Sağlık

Çocuklarda görülen astım alerjik kökenli

Uzmanlar, çocuklarda görülen astımın genellikle alerjik kökenli olduğunu söylüyorlar.

03 Mart 2009 02:00
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Selçuk Yazıcı, çocukluk çağında görülen astımın yüzde 90 oranında alerjik kökenli olduğunu söyledi.

Hastalığın ortaya çıkışında birçok çevresel faktörün yanında kalıtımsal özelliklerin de rolü olduğunu ifade eden Yazıcı, bu nedenle hastalığın tedavisinde, öncelikle korunma için uygulanan genel önlemler ve hastaların eğitiminin önem kazandığını vurguladı.

Astımın belirtilerinin, akciğerlerde bronş ve bronşiyol adı verilen hava yollarının iç yüzeylerinin enflamasyonuna 'yangı' bağlı olarak geliştiğini dile getiren Yazıcı, "Bu enflamasyon mukus üretiminin artmasına neden olur ve enflamasyonla ilgili bağışıklık sistemi hücrelerinin hücumu söz konusudur. Her iki durum da hava yolu tıkanıklığına neden olur. Ek olarak hava yollarını çevreleyen kaslarda kasılma meydana gelir ve hava yollarındaki daralma şiddetlenir. Astımla ilişkili enflamasyon aynı zamanda hava yollarında aşırı duyarlılık gelişmesine neden olur. Bu hava yolları tetikleyici olarak adlandırılabilecek özel durumlara maruz kaldığında genellikle astım atağı denilen durum meydana gelir." diye konuştu.

Tetikleyicilerin genelde alerjen maddeler olduğunu kaydeden Yazıcı, "Yıl boyu maruz kalınan ev içi alerjenlerin bronşlarda yarattığı alerjik iltihabi durum, soğuk hava, egzersiz, viral solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal buharlar, hava kirliliği ve sigara dumanı gibi uyaranlarla temas sonucu astım belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Bunun yanında spesifik olarak alerjinin söz konusu olduğu ev dışı alerjenlerle temas sonucu ve genellikle mevsimsel olarak aynı tablo gözlenmektedir." şeklinde konuştu.

En yaygın alerjenlerin; hayvan tüyü ve salyası, polenler, küfler, toz mitleri, hamamböceğinin vücut artıkları, bazı ilaçlar ve yiyecekler olduğunu aktaran Yazıcı, egzersiz, soğuk hava solumak, hava kirliliği, odun dumanı, sigara dumanı, bazı boyalar ve duygusal stresin de astım atağını tetiklediğini söyledi.

Çocukların çoğunun hayatın ilk 2 yılında astıma belirti verdiğine dikkat çeken Yazıcı, şunları söyledi: "Bu yaşlarda akciğer ve bronşların gelişimini henüz tamamlamamış olması, küçük hava yolu çaplarının dar, kıkırdak dokunun az olması, tekrarlayıcı bronş daralmasına katkıda bulunur. Dört-beş yaşlarında gelişimin tamamlanması ile çocukların çoğunda düzelme gözlenmektedir. Düzelmeyen çocukların bir kısmı da ergenlik çağında klinik bir iyilik dönemine girerler. İyileşen olgularda ileriki yıllarda tekrar hastalık belirtileri çıkabilmektedir. Astım tanısının doğrulanması kan testleri, akciğer röntgen filmi ve akciğer fonksiyon testleri ile yapılır. Astımda akciğer fonksiyonlarının ölçülmesi, gerek tanı, gerekse tedaviye yanıtın değerlendirilmesi açısından büyük önem taşır.