Yaşam

'Çobanı taradılar, sonra mayınla patlattılar' iddiası

"Soysuzlar Çetesi" filmindeki vahşet sahnelerinin 1995’te Hakkâri Yüksekova’da yaşandığı iddia edildi.

04 Şubat 2010 02:00
T24 -   Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde 1995’te çobanlık yaparken kaybolan oğlu Nezir Tekçi’nin izini süren Halit Tekçi, oğlunun 15 yıl önce öldürüldüğüne tanık olan bir kişiye ulaştı. O dönemde Yüksekova Tabur Komutanlığı’nda er olarak görev yapan Yunus Şahin, tanık olarak savcılığa verdiği ifadede Nezir Tekçi’nin bölgede bulunan Bolu Dağ ve Komando Tugayı tarafından gözaltına alındığını ve öldürüldüğünü iddia etti.


Ailenin avukatı Davut Uzunköprü  konuyla ilgili davanın AİHM’e gittiğini, yeni tanıkla birlikte soruşturmanın yeniden başlamasını talep ettiklerini söyledi.

Taraf gazetesinden Ömer Oğuz'un "Çobanı taradılar sonra patlattılar" (3 Şubat 2010) başlıklı haberi şöyle:

Çobanı taradılar sonra patlattılar

“Soysuzlar Çetesi” filmindeki vahşet 1995’te Hakkâri Yüksekova’da yaşandı. Askerler bir çobanı gözaltında tarayıp mayınla patlattılar.

Taraf gazetesinden Ömer Oğuz'un haberine göre Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde 1995’te çobanlık yaparken kaybolan oğlu Nezir Tekçi’nin izini süren baba Halit Tekçi’nin karşısına Yüksekova Tabur Komutanlığı çıktı. Acılı babanın ısrarlı aramalar sonucu ulaştığı ve 15 yıl önce Yüksekova Tabur Komutanlığı’nda er olarak görev yapan Yunus Şahin, tanık olarak savcılığa verdiği ifadede Nezir Tekçi’nin bölgede bulunan Bolu Dağ ve Komando Tugayı tarafından gözaltına alındığını ve öldürüldüğünü iddia etti.

Savcı babayı kovdu

1988’de Dağlıca’ya bağlı Demir (Mıdı) köyünde yaşayan Halit Tekçi, evlerinin boşaltılması sonucu önce Üçkardeş (Zeri) köyüne, ardından da Güngör Mahallesi’ne yerleşti. Baba Tekçi, 16 nüfuslu ailenin geçimini sağlamak için çocuklarını da çevre köylere çobanlık yapmaya gönderdi. Ancak, Tekçi ailesi 28 Nisan 1995 tarihinden sonra çocukları Nezir Tekçi’den bir daha haber alamadı.

Cemil Kırmızıtaş adlı bir tanıdıkları sayesinde oğlu Nezir Tekçi’nin Bolu Dağ ve Komando Tugayı tarafından gözaltına alındığını öğrenen baba Halit Tekçi sonrasındaki gelişmeleri şöyle anlatıyor: “Bunun üzerine Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Cumhuriyet Başsavcısı dilekçemi yüzüme fırlatarak, ‘Sen nasıl Türk askerine iftira atarsın’ dedi ve beni makamından kovdu.”

15 yıl sonra gelen tanık

Oğlunun peşini bırakmayan acılı baba Yüksekova’da görev yapan Vanlı bir asker sayesinde 1995 yılında Çanakkale’den Yüksekova Tabur Komutanlığı’na geçici görevle gelen er Yunus Şahin’e ulaştı. Tanıklık yapmayı kabul eden Şahin, geçen Ağustos ayında Yüksekova Cumhuriyet Savcılığı’na ifade verdi.

