Gündem

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum: Yeni anayasanın temel yaklaşımını milli anayasacılık ilkeleri belirler

02 Mart 2025 11:40

T24 Haber Merkezi 

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, yeni anayasa tartışmalarında ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede milli değerlerden vazgeçilmeyeceğini vurgulayarak; "Yeni anayasada neo-liberal ve liberal hukuk istikameti çizme çabaları var. Neo-liberal hukuk nihayetinde milli devletleri tasfiyeyi amaçlar. Liberal hukuk ise milli devletleri küçültmeyi hedefler, iç ve dış yetki devirlerini teşvik eder. Türkiye bunlara prim vermez. Yeni anayasanın temel yaklaşımını milli anayasacılık ilkeleri belirler. Çünkü milli hukuk ve milli yargı olmadan milli devlet ve bağımsız bir ülke olmak asla mümkün değildir" dedi. 

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Bağımsız bir uluslararası insan hakları düzeni yok, bu çoktan belli oldu. Aynı şekilde ulusalüstü hukuk düzeni iddiasının da gerçek değil bir kurgu olduğu anlaşıldı. ULUSALÜSTÜLÜK KURGUSU 1990’lı yıllarda; tarihin sonu, ulus devlet dönemi bitti, küresel düzene geçiliyor, Avrupa küçük bölgeler Avrupası olacak şeklindeki neo liberal dalga hukuk bakışını da etkiledi. Avrupa Birliği hukukuna ulusalüstü hukuk, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ulusalüstü yargı denildi oysa ne AB ulusalüstü hukuk üretebildi ne de AİHM ulusalüstü yargı olabildi. AB Anayasası fiyasko oldu. AB normları üye ülkelerin ulusal hukuklarının fiilen üstünde değil. Üye ülkeler bunun için devamlı bir uyum sürecine zorlanıyor. AİHM’in ise giderek daha çok siyasi proje karar veren, hukuku batının çıkarları için kullanan yargısal görünümlü siyasi merci özelliği açığa çıktı. Zaten kararların uygulanmasını batıcılığı tek doğru gören üstenci bir siyasi komitenin (Bakanlar Komitesinin) denetlediği bir yargı merci tarafsız ve bağımsız olamaz. Siyaset eksenli böyle bir yerin ulusalüstü yargı merci olması mümkün değil. Sistem olarak da mümkün değil. İkincillik ilkesine göre (hak ve özgürlüklere ilişkin asıl yükümlülüğün taraf devletlere ait olması gereğince) AİHM’in sözleşme uyarınca Konsey üyesi ülkelerin yargı mercileri üzerinde hiyerarşik olarak üstte olan bir konumu yok. Dolayısıyla temyiz merci gibi hiyerarşik denetim yapamaz, sadece yönlendirici denetim yapabilir. Bu da AİHM’in ihlal tespiti kararlarının ulusal yargı mercileri bakımından usulden bağlayıcı ama esastan bağlayıcı olmadığını kanıtlar.

"Yargı, egemenliğin fonksiyonudur"

Genel olarak yargı egemenliğin bir fonksiyonudur. Türkiye’de devletin şeklini milli egemenlik ilkesi belirler. Bu nedenle bizim yargımız milli egemenliğin fonksiyonudur ve Türk Milleti adına karar verir. Türk yargısı milli devletin bir erki olarak organik manada, milli egemenliğin bir fonksiyonu olarak da işlevsel anlamda milli karaktere sahiptir. Yargının fonksiyonel olarak milli olması ve milli hukuka göre karar vermesi insanlığa ait evrensel hukuk bakışıyla uyumlu olmasına engel değildir. Yani milli yargı ve milli hukuk kavramları ile insanlığa ait evrensel hukuk bakışı birbirini dışlamaz. Buna mukabil batıya ait ve batıcılığı teşvik eden hukuk anlayışını evrensel hukuk olarak dayatan yaklaşımlarla milli yargının uyumu, batıcılığa teslim olmadıktan sonra nesnel olarak mümkün değildir. Dünyada bir çok milli devletin batıcılıkla hukuk düzlemindeki çatışmasının ana sebebi budur. Bu arada batı devletlerinin “ulusal yargı politikaları geliştirmeleri ve uygulamaları” normal karşılanırken, bizde bazılarının milli yargı kavramından rahatsız olması ibretliktir. İhtiyacımız ulusal yargı politikamızı geliştirmeye devam etmektir. Abd, Almanya, Fransa, İngiltere gibi batı devletleri bu konuda toplumları baskılıyan, bireyleri korkuya dayalı oto-kontrole zorlayan kötü örneklere sahiptir. Türkiye iyisini yapabilir.

"Türkiye hiçbir zaman milli hukuk ve milli yargı yaklaşımını terk etmez"

Günümüzde ulusal devletler ulusal hukuktan vazgeçemez. Buna mukabil insanlığa ait evrensel hukuk bakışını dışlamadan milli hukuka ve milli yargıya sahip olunabilir ve doğrusu da budur. Türkiye batıcı evrensel hukuk aldatmacasını reddederek, insanlığın tamamının birikimine dayanan ilke, değer ve normdan oluşan bir evrensel hukuk tezini savunmaya devam eder. İnsanlığa ait gerçek evrensel hukuku oluşturmak ve geliştirmek konusunda üzerine düşeni de yapar. Ancak Türkiye hiç bir zaman milli hukuk ve milli yargı yaklaşımını terk etmez. Bir de yeni anayasada neo-liberal ve liberal hukuk istikameti çizme çabaları var. Neo-liberal hukuk nihayetinde milli devletleri tasfiyeyi amaçlar. Liberal hukuk ise milli devletleri küçültmeyi hedefler, iç ve dış yetki devirlerini teşvik eder. Türkiye bunlara prim vermez. Yeni anayasanın temel yaklaşımını milli anayasacılık ilkeleri belirler. Çünkü milli hukuk ve milli yargı olmadan milli devlet ve bağımsız bir ülke olmak asla mümkün değildir."

 


DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları:
Öcalan, Kandil'in çağrısına uyacağı konusunda çok net


Günün öne çıkan haberleri...

TIKLAYIN - ABD'de Yeşil Kart bekleyen Türk aile, Trump'ın sert göçmen politikasının mağduru oldu; gözaltına alındılar, iş yerleri mühürlendi!

TIKLAYIN - Spor yazarları, Beşiktaş'ın Kayserispor galibiyetini yorumladı: "Solksjaer’de, sinemadaki büyülü kahramanların sırları var sanki"

TIKLAYIN - Tolga Şardan | Otel sahibinin damadı Aras: Silah ruhsatı başvurusu yapabilmek için genel müdür sıfatıyla görevlendirildim

TIKLAYIN -Düğünde ateş edene 10, trafikte yol kesene 3 yıl hapis, trafikte makasa 50 bin, drifte 80 bin ceza geliyor

TIKLAYIN - Ertuğrul Özkök: Kaldığım perili Oscar otelinin 4’üncü, 9’uncu ve 12’ncı̇ katından hayalet hikâyelerı̇

TIKLAYIN -"Uyuşturucu" suçlamasıyla gözaltına alınan Dilan ve Engin Polat adliyede: Sağlık kontrolüne böyle götürüldüler