T24 Dış Haberler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Olağanüstü D-8 Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada "Bir noktada Filistin, BM'ye tam üye olacak. Biz Filistin devletini tanımaları için diğer ülkelere çağrıda bulunuyoruz. BMGK aslında bu çağrıya kulak vermeli ve bir ülkenin esiri olmaktan çıkmalı" dedi.
D-8 Dışişleri Bakanları Konseyi, Filistin’e desteklerini açıklamak üzere olağanüstü olarak Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğinde İstanbul’da toplandı. Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisinde düzenlenen toplantıya, üye ülkelerin Bakan, Bakan yardımcısı ve genel sekreterleri düzeyinde katılım oldu. Konseye başkanlık yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, barış, diyalog, iş birliği, adalet, eşitlik ve demokrasi için kurulan konseyin Filistin’e desteğini en güçlü şekilde duyurulduğunu vurgulayarak, konsey dışında ki ülkelere Filistin’i tanımaları ve bu durum karşısında destek olmaları konusunda seslendi.
Dışişleri Bakanı Fidan, toplantının açılışında yaptığı konuşmada Türkiye'nin ve İslam dünyasının Gazze için uluslararası çabalarının altını çizerek "Adil ve kalıcı bir çözüm sadece ve sadece daimi ateşkesle olur, diplomasi ve uzlaşıyla olur. Bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasından başka seçenek yoktur. Daha önce denenmiş yöntemlerin dışına çıkmalıyız" dedi.
"İsrail kıyımının devam etmesi toplumsal gerilimi ve halkların öfkesini tetikliyor"
Fidan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyleydi:
"Bu olağanüstü bakanlar konseyi toplantısı Filistin için daha fazla destek seferberliği ve dayanışmayı göstermek için bir araya geldi. Bugünden itibaren Gazze'nin ümide ve desteğe ihtiyacı var ama bunlardan öte aksiyona ihtiyacı var. Bu savaş İsrail-Filistin savaşı değil, küresel demokrasiye bir meydan okuma. Uluslararası sistem ikiyüzlülük ve bazı ülkelerin körlüğü nedeniyle aslında çöküşe geçti. Gözlerimizin önünde gerçekleşen son 8 aydır devam eden Gazze'deki gelişmeler aslında normların ve değerlerin erozyonunu gösteriyor.
İsrail kıyımının devam etmesi toplumsal gerilimi ve halkların öfkesini tetikliyor. Uluslararası sistem bir çözüm getiremediği sürece aslında İslam dünyası olarak bu probleme sahip çıkmak ve kalıcı bir çözümün liderliğini yapmak bize düşüyor. Türkiye olarak biz bölgesel problemlerin bölgesel çözümleri beraberinde getireceğine ve ancak bu şekilde çözüleceğine inanıyoruz. Aslında bu yaklaşımın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) içinde de yansımasını bulması bizi memnun ediyor.
İİT ilk günden bu yana kararlı bir şekilde adımlar attı. İslam dünyası ilk defa bu kadar kararlı bir duruş gösteriyor. Kasım ayında İİT ve Arap Ligi içinde bir temas grubu kurdu ve birçok farklı ülkeye seyahat edip üst düzey toplantılar gerçekleştirdik. Bu adımların somut sonuçlarını görmek önemli. Filistin politikasını değiştiren ve Filistin'in adil davasını kabul eden ülkeler var.
D-8 Toplantısı
İsrail'in savaşı giderek tırmandırma çabaları karşısında bölgedeki kardeşlerimiz giderek tehdit altında yaşamaya devam ediyor. Mısır sınırındaki olaylar, Lübnan'ın hedef alınması ve Suriye'deki İran konsolosluğuna yapılan saldırı hep bu bölgesel taşma etkisinin sonuçları.
"Gazze'deki bu katliamı gerçekleştirenler bir gün hesap verecek"
D-8 bizim dayanışmamızı göstermemiz için bir başka platform. Aynı zamanda Mısır'ın Gazze'ye insani yardım girişindeki rolünü takdir ediyoruz.
