Müziğin tüm dilleri üzerinde evrensel bir dil olduğu söylenir. Ve fakat geleneksel müzik enstrümanları fiziksel engelleri aşmakta bu kadar başarılı olamayabiliyor. Bu engeli aşmayı hedefleyen ve klasik müzik dünyası tarafından da resmen tanınan yeni bir enstrüman, müzik sahnesinde yeni kapılar açmaya hazırlanıyor.
26 yaşındaki Alessandro Vazzana, 5 yaşından beri müzikle uğraşıyor. Önce piyano, daha sonra gitar ve davul çaldı.
Doğuştan engelli olan Alessandro, elektrikli tekerlekli sandalye ile hayata katılıyor. Zaman içinde ellerini kullanma becerisini de kaybetmeye başladı.
Frajil X sendromu nedeniyle öğrenme güçlüğü de yaşıyor. Bu hastalık, Alessandro'nun iletişim becerisini etkilese de müziğe olan sevgisini etkilemedi.
Enstrüman çalmak fiziksel olarak çok zorlayıcı hale geldiğinde Alessandro müziği daha erişilebilir kılan, tamamen dijital bir enstrüman olan Clarion ile tanıştı.
Clarion istediğiniz herhangi bir enstrümanın sesini taklit edebilen ve iPad gibi teknolojik cihazlarda çalışan bir yazılım.
Clarion'un tasarımcılarından biri olan Open Up Music'ten Barry Farrimond-Chuong, bir yazılım olmasının onu diğerlerine kıyasla daha değersiz bir enstrüman yapmadığını söylüyor.
BBC'ye konuşan Barry, "Bir kemanın ahşaptan yapılmış olması gibi bu da bir yazılımdan yapılmış müzik aleti" diyor ve devam ediyor:
"Çoğu müzik aletini çalmak için iki el ve 10 tane çok hünerli parmak gerekir. Ancak Clarion'u vücudunuzun en fazla yetkiye ve kontrole sahip bölgeleriyle çalabiliyorsunuz."
Bu gözler, eller, joystickler ve hatta hareketli kameralar yardımıyla bir bacak bile olabilir.
Barry, "Bazı genç müzisyenler için bu, kontrol sahibi olmak ya da sadece müziğin pasif alıcıları olmak arasındaki fark" diyor.
lessandro, Clarion'u çalarken kablosuz bir işaretleme cihazını kontrol etmek için baş hareketleri kullanıyor.
En iyi Clarion sanatçılarından biri olarak kabul edilen Alessandro, İngiltere'de çeşitli orkestralarla birlikte çalıyor.
Alessandro, "Başkalarıyla müzik yaratmayı çok seviyorum. Bir grubun parçası olmak harika" diyor.
Clarion sanatçıları geleneksel müzik notaları kullanmak yerine, hepsinin farklı bir özelliği olan blokları birleştirerek müzik oluşturuyorlar. Örneğin bir bloğun alt kısmı daha sessiz, üst kısmı yüksek sesli olabilir. Müzisyenler bu bloklara daha sonra vibrato veya ona benzer süslemeler ekleyebilir. Ama bunu yapmak pratik ve beceri gerektiriyor.
Barry, önceden programlanmış olsa da Clarion'un canlı olarak ve "geleneksel bir müzik aletinde elde ettiğiniz aynı tehlike hissiyle" çalındığını söylüyor, "Herhangi bir hatayı anında duyabilirsiniz" diyor.
Open Up Music'in kurucusu Barry, "önünde hiçbir engel olmasaydı müzik alanında kariyer yapabilecek genç müzisyenler için" Ulusal Açık Gençlik Orkestrası dahil İngiltere'de toplamda 60 kapsayıcı orkestrayı yönetiyor.
Ulusal Açık Gençlik Orkestrası'nın üyesi olan Alessandro, Clarion sayesinde orkestranın farklı bölümlerine uyum sağlayabildiğini ancak daha fazlasını istediğini söylüyor.
Barry, Clarion'un bireysel bir sesi olmasının ona daha uzun ömürlü hale getireceğini söyleyerek, "Bu kendi sesini aramaya devam eden bir enstrüman" diyor.
Barry geleneksel orkestralarda hangi seslerin eksik olduğunu anlamak için Clarion müzisyenleri, besteciler ve profesyonel orkestralarla birlikte çalışıyor.
"Clarion'un kendi sesi olsa besteciler ona göre yeni müzikler besteleyebilir" diyen Barry böylece orkestraların enstrümanla daha çok ilgileneceğini ve bunun da istihdam yaratacağını söylüyor.
İngiltere'de profesyonel müzisyenlerin yüzde 2'den azının engelli olduğu düşünülüyor.
Bu ay Clarion'un ciddi bir enstrüman olarak nasıl meşrulaştırılacağına ilişkin tartışmaların ardından, profesyonel sektöre doğru bir adım daha atıldı.
Kraliyet Müzik Okulları'nın sınav kurulu, Clarion'u resmen bir enstrüman olarak tanıdı ve 2024'ten itibaren keman ve flüt gibi geleneksel enstrümanlar gibi derecelendireceğini duyurdu.