15 Temmuz Darbe Girişimi

Darbe Komisyonu'nun raporu Gülen'in iadesi için ABD'ye gönderilecek

Araştırma safhasını 3 Ocak itibariyle sonlandıran TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun hazırlayacağı rapora son şekli veriliyor

27 Şubat 2017 12:16

Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun hazırlayacağı rapor eksiklikleri tamamlandıktan sonra kamuoyuna açıklanacak. Yakın dönemin önemli isimlerinin ifadelerinin yer aldığı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a ise soru gönderilmediği için eleştirilen rapor, hem AİHM’e gönderilecek, hem de Fethullah Gülen’in ABD'den iadesi için Donald Trump'a gönderileceği belirtildi.

Karar'dan Erol Metin'in haberine göre, çalışmalarının inceleme ve araştırma safhasını 3 Ocak itibariyle sonlandıran TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun hazırlayacağı rapora son şekli veriliyor. Bazı kurumlardan talep edilen bilgi ve belgeler ile 15 Temmuz akşamı darbeciler tarafından rehin alınan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a yazılı olarak yöneltilen soruların cevabı henüz komisyona ulaşmadı. Gelmesi beklenen bu belge ve yanıtlar, hazırlıkları süren rapora eklenecek. Rapor tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacak ve Fethullah Gülen’in iade dosyasına da konulcak. Raporun dünya kamuoyuna sunulacak önemli bir kaynak olması için titizlikle çalışılıyor.

Komisyonun bin sayfayı aşan raporu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) Türkiye aleyhine açılan davalarda delil olarak sunulacak. Rapor ayrıca Fetullah Gülen’in iade talebi kapsamında ABD makamlarıyla paylaşılacak.

Komisyon raporunda, "'FETÖ'nün ortaya çıkışı, gelişimi ve yapısı, genel tarihçesi, güçlenmesini ve gelişimini etkileyen unsurlar, örgütün yapılanması, amacı, stratejisi, legal görünümlü faaliyet alanları, kamu ve özel kurumlar, STK’lar, diğer kurumsal alanlar ve özel hayata sızarak örgütlenmesi, örgüt ile irtibatlı olarak gerçekleştirilen, manipüle edilen olaylar, FETÖ’nün silahlı terör örgütü olduğuna ilişkin değerlendirme, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi, kronolojik seyri, bastırılması ve etkileri konuları üzerinde" durulacak.

"İşlemediği suç yok"

Komisyonun yazılı olarak yönelttiği soruları cevaplayan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, "FETÖ’nün PKK ile Kuzey Irak’ta temas kurarak ülkemizi zaafa uğratmaya çalıştığı istihbarat raporlarına yansımış bir husustur" dedi. Komisyonda dinlenen eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner de "taşeron örgütün sahte bilgi ve belgelerle açılan davalar sayesinde TSK’nın önemli kadrolarına kendi mensuplarını yerleştirdiğini" savundu. Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, örgüt üyelerinin hukuksuz dinlemelerinde birçok isim gibi kendisinin de listede yer aldığını belirterek, "Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olduğum 2008’de bunlar tarafından İBDA-C üyesi olduğum gerekçesiyle, 2009'da ise Hizbullah üyesi olarak dinlenmişim. 2009’un sonunda ise uyuşturucu kaçakçısı olmuşum ama hakkımda bir dinleme kararı yok. Örgütün İstanbul ayağında bulunan Zekeriya Öz, Ergenekon ve Oda TV’den beni hem dinleme hem takip etme kararı vermiş. Böyle bir zulüm sürecini yaşayan kişiyim” bilgisini verdi.

Darbe girişiminin 'FETÖ' tarafından yapıldığını ilk dakikalarda anladığını söyleyen Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan da şunları kaydetti: "30 yıldır emniyet teşkilatını nasıl ele geçirdiklerini biliyoruz. Komuta kademesinin de yakın çevresinin FETÖ tarafından ele geçirildiğini biliyorduk. Böyle bir potansiyellerinin olduğunu değerlendiriyordum."

Darbe Komisyonu'na kaç kişinin bilgisine başvuruldu?

AKP Burdur Milletvekili Reşat Petek başkanlığındaki Darbe Komisyonu, 51’i topantı, 90’ı çalışma ziyareti kapsamında 141 kişinin bilgisine başvurdu. 61 kişiden de yazılı yanıt alındı. MİT, TSK ve Emniyet başta olmak üzere çok sayıda kurum, gönderdikleri belgelerle çalışmalara katkı sağladı. Devletin üst kademelerinde görev almış isimler de  önemli bilgiler verdi. Aralarından eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakanlar Ahmet Davutoğlu, Tansu Çiller, Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz, eski Genelkurmay Başkanları Necdet Özel, İlker Başbuğ, Işık Koşaner ile başta İstanbul ve Ankara’nın olmak üzere çok sayıda eski vali, bürokrat ve askerin delil niteliğindeki anlatımları kayıtlara geçti.