İsrail uluslararası hukuk çerçevesinde birbiri ardına suçlar işlemekte. Gazze'deki bu durum insanlık için bir utanç. Gazze'nin yanında durmak ve bu baskıya direnebilmek hepimizin görevi. İşgal, ilhak ve yasadışı yerleşimlere karşı durmak ve insan onurunu yüceltmek zorundayız. D-8 ülkeleri olarak Filistin'in yanında ve arkasındayız. Bugünkü toplantımız bu taahhütlerin tekrarlanması için bir fırsat ve her noktada iş birliğimizin beyanı ile Filistin halkının haklarını güvence altına almak için çalışıyoruz. Gazze'deki bu katliamı gerçekleştirenler bir gün hesap verecekler. Filistin'in barışçıl geleceği yanında duranlar kazanacaklar. Biz bunu gerçekleştirmek için çok çalışma gerçekleştiriyoruz. Başlangıçtan itibaren iki devletli ve bağımsız, egemen, 1967 toprakları içinde başkenti Kudüs olan Filistin devletini desteklemeye devam ettik. Bugüne kadar 148 ülke Filistin devletini tanıdı. İspanya, Norveç, İrlanda ve Slovenya'nın katılmasıyla yüzlerce ülke bu tarihi adaletsizliğe karşı durdu. Geri kalan ülkeler de bunu takip edecekler.
"BMGK çağrılara kulak vermeli ve bir ülkenin esiri olmaktan çıkmalı"
Bir noktada Filistin, BM'ye tam üye olacak. Biz Filistin devletini tanımaları için diğer ülkelere çağrıda bulunuyoruz. BMGK aslında bu çağrıya kulak vermeli ve bir ülkenin esiri olmaktan çıkmalı.
Filistin hali hazırda her tür siyasi, ekonomik desteği bir tam devlet olarak hak ediyor. Bizim çalışmalarımız insani yardımın Gazze'ye verilmesi ve acil ateşkes için olacaktır. İsrail her zaman bu ateşkes çabalarını manipüle eden ve reddeden taraf oldu. Hamas özellikle bu anlamda kalıcı bir barışın yapıcı bir şekilde destekliyor. Bu tabii ki bir savaş ya da barış çağrısı değil. Adil ve kalıcı bir çözüm sadece ve sadece daimi ateşkesle olur, diplomasi ve uzlaşıyla olur. Bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasından başka seçenek yoktur. Daha önce denenmiş yöntemlerin dışına çıkmalıyız. Türkiye olarak bu çabaların yanında olacağız. Filistin kardeşlerimizin her zaman yanında bulunacağız. Yeniden inşa sürecinde de onların yanında olacağız ve Filistin'in birliğini destekleyeceğiz"
Toplantıya, Pakistan Dışişleri Bakanı Muhammed İshak Dar, Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, Malezya Dışişleri Bakanı Muhammed Hasan, İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri ve Bangladeş Sosyal Refah Bakanı Dipu Moni'nin yanı sıra Mısır ve Nijerya’dan da üst düzeyde yetkililerin katılması bekleniyor.
Gelişen 8 Ülke (D-8) Teşkilatı1997 yılında kurulan D-8 Teşkilatı'nın merkezi İstanbul'da bulunuyor. Türkiye, Bangladeş, Mısır, Endonezya, İran, Malezya, Nijerya ve Pakistan üye ülkeler. Teşkilatın amacı, kalkınma yolundaki ülkelerin dünya ekonomisi içindeki konumlarını iyileştirmek, ticari ilişkilerini çeşitlendirmek ve ticaret alanında üye ülkelere yeni imkanlar yaratmak, uluslararası seviyede karar verme mekanizmalarına güçlü biçimde katılımlarını sağlamak. Toplam nüfusu 1,1 milyarı ve toplam ekonomik büyüklükleri 4 trilyon doları aşan D-8 ülkelerinin toplam ihracatı da küresel ticaretin yüzde 14’ünü oluşturuyor. |