Sözcü yazarı Saygı Öztürk Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki cuntacı askerler tarafından yapılan 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinden aktif rol oynayan emniyet, yargı ve asker isimlerin zamanla görevden alındığına dikkat çekti.
Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın Çanakkale 2. Kolordu Komutanı olarak ataması gündemde tartışmalara yol açmıştı.
Saygı Öztürk'ün "O gecenin tanıkları gönderiliyor mu?" başlığıyla yayımlanan (22 Ağustos 2017) yazısı şöyle:
15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece canla-başla mücadele ettiği bilinen bazı isimler, son dönemde birer-ikişer görevlerinden alınıyor. Yani o gecenin tanıkları, darbe girişiminin önlenmesi için çaba gösteren, emir verenler siliniyor. Bu durum Emniyet, Silahlı Kuvvetler ve yargıda daha belirgin bir biçimde görülüyor.
Toplum ne olduğunu alamaya çalışırken, aynı saatlerde birileri görev başındaydı. Ankara Adliyesi'nden başlaşalım. Başsavcı Harun Kodalak, Başsavcıvekilleri Necip Cem İşçimen, Hakan Pektaş'ın yanı sıra Yücel Erkman da adliyeye ilk giden isimlerdi. Darbe girişiminin üzerinden bir yıl bile geçmeden Kodalak, İşçimen ve Pektaş, bulundukları konumdan daha geri sayılan Yargıtay Cumhuriyet Savcılıkları'na verildi. Kodalak daha sonra Yargıtay üyeliğine seçildi. O gece televizyona bağlanıp, darbeyle mücadele ettiklerini açıklayan isimlerin görevden alınmaları bu çalışmaları bilenler tarafından yadırganmıştı ama bu daha başlangıçtı.
Genel müdürün gidişi
Dönemin Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, darbe girişiminin yaşandığı saatte Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı'na da ulaşamadı. 81 il emniyet müdürlüğüne telsizle “Teslim olmayın, askerin çıkmasını engelleyin” emrini verdi. Darbe girişimi başarılı olsaydı, bugün yargılananların başında Lekesiz olacaktı. O gecenin hikayesinin yazıldığı Emniyet'in bastırdığı kitapta, Lekesiz'in bırakın fotoğrafını adı bile geçmiyor.
Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, 15 Temmuz gecesinde Ankara'da görev yapıyordu. Terörle mücadelede başarılı bir isim olarak biliniyor. O gecenin önemli isimlerinden Karaaslan ne oldu da birden emeklilik dilekçesi verdi. Sebebi şu: Merkeze alınacağını öğrendi, hemen emeklilik dilekçesi verdi. Ancak bu olayın perde arkası daha tam aralanmış değil.
Açığa alınan müdür
Ankara Emniyet müdür yardımcılarından birisi hakkında darbe şüphelilerini koruma karşılığında “haksız mal edinme” iddiasıyla soruşturma açılmış, bu müdür açığa alınmıştı. Tabii ki soruşturma ve mahkeme sonucu bu iddiaların gerçek olup olmadığı açığa çıkacaktır. Dileriz, bunlar gerçek değildir.
Tabii ki Karaaslan'ın ayrılmasıyla bu olayın doğrudan bir ilgisi yoktur ama emrinde görev yapanların isimlerinin şu kritik dönemde bazı olaylara karışması ister istemez emniyet müdürünü de yıpratıyor. Tertemiz bir geçmişi olduğu bilinen Karaaslan'ın belki de her istediğini yaptırmaya alışık siyasilerin isteklerinden bıkmış olması, mesleğinin zirvesindeyken emekliliğe giden yolu açtı. Karaaslan emekli olduğuna göre bazı konulara açıklık getirmesi gerekir.
10 ayda ne değişti?
Pasaport ve Yabancılardan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Yaman Ağırlar, 15 Temmuz gecesi öne çıkan isimlerdendi. Unutulmaz emniyet müdürlerinden Selami Ağırlar'ın oğlu olan Yaman Ağırlar'ın o gece yaptıkları da unutulmadı. Son kararnameyle Bitlis İl Emniyet Müdürlüğü'ne atandı. Ama ona da Turan Aksoy'a yapılan yapılacaksa yazık olur.
Özel Harekat Dairesi o gece bombalanmış, 56 polisimiz şehit edilmişti. Turan Aksoy hem şehitleriyle, yaralılarıyla ilgilendi, hem de Akıncı Üssü'nde rehin tutulan komutanları kurtarmak için operasyonları darbeye karşı olan askerlerle birlikte yönetti. Sonuca bakalım: Turan Aksoy, 25 Ekim 2016 tarihinde çıkarılan kararnameyle Sivas İl Emniyet Müdürlüğü'ne atandı.
Atamasının üzerinden 10 ay bile geçmeden merkeze çekildi. Oldu mu yani?
Kuyuya atılan müdür
Osman Ak, İstihbarat Daire Başkanlığı'nda şube müdürü, Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcılığı görevinde bulundu. Cevdet Saral'ın emniyet müdürlüğü döneminde 1999 yılında emniyet içindeki Fetullahçı yapılanmayla ilgili rapor hazırladı. İşte o rapor hayatlarını kararttı.
Soruşturma, davalar zinciri başladı. Örneğin Osman Ak, Ersan Dalman, Zafer Aktaş tam 43 ay açıkta kaldı. 17/25 Aralık 2013 operasyonlarına kadar hiçbir görev verilmeden kızakta tutuldular. Fetullahçı kadrolara karşı mücadele etmenin en ağır bedeli ödettirildi. Bakmayın bugün herkesin bir anda “FETÖ” düşmanlığına… O günlerde de bunları yazmak yürek istiyordu.
Atanması için hakkında hiçbir engel yoktu. Terfilerini mahkeme kararıyla aldı, açılan davalardan hep beraat etti. FETÖ ile gerçek anlamda mücadelenin, FETÖ'cü olmayanlar tarafından yürütüleceğini sonunda görmüş olacaklar ki 2014 yılında Osman Ak önce Zonguldak'a, ardından Adana'ya, son kararnameyle de Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne atandı. 15 Temmuz gecesinde de hepsinin yeri ve safı belliydi. Geçmişte uğradıkları haksızlığı, kumpasları bilen, bu durumu yıllarca gündeme getiren gazeteci olarak Osman Ak'a da, Ersan Dalman'a da, Zafer Aktaş'a da bu devletin borcu çoktur.
15 Temmuz gecesinin asker ayağını da unutmuyoruz. Onları da başka bir gün aktaralım.