Yaşam

Çocuklar bin 200 saatini TV karşısında geçiriyor

Yapılan değişik araştırmalara göre, çocuklar yılda yaklaşık 900 saati okulda, bin 200 saati ise televizyon karşısında geçirmektedir.

18 Ekim 2010 03:00

T24 - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr, Davut Dursun, sadece kanunla verilmiş yetkileri kullanarak yayın ihlalinde bulunan kuruluşlara müeyyide uygulamanın çocukların zararlı yayınlardan korunmasında yeterli olmadığını belirterek, "Yapılan değişik araştırmalara göre, çocuklar yılda yaklaşık 900 saati okulda, bin 200 saati ise televizyon karşısında geçirmektedir. İlköğretim çağını tamamlamış bir çocuk yaklaşık olarak 100 bin kadar şiddet sahnesi ve 8 bin ölüm ya da öldürme sahnesi izlemiş olmaktadır" dedi.

RTÜK ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen ve Başkent Öğretmenevi'nde başlayan ''Medya Okuryazarlığı Dersinin Yaygınlaştırılması'' konulu panelin açılışında konuşan RTÜK Başkanı Prof. Dr. Dursun, çoğalan medya mecralarının, teknolojik gelişmelerin verdiği imkanlarla toplumun bütün kesimleri üzerinde büyük ve sürekli etkiler yarattığını vurguladı.

Söz konusu medya mecraları arasında özel bir yere sahip olan televizyonun, izleyiciler ve daha çok gelişim çağındaki çocuklar üzerinde olumlu etkilerinin yanında bir dizi olumsuz etkileri bulunduğunun herkes tarafından kabul edildiğine dikkati çeken Dursun, bugün panelde bir araya gelenlerin ortak noktasının çocuklarla ilgili kaygılar olduğunu belirtti.

Medyanın ve özellikle de televizyon yayınlarının gelişmekte olan çocukların gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle ulusal ve uluslararası düzlemde bazı düzenlemeler yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Dursun, ''Çocukların fiziki, sosyal ve ahlaki gelişiminin televizyon yayınlarınca olumsuz etkilendiği kabul edilmekte ve bazı tedbirler alınmaktadır. Öne çıkan en önemli tedbir, çocukların televizyon karşısında bulundukları saatlerde onları olumsuz etkileyebilecek içerikteki programların yayınlanmamasıdır'' dedi.


RTÜK'ün 7 yılda uyguladığı müeyyidelerin yüzde 27'si çocuklara yönelik

Prof. Dr. Davut Dursun Türkiye'de televizyon yayınlarını düzenleyen 3984 sayılı Kanunun 4/z maddesi ile Türkiye'nin taraf olduğu ''Avrupa Konseyi Sınırötesi Televizyon Sözleşmesi''nin yayıncıların sorumluluklarını düzenleyen 7. maddesinden örnek vererek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''RTÜK'ün sürdürdüğü yayın denetimlerinde bu düzenlemeleri ihlal eden yayınlara karşı müeyyide uygulanmaktadır. Üst Kurul tarafından 2002-2009 yılları arasında uygulanan müeyyidelerin yüzde 27'sinin konusunun çocuklar için zararlı yayın içerikleri oluşturmaktadır.

Ancak tecrübeler göstermektedir ki sadece kanunla verilmiş yetkileri kullanarak yayın ihlalinde bulunan kuruluşlara müeyyide uygulamak, çocukların zararlı yayınlardan korunması konusunda tek başına yeterli olmamaktadır.

Çocukların sadece televizyonların değil medya araçlarının olumsuz etkilerine karşı bilinçlendirilmesi amacıyla bazı projelerin uygulanması gündeme gelmiştir. Bu çerçevede RTÜK, başta Medya Okuryazarlığı Dersi olmak üzere bazı projeler devreye sokmuştur. Bu çalışmalardan en önemlisi kuşkusuz Medya Okuryazarlığı dersidir. İlköğretim okullarının 6, 7, 8. sınıflarında seçmeli olarak okutulan ders ile çocuklarımızın yazılı ve yazılı olmayan büyük çeşitlilik gösteren formatlardaki mesajlara ulaşma, bunları çözümleme, değerlendirme ve iletme yeteneği kazanabilmeleri amaçlanmaktadır.''


