu insanlar, saatlerce ters kelepçe ile süren bir yolculukla Eskişehir’e götürüldü. Bu da yetmezmiş gibi “çıplak arama” uygulamasına zorlandılar. 13-14 saat boyunca su dahi verilmedi.
Seçim bölgemde, halkın iradesinin gasp edildiği Batman’da, kanser hastalığı nedeniyle aktif gazeteciliğe ara vermek zorunda kalan Mizgin Sönük, yine saçma uyduruk gerekçelerle tutuklandı. Bu hukuksuzluk yetmezmiş gibi ailesinden yüzlerce kilometre uzaktaki bir cezaevine sürgün edildi. Gazetecilere dönük sistematik zulüm, iktidarınızın Kürt meselesindeki faşizan politikasının bir yansımasıdır.
Sayın Bakan, sorularımla daha açık ifade edeyim:
• Gazetecilerin mesleki faaliyetleri neden "örgüt üyeliği" gibi saçma gerekçelerle suç haline getiriliyor? Habercilik suç değil, bir kamu hizmetidir. Siz bu suçlamalarla halkın haber alma hakkını ortadan kaldırmıyor musunuz?
• Kürt gazetecilere yönelik sistematik baskının aracı haline gelen Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesi bu hukuksuz düzenin kilit taşlarından biri değil midir? Bu maddeyi kaldırmayı düşünüyor musunuz, yoksa bu düzeni sürdürmeye kararlı mısınız?
• Türkiye’yi 158. sıraya düşüren bu utanç verici tablodan gurur duyuyor musunuz?
Dezenformasyonla mücadele adı altında hayata geçirdiğiniz düzenleme, gazetecileri hedef almak için hayata geçirilen bir düzenlemenin kendisi oldu.Zaten mevcut kanunlarla hedefinize koyduğunuz gazeteciler bu kez türettiğiniz yeni bir suçlama ile onlarca soruşturma ve davayla karşı karşıya kalmıştır. Övünerek getirdiğiniz bu yasa kapsamında bugüne kadar 41 gazeteci yargılandı. Yasalarınız yetmiyor bir de basın RTÜK eliyle susturulmak isteniyor. RTÜK, 2023 yılının tamamı ve ile 2024 yılının ilk altı ayında medyaya 124 milyon TL ceza kesti.
Ancak bu cezalar, iktidar medyasına değil iktidarınızın hukuksuzluklarını, usulsüzlüklerini eleştiren medyaya kesildi. Bu cezalar, Kürt meselesi gibi iktidarın dokunulmaz kılmaya çalıştığı konuları ele alan yayınlara verildi. Bu tablo gösteriyor ki, iktidar için gerçeklerin yazılması en büyük tehdittir. Çünkü susturulan gazeteciler değil, halkın bilgi edinme hakkıdır.Bunun adı hukuk değil; bunun adı zulümdür! Bunun adı adalet değil, gazetecilere ve gerçeğe düşmanlıktır.
Basın özgürlüğüne vurulan bu darbe, sadece gazetecileri değil, halkın hakikatle buluşma hakkını da hedef almıştır. İktidarınız, gerçeklerin ortaya çıkmasından korkuyor. Çünkü gerçeklerin aydınlatacağı şey, sizin hukuksuz düzeninizdir.
Sayın Bakan, bu halkın adaleti size de soracaktır.Adalet yalnızca yargı binalarını büyütmekle sağlanmaz, adalet herkes içindir. Basın özgürlüğü bu ülkede tekrar yeşerecek, siz ve hukuksuz düzeniniz tarihe karışacaksınız. Bizlerse halkın susturulamaz sesi olan gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz.Gazetecilerin serbestçe yazdığı, halkın gerçekleri öğrenebildiği bir Türkiye mümkün ve bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz"
Türkiye'de son bir yıl içinde ifade özgürlüğü ve basın davaları kapsamında birçok gazeteci, aktivist, siyasetçi ve sanatçıya hapis cezası verildi. MLSA'nın 2023 ve 2024 yılları arasındaki verilerine göre, davalarda haber içerikleri, sosyal medya paylaşımları, sanat faaliyetleri ve siyasi söylemler suçlama konusu oldu. Gazeteciler genellikle 'hakaret,' 'iftira' ve 'örgüt propagandası' suçlamalarıyla yargılandı. Siyasetçiler ve sanatçılar ise siyasi eleştiriler nedeniyle hapis cezasına çarptırıldı. Meydanlarda ekonomik krizi eleştirmek bile yargılanma nedeni oldu. Sansür Yasası'ndan başlatılan soruşturmalar ise gazeteciden siyasetçiye, aktivistten vatandaşa kadar herkes için ceza ve tutuklama aracına dönüştürüldü. Hukuken delil niteliği taşımayan pek çok haber, yazı, pankart, tweet ve habere açılan yüzlerce dava ifade özgürlüğünün ne kadar tehdit altında olduğunu gösterdi. |