1. The Elephant Man (Fil Adam)
Sürreel ve sarsıcı üslubuyla öne çıkan yönetmen David Lynch'in 1980 yapımı filmi. 1880'ler Londrası'nda geçen filmde, dünyaya doğuştan engelli ve büyük fiziki deformasyonla gelen Joseph Merrick'in öyküsü anlatılıyor. Siyah-beyaz çekilen film, Lynch'in sinema dünyasında kalıcı olacağının kanıtı olarak görülmüştü. Akademi de bu görüşü paylaşmış olacak ki film 8 dalda Oscar'a aday gösterildi. Seyircisine not: Film bir ‘based on a true story' örneği, yani gerçek bir hikâyeye dayanıyor. Filmde doktor rolündeki Antony Hopkins de görülmeye değer.
2. Blue Velvet (Mavi Kadife)
1986 yapımı bu gerilim filminin senaryosunda da Lynch imzası bulunuyor. Adını ‘Blue Velvet' şarkısından alan film, yönetmenin en tanınmış filmi olarak kabul ediliyor. Küçük bütçeli bu yapımda Lynch etkileyici öyküsüne güvenmiş olmalı. Zira film, babasının geçirdiği kalp krizi üzerine evine geri dönen Jeffrey Beaumont'un evin yakınlarında kesilmiş bir kulak bulmasıyla başlıyor. Yönetmenin kült filmleri arasında sayılan film, Lynch'e en iyi yönetmen dalında Oscar adaylığı da getirmişti.
3. Wild at Heart (Vahşi Duygular)
Bir suç ve gerilim filmi olan Wild at Heart'in başrolünde, ünlü aktör Nicolas Cage vardı. 1990 yapımı olan filmin senaryosu Barry Giffords'un aynı adlı romanına dayanıyor. Bu filmle kariyerinin zirvesine ulaşan Lynch, Cannes Film Festivali'nde de Altın Palmiye Ödülü'nün sahibi oldu. Film, birbirine tutkuyla bağlı bir çift olan Lula ve Sailor'un kaçış maceralarına odaklanıyor.
4. Lost Highway (Kayıp Otoban)
Yönetmenlik kariyerine Twin Peaks dizisiyle devam eden Lynch, 1997 yılında çektiği Lost Highway ile beyaz perdeye geri döndü. Lynch, artık seyirciyi zorlayacağının ve bilinçaltının derinliklerinde yolculuklara çıkaracağının işaretlerini bu filmle birlikte verdi. Çoğu seyircinin ikinci ve üçüncü kez izleme gerekliliği hissettiği Lynch filmlerinin bir örneği olan Lost Highway, karısının geçmişinden habersiz olan ancak bu geçmişin pençesinden kurtulamayan Fred'in hikâyesini irdeliyor.
5. Mullholand Drive (Mullholand Çıkmazı)
Psikolojik gerilim türündeki bu filmde Lynch hem yönetmenliği hem de senaristliği üstlendi. 2001 yapımı ABD-Fransa yapımı filmde Lynch tekrar sürreel ögelere ağırlık verdi. Film, en büyük hayali Hollywood'da ünlü bir aktrist olmak olan Betty Elms'in Los Angeles'ta halasının evine yerleşmesi ile başlıyor. Film artık sanat dünyasında kendisini kabul ettirmiş olan Lynch'e bir kez daha Cannes Film Festivali'nde en iyi yönetmen ödülü, en iyi yönetmen dalında da bir Oscar adaylığı getirdi.