''Çocuklar yılda 900 saati okulda, bin 200 saati televizyon karşısında geçiriyor"

RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, konuşmasında yapılan değişik araştırmalardan şu örnekleri verdi:

''Çocuklar yılda yaklaşık 900 saati okulda, bin 200 saati ise televizyon karşısında geçirmektedir. İlköğretim çağını tamamlamış bir çocuk yaklaşık 100 bin kadar şiddet sahnesi ve 8 bin ölüm ya da öldürme sahnesi izlemiş olmaktadır. Ülkemizde çocukların yaklaşık yüzde 60'ının kendisine ait odası vardır ve yaklaşık yüzde 30'unun odasında ayrı televizyonu bulunmaktadır. Çocukların yüzde 64'ü boş zaman etkinliği olarak ikinci sırada televizyon izlemeyi göstermiştir.

Bugün burada tartışılacak olan Medya Okuryazarlığı, RTÜK ile MEB'nin işbirliği sonucu hayata geçirilen bir projedir. Ders ilk olarak 2006-2007 öğretim yılında 5 pilot ildeki ilköğretim okullarında verilmiştir. 2007-2008 öğretim yılından itibaren de MEB tarafından seçimlik ders olarak programa alınmıştır.''


Projenin amacı

Prof. Dr. Dursun, projenin medya karşısında etkiye açık, en hassas grubu oluşturan çocukların medya dünyasının yapısını, işleyişini, kurgulanmış içeriğin bilinçli bir şekilde değerlendirilmesini ve eleştirel olarak izlemesini, medya ile ilgili doğru soruları sorup doğru yanıtları bulabilmesini sağlamak olduğunu ifade etti.

Dursun, bu dersi alan öğrencilerin sayısal tablosu ile ilgili şu konulara değindi:

''2007-2008 öğretim yılında öğrencilerin yüzde 11.45'i, 2008-2009'da yüzde 27'si, 2009-2010'da ise yüzde 22.15'i bu dersi seçmiştir. Bugüne kadar toplam 2 milyon 284 bin 84 öğrenci bu dersi almıştır. MEB verilerine göre 30 ilde dersin seçim oranı Türkiye ortalamasının üzerinde, 51 ilde ise Türkiye ortalamasının altındadır.

RTÜK'ün bu dersin yaygınlaştırılması ve medyanın olumsuz içeriklerine karşı bilinçli, duyarlı ve konuya eleştirel bakabilen kitlelerin yetiştirilebilmeleri için MEB'den bazı beklentileri bulunmaktadır. Bu ortamda beklentilerimizi tekrarlamak istiyorum. Aşamalı olarak medya okuryazarlığı dersini İletişim Fakültesi mezunlarının vermeye başlaması için gerekli çalışmaların yapılması. Dersi veren öğretmenlerimizin çocuklarımız açısından olumsuz etkileri bulunabilen medyanın aynı zamanda sağlıklı bir demokratik yaşamın vazgeçilmez unsuru olduğu gerçeğine bağlı kalarak, medya okuryazarlığı dersinde bu hassas dengeyi gözetmeleri. Dersi alan öğrencilerin velilerinin de pekiştirici rolü üstlenmeleri için gerekli çalışmaların yapılması ve böylece medya okuryazarlığında bir öğrenciden bir aileye erişilmesi. Dersin MEB tarafından zorunlu dersler arasına alınması.''

RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, dersin yaygınlaştırılması ve içeriğinin geliştirilmesi konusunda üzerlerine düşen görevi yapmaya hazır olduklarını sözlerine ekledi.

Konuşmanın ardından Yeni Şafak Gazetesi yazarı Kürşat Bumin tarafından ''Medya Eleştirisi ve Medya Okuryazarlığı Dersinin Önemi'' konulu açılış konferansı verildi. Panel, gün içinde çeşitli konularda düzenlenecek 3 oturumun ardından sona erecek.