Şahin, tutanaklara yansıyan ifadesinde gözaltına alınan Nezir Tekçi’yi de beraberinde operasyona götürdüklerini kaydetti. Operasyona katılan rütbelileri, “1. Bölüğün Komutanı Yüzbaşı Ali Osman Akın, 2. Bölük’ten Kemal Teğmen ve 2. Bölük Komutanı bir yüzbaşı” olarak sayan Yunus Şahin şöyle devam etti:

“Aşağıya köye doğru yaklaştığımız tepelik bir yerde durmamızı emrettiler. Fakat olduğumuz yerden köy görünmüyordu. Ali Osman Akın adlı Yüzbaşı, Nezir’e ‘Bize PKK’nın yerini ve silahlarını göster’ dedi. Nezir, onların yerini bilmediğini söyledi. Bunun üzerine Ali Osman, ‘Seni öldüreceğim’ deyince Nezir ‘Benim bir suçum yok, ben ne yaptım ki’ diye söylendi. Sonra Ali Osman, Nezir’i alıp bizden 10 metre kadar ileriye götürdü. Nezir öldürüleceğini anladığı için koşup bizim tarafa doğru geldi. Bunun üzerine Ali Osman adlı yüzbaşı bize hitaben ‘Aranızda hangileri Kürt ise parmak kaldırsın’ dedi. Yaklaşık 20 kişi parmak kaldırdı. Ali Osman, bize Nezir’i göstererek ‘ Kürt olanlar üzerine doğru ateş etsin’ dedi. Orada olan Kürt askerlerden bir kısmı ‘Sadece biz ateş etmeyiz’ deyince kimse ateş etmedi.”

Teğmen kopmuş kafasını getirdi

İfadesinde Kemal isimli bir teğmenin “Komutanım isterseniz ben vurayım. Emir komutayı bana verin, ben vurayım” dediğini ve yüzbaşının bunu kabul ettiğini anlatan Şahin şunları kaydetti: “Kemal Teğmen, Nezir’in kolundan tutup bizden on metre uzağa götürüp orda G-3 ile kendisine bir veya iki el ateş etti. Bu arada Ali Osman bize dönerek ‘Hepiniz ateş edin’ dedi. Herkes Nezir’e doğru ateş etti.

Ben de bütün bölük gibi o tarafa doğru ateş ettim. Fakat isabet etmesin diye kenara ateş ettim. Bu sırada bölükte 70’e yakın rütbeli ve asker vardı. Herkes de o tarafa doğru ateş etti. Nezir, yere düşmüş ve ölmüştü. Ali Osman bize ‘Geri çekilin’ deyince geriye doğru çekildik. Bu sırada Kemal Teğmen ‘Mayıncı yanıma gelsin’ dedi. Bir müddet sonra mayının patlama sesi geldi. Bizler ölen Nezir’in elbiselerinin havaya uçuştuğunu gördük bir süre sonra da Kemal Teğmen elinde Nezir’in gövdesinden kopmuş kafasını saçlarından tutarak getirip bize gösterdi. Ve Ali Osman bize ‘Bölük yola devam etsin’ dedi. Biz köydeki çadırlara geri döndük. Birkaç gün sonra ben köye geri döndüm.”

Fotoğraftan teşhis etti

O gün yakalanan ve kendileriyle dağa operasyona götürülen kişiyi savcının karşısında fotoğraflarından da teşhis eden Yunus Şahin, “Anlattığım gibi Kemal Teğmen bu kişinin vücudundan kopmuş kafasını getirip bize gösterdiğinden beri bu olayı ve adamın yüzünü hiç unutmadım. Zaten kendisine çay vermiş ve konuşmuş olduğum için de yüzünü biliyorum. Kısacası öldürülen kişinin, fotoğrafını gösterdiğiniz kişi olduğundan hiçbir kuşkum yoktur” dedi.

Ailenin avukatı Davut Uzunköprü ise konuyla ilgili davanın AİHM’e gittiğini, yeni tanıkla birlikte soruşturmanın yeniden başlamasını talep ettiklerini söyledi.